Diyarbakır’daki BDP Nevruzu, AKP İktidarının Tüm Dönemlerinin En Büyük Ayıbıdır
Adı Nevruz Bayramı.
Tarihten beri baktığımızda son yirmi yılda kutlanmaya başlandı. Son yirmi yıla kadar Nevruz yok muydu? Vardı da niye kutlanmadı. Tarihimizi ve tarihsel derinliklerimizi yeni mi hatırlamaya başladık?
Öyleyse Nevruz Bayranı’na iade-i itibar yapılmalıdır. Yoksa Nevruz Bayramına büyük haksızlık yapılmış olur (mu acaba).
Tabi ördeğin ayağı böyle değil. Nasıl ki, 18. yüzyıldan itibaren sanayi devrimide ezilen emekçilerin işçilerin haklarını savunmak için Sosyalist sistem Sendikaları ortaya çıkarmış ve Kapitalist sistem de sendikaları içselleştirip kendi parçası haline getirmişse, bu gün de, daha düne kadar ayrılıkça terör örgütleri ve illegal örgütlerce dile getirilen NEVRUZ u Türkiye Cumhuriyeti resmileştirmiş ve meşru tarih ajandasına kaydetmiştir.
Bu günkü nevruz kutlamalarına baktığımızda ise, devlet törenlerinde ateşten atlama ritüellerinin ve demir dövme canlandırmalarının ne kadar yapmacık ve yavan olduğunu görmekteyiz.
Konunun Özü:
Bireylerin olduğu gibi devletin de yanılma hakkı vardır. Bu yanılma hakkı belli boyutları aşmamalıdır. Belirli boyutları aşması durumunda toplum katmanlarının devlete olan güveni ve saygısı kalmayacaktır.
Daha düne kadar PKK ile bunca mücadele verilmedi mi?
Daha düne kadar kırmızı sarı ve yeşil renkler dahi yasak değil miydi?
Daha düne kadar bir parti Bölücü elebaşısının ismi lazım olamyan kişisinin adını ağızlarına aldıklarında tutuklanmıyor muydu, bu partiler kapatılmıyor muydu?
Tamam parti kapatılsın, milletvekilleri tutuklansın istemeyiz, ancak TÜRKİYE CUMHURİYETİ SINIRLARI İÇİNDE BÖLÜCÜLÜĞÜN MEŞRU ZEMİNDE HAYKIRILMASI, İSMİ LAZIM OLMAYAN BÖLÜCÜ BAŞININ BÜYÜK TEZAHÜRATLARLA BAYRAKTARLAŞTIRILMASI İSTER TÜRK VATANDAŞI OLARAK İSTER TÜRKİYE VATANDAŞI OLARAK İSTER AHMET FİDAN OLARAK KANIMA DOKUMMUŞTUR VE DE DOKUNMAKTADIR.
Bu günleri (dünkü diyarbakırdaki nevruz kutlama törenlerini) keşke hiç yaşamamış olsaydım. Keşke bu esefle kınadığım olayları yaşamamış olsaydım. Keşke Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu kadar rencide edilmemiş olsaydım. Bunları yazıyorum lakin bir de şehit ve gazi analarını düşünüyorum. Kim bilir onların içleri nasıl sızlıyordur, nasıl kahroluyorlardır.
Şimdiye kadar siyasal iktidarın açılım sürecine önemli ölçüde olumlu bakmaktaydım. Demokrasi ve katılım noktasında, servetin ve gelirin toplum içinde adil bölüşümü konusunda görüşlerim sabit kalmak üzere kürt açılımının tam anlamıyla sömürgeci emperyalist, sinsi, hain, dayatmacı, işbirlikçe talihsiz ve dahi kötü niyetli bir politika olduğunu düşünmekteyim. Bu düşünceye gelmiş olmam şahsım adına üzücüdür.
Kimseye görüş ve düşüncesinden dolayı saygısız değiliz ama sınırlarımız içinde bölücü bir kişi ve oluşumun bu denli şa’şaa ile tören yapmasını ŞİDDDETLE, ELEMLE, ESEFLE PROTESTO EDİYORUM.
Geleceğimizi aydınlık görmekteydim ve hep bunu dile getirirdim fakat artık her bu dileğimde içimin burkulacağını da belirtmiş olayım. Esen kalınız.
İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004).
Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi.
ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir.
Eserleri:
Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.
