Veba gibi yayılan pandemiden daha kötüsü devletin, millettin, eşlerin, işlerin ve kişilerin birbirlerini aldatması çığ gibi büyüyor…
Şahmeran efsanesini uzun uzun anlatmayacağım. Şahmeran, gerek Anadolu’da ve gerekse Ortadoğu coğrafyasında ünlenen bir efsane öznesidir. Farsça kökenli ‘Şah-ı meran’, yani ‘Yılanların Şahı’ diye bilinir. Efsaneye göre genç ve güzel bir kadın kafasına sahip, bedeni ise yılan şeklinde olan yaratıktır. Bu efsaneden hareketle bir de tevatür yerleşmiştir Kilikya coğrafyasında; “Adana selden, Tarsus yılandan ve Mersin yalandan yok olacaktır!” Mağaraya hapsolan Cemsab, ailesini özlediğini ve geri dönmek istediğini söyleyince, Şahmeran onu karşısına alır ve onunla şöyle konuşur. Bakalım ne söyler; “Seni sevdim ve burada kalmanı dilerim. Ama ailene olan özlemine de saygılıyım. Bu nedenle dönmene engel olmayacağım. Ama bana söz ver; varlığımdan kimseye söz etmeyeceksin ve yurdumu kimseye tarif etmeyeceksin. Bir de unutma, beni tanıdığın için bedenin pullarla kaplandı. Bu nedenle hamam giderek diğerlerinin yanında soyunma ve bedenini gösterme”. Hikâyenin sonunda Cemsab söylemeye zorlanır ve Şahmeran özellikle; İnsanoğlunun sır tutamadığını bilirim der. Hikâyenin özü; İnsanların sır tutamaması…
Karanlık gecenin aydınlık sabahına benzetiyorum. Hiç bir şey gizli kalmıyor.26 Mayıs Kanlı Ay tutulmasıyla Astrologlar şunu söylüyorlar; Bu dönemler kritik yapmaya, sorgulamaya açık dönemlerdir. Bugün meydana gelecek yılın ilk tutulması bu vesile ile arınma, veda etme, sonlanma ve yeni düzenlemeleri önümüze getirecektir. Büyük çatışmaları, büyük mücadeleleri bize gösteriyor. Demek oluyor ki bazı şeyleri yerli yerine oturtmak için önce saklananların köşesinden çıkıp gerçekleri gözümüze sokması gerekecek.” bilinçsiz duyguları yüzeye çıkartacak ve refleksler artacak. Arınmak, yenilenmek ve dinçleşmek için son derece güçlü bir zaman diliminin içine düşeceğiz.
Ülke olarak Yeraltı mafyasından nasıl bilgi alacağız diye bekliyoruz. Konuşulan her şey belgeli. Belge karşısında bunları çürütecek hiçbir argüman yok. İnsanların gözünün içine baka baka aldatmak. Ülkemizde uygulanan hukuk sisteminde aldatma eyleminin var olduğundan söz edebilmek için gözle görülür, elle tutulur delillere gereksinim duyulur. Kısacası ispatlamak istiyorsanız, mahkemeye, hukuka uygun olarak elde edilmiş deliller sunmak durumundasınızdır.
Sadece Ülke olarak değil son zamanlarda eşlerin, çiftlerin, sevgililerin de birbirini aldatması çoğaldı. Evli erkeklerle gizli ilişki yaşayan bekâr kadınlar, evli kadınlarla ilişki halinde olan erkekler, yaşlı zengin erkek para avcısı genç kadın hikâyeleri. Uzman Klinik bir arkadaşımdan bu konu hakkında aldığım bilgiyi aktarmak istiyorum. Aldatan kişi her şeyden öte duruma kendisini aldatmakla başlar. Bilinçdışında bunu bastırır. Eşine, sevgilisine, partnerine vs. bağlılığını zedeleyici, örseleyici düşünce ve davranışlarından kendisi de hoşnut değildir ve bu durumdan rahatsız olur ancak; bu rahatsızlığını ve hoşnutsuzluğunu gidermek için bilinçdışında yaptığının mantıklı bir açıklaması, kendince haklı gerekçeleri olduğuna dair bir akıl yürütme sistematiği geliştirir. Bu sistematik bilinçdışı süreci kimilerinde öyle bir ruh hali alır ki, bir yaşam tarzı haline bürünür. Ve işin garip tarafı bilinçdışında kendisini buna ikna eder. Hâkimi, savcısı, avukatı, tanığı ve sanığı kendisidir. Bilinçdışında diktatör bir rejim kurmuştur.
Aldatan ve aldatılan… Öyle bir kaos içindeyiz ki. Kendi yalanıyla sistem kurmuş o sistemin içindekileri inandırmış. Çarkını döndürürken birden çarkın dişlilerinden biri kopmaya başlıyor. Onarılması için beklenirken dişliler birer birer dökülüyor.26 Mayıs Ay tutulması sen nelere kadirsin. Tüm yalanlar, aldatanlar, aldatılanlar herkesin eteklerindeki dökülüyor. Dökülüyor dökülmeye de sonu ne olacak. Her hikâyenin bir sonu vardır. Gerçeklerin yanlışlığı fark edilip adalet mekanizması işleyecek mi? Aldatan yaptığı hatalarından ders çıkarıp temiz sayfa açacak mı? En önemlisi kendi vicdan muhasebesini sıfırlayabilecek mi?
Aldatmanın en kötüsü kendini aldatmaktır. Daha kötüsü kişinin aldatamayacağı tek kişi yine kendisidir.