Nevruz-Bahar bayramını kürtleştirdiler hocam
İşin rezilliğini çıkardılar
Bahar sanki tek kürtlere geliyormuş gibi
Her konuda olduğu gibi bununda içine ettiler
TV ler bile diyarbakır ile kafayı bozmuşlar tüm haber BDP başka bir şey yoktu
Bir de siyasi anlayış olarak çok uzak olduğum Osman BAYDEMİR’in “Kanın akması haramdır” ifadesini dikkate alsaydınız artık bölücülüğün yok olmakta olduğunu görecektiniz. Üstadım inanın artık bölücülük yok. Onlar da bölünmeyi istemiyorlar. Çok marjinal. APO ile ilgili slogan vb eylemler çok sınırlıydı.
Saygılar.
Sayın Ahmet Bey,
Hatanın neresinden dönerseniz kârdır. Yıllardır bir yalan uydurulup, o yalan üzerinden kan güdüldü diye şimdi de aynı yalanın başka yalanlarla devam ettirilmesinin lüzumu yoktur.
Kendimize ve başkalarının yaşam sahasına keyfiyen sınırlar çizmekten, “ya bendensin ya değilsin, o zaman düşmanımsın” demekten artık vazgeçelim. Göreceksiniz, o zaman nasıl güneş açacak, kuşlar ötecek, bahar işte o zaman gelecek.
Saygılarımla,
Apo ile ilgili sloganlar, eylemler, posterler, sınırlıydı öyle mi?)) (Ben hiç öyle görmedim)
Ahmet Bey, dostum, Allah’ın aşkına, biraz gözünüzü açın, yeni bir devlet(çik) doğuyor. Bunu görmemek için kör olmak gerek.
Adamlar zaten ülkede bölücülük istemiyorlar. Çünkü ülkeyi kendi ülkeleri olarak görmüyorlar. Onların istemediği bölücülük, diyarbakır merkezli sözde kürdistan bölgesindeki bölücülüğü istemiyorlar. Kim ister kendi bölgelerinde bölücülük olmasını.
BEN BUNLARI GÖREMEYENLERE BU GERÇEKLERİN GÜNEŞ GİBİ ORTADA OLMASINA REĞMEN ACIRIM.
İÇ VE DIŞ POLİTİKADA AMAÇ/ HEDEF / STRATEJİ VE TAKDİK VARDIR.
AMAÇ kürdistan, hedef, gerekli coğrafyayı (onların tabiriyle) tee ceee den kazanmak,
Strateji: Amaç ve hedefin kademelendirilmesi,
Taktik/ler: bu amaca yönelik alt kısa dönemli eylemler.
DÜŞÜÜNNNN:
İsrail devleti Ürdün topraklarında nasıl kuruldu,
Adamlar aptal değil ya. Baktılar doğrudan biz bu topraklar üzerinde bağımız ükle kuracağız dediler ters tepti.
Şimdi akıllandılar. Oyunu kuralına göre oynuyorlar VEYA DIŞ / ŞER GÜCLERCE) oynatılıyorlar.
ŞU AN GÜNDEM VE ALT YAPI HAZIR.
MEŞRUİYET: KİŞİ VE KAVRAM BAZINDA MEŞRUİYET KAZANMA AŞAMASI BİTMEK ÜZERE
SON İKİ AŞAMA KALDI.
O DA ÖNCELİKLE ÖZERKLİK DAHA SONRA FEDERASYON.
DAHA SONRA DA TAM BAĞIMSIZ (SÖZDE) KÜRDİSTAN.
ÇOK ÖNEMLİ NOT:
Federasyon taleplerini yaklaşık 10 yıl sonraki TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ söylemi pazara çıkarılınca yürülüğe koyacaklar.
TÜRKİYENİN DERİN VE DERİN OLMAYAN DEVLETİ için türki cumhuriyetlerin, kıbrıs ın da içinde olduğu TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ söylemi son derece sempatik olacaktır.
Şimdiden zaten alt yapılara başlandı.
Türkiye Vatandaşı ibaresi bunun en baş aşamasıdır.
TEKİL OLARAK TÜRKİYE VATANDAŞI İBARESİNDEN RAHATSIZ DEĞİLİM AMA BU İBARENİN ÇOK BÜYÜK OYUNLARIN BİR PARÇASI VEYA SÜRECİ OLDUĞUNU BİLDİĞİM İÇİN endişeliyim.
BÜYÜK TÜRT DEVLETİ VEYA NEO OSMANLI gibi söylemler ÜLKESİNİ SEVEN BİZLER İÇİN HER ZAMAN SON DERECE LEZZETLİ YEM OLACAK NİTELİKTEDİR.
BENİM DÜŞMANIM BENİM BÜYÜMEMİ İSTERSE BUNDA BİR GARİPLİK ARAMIYORSAM beynimden şüphe ederim.
BU KONUDA FAZLASIYLA KAYNAKLI OLARAK YORUMU DESTEKLEMEK İSTERDİM. Ama zaten kaynaklar her tarafta var.
DİYECEĞİM ŞUDUR.
UYANIN
UYANIN
UYANIN!!!!!!!!!!!!!!!
Ahmet Bey ve Hazal Hanım, siz de gündeme paralel olarak ve verileri iyi okuyarak insaflı olun derim.
Zira kazın ayağı GERÇEKTEN çok farklı.
Bizim kurmadığımız oyunda bizler sadece ve sadece oyuncu oluruz. Oyuncu oyunu kazansa da kaybetse de, oyunu kuran kazanır a.f.
Sayın Ahmet Fidan,
İnanın bölge insanı bölünmeye karşı ve beraber yaşamaktan başka bir yol tanımazlar. Ama marjinal gruplar her ülkede çeşitli fikirlerle ortaya çıkarlar. Ülkemiz büyük, ülkemiz güçlü, ülkemiz herkesime cennet olabilecek potansiyele sahiptir. İnanın Türkiye istese de bölünemez. Kürtlerin en yoğun hatta nüfus olarak yaşadıkları il İstanbuldur. Kimi nasıl bölebilirler.
Biliyorsunuz ben Diyarbakır’da yaşıyorum. Bura insanı asla ayrı bir devlet niyeti taşımıyordur. Bu konuda iddia ediyorum; Türkiye bölünme paranoyasından kurtulursa cennete dönüşmenin önünde hiç bir engel kalmayacaktır.
Saygılar.
Sayın Ahmet Bey,
Yazdıklarınızı okurken gerçekten ÇOK ŞAŞIRIYORUM. Az bir kısım da olsa (Allah’tan) sizinle aynı düşüncede olanlar mevcut.
Nasıl bir korku psikolojisi geliştirilmiş üzerinizde? Ama biliyorum yıllardır devlet politikaları böyle çalıştı. Çok çalıştılar. Öcü, doktor ya da polis ile korkutulan çocuklar büyüyünce demokrasi, eşitlik, hak ve özgürlüklerle korkutulur oldular. Sizlerin bir kabahati yok. Siz de bilirsiniz. Balık deneyi vardır. Bir camla akvaryumu ortadan ikiye ayırırlar. Balık bir iki defa kafasını vurur diğer tarafa geçmek için ama başarılı olamaz. akvaryumu sınırlayan cam ortadan kaldırıldıktan sonra balık artık o sınırı bir daha aşmaz. Lütfen başkalarının koyduğu sınırları olması gerekenmiş gibi düşünmeyiniz. İnsan olmanın, insanca yaşamanın genişliğini düşününüz. Birileri yıllardır Türkiye üzerinde bir psikoloji labaratuvarı gibi çalışıyor. Artık insanlar uyanıyor. (sizin uyanın dediğiniz mana da değil elbette. Ben onu uyuyun diye anlıyorum) Yıllardır kendilerine yutturulan hapları artık atıyorlar. Güneydoğuda yapılan anketleri tekrar okumalısınız. Hiçbirinde federal devletten veyahut ayrı bir devletten bahis geçmemektedir. Eğitimden ve istihdamdan şikayetler vardır. Neden federal olmaktan korktuğunuzu da anlamıyorum… Osmanlı federe değil miydi? ABD federe değil mi? Şu anda IMF bağımlı değiliz artık. Dünyanın büyük şikretleri yatırım için Türkiye’ye geliyor. Tüm dünya Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki hakkını teslim etmişken, lütfen bu durumun hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlayınız.
Ama farkındayım ki ne siz bana kendi doğrularınızı kabul ettirebilirsiniz, ne de ben size kabullendirebilirim.
Zaman bize kimin haklı çıktığını gösterecektir. İnşallah kazanın halkımız ve Türkiye Cumhuriyeti olur.
Saygılar,
YAZIK Kİ NE BÜYÜK YAZIK SEVGİLİ HAZAL.
YAZDIKLARINI OKUYUNCA ELEM DUYDUM.
SANA ÖNCE HATIRLATACAKLARIM VAR:
1. Bu günkü Filistin’in çocuklarının babaları anneleri de sizler gibi düşünüyordu BİLİYOR MUSUN
Devamını yazmama gerek yok sen de biliyorsun bunu dünya da.
2. Halkın talepler masumdur, açılım yapmak isteyen niyet (belki) masumdur, ama O DÜNYAYI ELİNDE TUTAN EKONOMİ senin doğudaki masum talepleri ve senin hükümetinin (ümid edilen) masum açılım niyetlerini MAKYAJ MALZEMESİ OLARAK KULLANDIĞINI keşke farkedebilmiş olsan(ız)
NİYE BUNLARI YAZIYORUM: Çünkü oyunu kuran oyunun sahibi ne doğunun masum talepleri ne de iktidardır.
SADECE SEN VE SENİN GİBİ DÜŞÜNENLER ŞU AN İÇİN ŞER GÜÇLERİN SİYASİ EMELLERİ İLE İKTİDARIN VE BÖLGE İNSANININ ŞAHSİ EMELLERİNİN (bu gün için) TEVHİD ETMESİNİN ORTAYA ÇIKARDIIĞI SARHOŞLUĞU YAŞIYORSUNUZ.
İKİNCİ İSTEĞİM DE ŞU:
Bu yazdıklarımın kağıt çıktısını alıp 30 yıl saklamandır.
Bu gününün verileri 30 sene sonraki BÜYÜK PLANI okumanıza yeterli değil malesef. Ama sizin okuyamamanız benim okuyamamamı pek tabi ki gerektirmez.
BU YAZDIKLARIMI 30 YIL SONRA OKUDUĞUNDA BU ADAM NE KADAR VİZYONSUZMUŞ DEMENİ O KADAR İSTERİM Kİ.
Sayın Ahmet bey, büyük planlar için 30 yıl kısa bir süre sayılır. Basılı nüshaya gerek kalmadan da bizim gibi düşünenleri nasıl oldu da doğru okuyamadığnızı zaman size gösterecek. Bu zaman öyle 20-30 yılı da bulmayacak zaten.
Yahudilerle, Kürtleri nasıl aynı kefeye koyuğunuzu anlamıyorum. Ne tarihteki misyonları ne de idealleri birbirine benziyor. Hükümet, İsrail’in binlerce yıllık tarihini, misyonunu hepimiziden daha iyi biliyorlar. Gençlikleri Filistin gecelerinde geçti bu insanların. Üzgünüm ama büyük değil, aksine sınırlı düşünüyorsunuz. Emin olun sizden ve benden daha hakim insanlar iş başında. Ben ümit ederim, tahmin ederim, insaca yaşayıp, yaşatmaya niyet eder, erdemli hakeret etmeye dikkat ederim. Ama kahin değilim elbette!
Yukarıda neşrettiğiniz özlü sözünüze atfen, oyunun tek kurucusu vardır ve bu benim inancıma göre Allah’tır. Siz ya da bir başkası istediği kadar oyunu kurduğunu iddia etsin. Boş… “Allah onların kurduklarını zannettikleri oyunlarını başlarına çevirir” mealindeki ayete kulak vermenizi rica ederim.
Ben dünya işlerinden bahsediyorum. Allah’ı karıştırıyorsun. Tamam Allah her yerde ve her şeyde var. Bunu o şekilde sunmak çok mantıklı değil. Ona kaldıysa bütün adına islam ülkeleri dediğimiz coğrafya eziliyor, sıkıntı çekiyor, sömürülüyor, kanı dökülüyor, zulmediyor. Allah niye müdahale etmiyor söyler misin?
GAFİL OLDUKTAN SONRA ALLAH MÜSLÜMANA ZULMÜ CEZA OLARAK VERİR DERİM.
Çünkü Allah onlarca yüzlerce ayetinde Efela yetezekkerun, efela ya’kilun, efela ya’lemun, akletmiyor musunuz, düşünmüyor musunuz, bilmiyor musunuz? diye sürekli sorgulamayı emrediyor. Bunlara kulak tıkayıp her şeyde bir hikmet ararsak ARAPLARDAN DA FİLİSTİN ÇOCUKLARINDAN DA FARKIMIZ KALMAZ.
Arkadaşlarımız adım adım uygulanan ihanete maşallah destan düzmüşler.
Belki bu gidişat sizin hoşunuza gidiyor olabilir, ancak bunun tek bir adı vardır: İHANET
sayın ahmet fidan,
agır milliyetçi tahrik sizin yazdıklarınız.
güdümlü mermi.
orada faili meçhuller de kaybolup giden hayatlardan
herhangi birisinin yerine kendini koyabilme empatisini yapabilseydin keşke.
bin tane keşkene bir keşkede benden.
binlerce kürt babasının öldürülüp ,çocuklarının yetim bırakılması neden ,üç beş soysuzun ,kendini bilmezin attığı slogan kadar dikkatini çekmiyor.
tavrımız bütün insanların acılarını anlayacak cesareti sağlyana kadar ,eşitlikçi olabilmek olarak ortaya çıkabilmeliydi.
aydınlara düşen görev bu.
sevgiler.
YAZI ARDINDAN YAPILAN YORUMLARI, SON BİR KAÇ AYDIR DAHA DA ÖN PLANA ÇIKAN İSRAİL VE BÖLÜCÜ ÖRGÜT YAKINLAŞMASI VE MENFAAT BİRLİKTELİĞİNİ daha da manidar hale getirmiştir.
Görmek istemedikten sonra GÖZLERE SOKMA, BEYNİN İÇİNE SOKMA İMKANIM YOK MALESEF.
Gelişen olaylar her geçen gün beni haklı çıkardıkça üzüntüm daha da artıyor malesef.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.
Nevruz-Bahar bayramını kürtleştirdiler hocam
İşin rezilliğini çıkardılar
Bahar sanki tek kürtlere geliyormuş gibi
Her konuda olduğu gibi bununda içine ettiler
TV ler bile diyarbakır ile kafayı bozmuşlar tüm haber BDP başka bir şey yoktu
Bir de siyasi anlayış olarak çok uzak olduğum Osman BAYDEMİR’in “Kanın akması haramdır” ifadesini dikkate alsaydınız artık bölücülüğün yok olmakta olduğunu görecektiniz. Üstadım inanın artık bölücülük yok. Onlar da bölünmeyi istemiyorlar. Çok marjinal. APO ile ilgili slogan vb eylemler çok sınırlıydı.
Saygılar.
Sayın Ahmet Bey,
Hatanın neresinden dönerseniz kârdır. Yıllardır bir yalan uydurulup, o yalan üzerinden kan güdüldü diye şimdi de aynı yalanın başka yalanlarla devam ettirilmesinin lüzumu yoktur.
Kendimize ve başkalarının yaşam sahasına keyfiyen sınırlar çizmekten, “ya bendensin ya değilsin, o zaman düşmanımsın” demekten artık vazgeçelim. Göreceksiniz, o zaman nasıl güneş açacak, kuşlar ötecek, bahar işte o zaman gelecek.
Saygılarımla,
Apo ile ilgili sloganlar, eylemler, posterler, sınırlıydı öyle mi?)) (Ben hiç öyle görmedim)
Ahmet Bey, dostum, Allah’ın aşkına, biraz gözünüzü açın, yeni bir devlet(çik) doğuyor. Bunu görmemek için kör olmak gerek.
Adamlar zaten ülkede bölücülük istemiyorlar. Çünkü ülkeyi kendi ülkeleri olarak görmüyorlar. Onların istemediği bölücülük, diyarbakır merkezli sözde kürdistan bölgesindeki bölücülüğü istemiyorlar. Kim ister kendi bölgelerinde bölücülük olmasını.
BEN BUNLARI GÖREMEYENLERE BU GERÇEKLERİN GÜNEŞ GİBİ ORTADA OLMASINA REĞMEN ACIRIM.
İÇ VE DIŞ POLİTİKADA AMAÇ/ HEDEF / STRATEJİ VE TAKDİK VARDIR.
AMAÇ kürdistan, hedef, gerekli coğrafyayı (onların tabiriyle) tee ceee den kazanmak,
Strateji: Amaç ve hedefin kademelendirilmesi,
Taktik/ler: bu amaca yönelik alt kısa dönemli eylemler.
DÜŞÜÜNNNN:
İsrail devleti Ürdün topraklarında nasıl kuruldu,
Adamlar aptal değil ya. Baktılar doğrudan biz bu topraklar üzerinde bağımız ükle kuracağız dediler ters tepti.
Şimdi akıllandılar. Oyunu kuralına göre oynuyorlar VEYA DIŞ / ŞER GÜCLERCE) oynatılıyorlar.
ŞU AN GÜNDEM VE ALT YAPI HAZIR.
MEŞRUİYET: KİŞİ VE KAVRAM BAZINDA MEŞRUİYET KAZANMA AŞAMASI BİTMEK ÜZERE
SON İKİ AŞAMA KALDI.
O DA ÖNCELİKLE ÖZERKLİK DAHA SONRA FEDERASYON.
DAHA SONRA DA TAM BAĞIMSIZ (SÖZDE) KÜRDİSTAN.
ÇOK ÖNEMLİ NOT:
Federasyon taleplerini yaklaşık 10 yıl sonraki TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ söylemi pazara çıkarılınca yürülüğe koyacaklar.
TÜRKİYENİN DERİN VE DERİN OLMAYAN DEVLETİ için türki cumhuriyetlerin, kıbrıs ın da içinde olduğu TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ söylemi son derece sempatik olacaktır.
Şimdiden zaten alt yapılara başlandı.
Türkiye Vatandaşı ibaresi bunun en baş aşamasıdır.
TEKİL OLARAK TÜRKİYE VATANDAŞI İBARESİNDEN RAHATSIZ DEĞİLİM AMA BU İBARENİN ÇOK BÜYÜK OYUNLARIN BİR PARÇASI VEYA SÜRECİ OLDUĞUNU BİLDİĞİM İÇİN endişeliyim.
BÜYÜK TÜRT DEVLETİ VEYA NEO OSMANLI gibi söylemler ÜLKESİNİ SEVEN BİZLER İÇİN HER ZAMAN SON DERECE LEZZETLİ YEM OLACAK NİTELİKTEDİR.
BENİM DÜŞMANIM BENİM BÜYÜMEMİ İSTERSE BUNDA BİR GARİPLİK ARAMIYORSAM beynimden şüphe ederim.
BU KONUDA FAZLASIYLA KAYNAKLI OLARAK YORUMU DESTEKLEMEK İSTERDİM. Ama zaten kaynaklar her tarafta var.
DİYECEĞİM ŞUDUR.
UYANIN
UYANIN
UYANIN!!!!!!!!!!!!!!!
Ahmet Bey ve Hazal Hanım, siz de gündeme paralel olarak ve verileri iyi okuyarak insaflı olun derim.
Zira kazın ayağı GERÇEKTEN çok farklı.
Bizim kurmadığımız oyunda bizler sadece ve sadece oyuncu oluruz. Oyuncu oyunu kazansa da kaybetse de, oyunu kuran kazanır a.f.
Sayın Ahmet Fidan,
İnanın bölge insanı bölünmeye karşı ve beraber yaşamaktan başka bir yol tanımazlar. Ama marjinal gruplar her ülkede çeşitli fikirlerle ortaya çıkarlar. Ülkemiz büyük, ülkemiz güçlü, ülkemiz herkesime cennet olabilecek potansiyele sahiptir. İnanın Türkiye istese de bölünemez. Kürtlerin en yoğun hatta nüfus olarak yaşadıkları il İstanbuldur. Kimi nasıl bölebilirler.
Biliyorsunuz ben Diyarbakır’da yaşıyorum. Bura insanı asla ayrı bir devlet niyeti taşımıyordur. Bu konuda iddia ediyorum; Türkiye bölünme paranoyasından kurtulursa cennete dönüşmenin önünde hiç bir engel kalmayacaktır.
Saygılar.
Sayın Ahmet Bey,
Yazdıklarınızı okurken gerçekten ÇOK ŞAŞIRIYORUM. Az bir kısım da olsa (Allah’tan) sizinle aynı düşüncede olanlar mevcut.
Nasıl bir korku psikolojisi geliştirilmiş üzerinizde? Ama biliyorum yıllardır devlet politikaları böyle çalıştı. Çok çalıştılar. Öcü, doktor ya da polis ile korkutulan çocuklar büyüyünce demokrasi, eşitlik, hak ve özgürlüklerle korkutulur oldular. Sizlerin bir kabahati yok. Siz de bilirsiniz. Balık deneyi vardır. Bir camla akvaryumu ortadan ikiye ayırırlar. Balık bir iki defa kafasını vurur diğer tarafa geçmek için ama başarılı olamaz. akvaryumu sınırlayan cam ortadan kaldırıldıktan sonra balık artık o sınırı bir daha aşmaz. Lütfen başkalarının koyduğu sınırları olması gerekenmiş gibi düşünmeyiniz. İnsan olmanın, insanca yaşamanın genişliğini düşününüz. Birileri yıllardır Türkiye üzerinde bir psikoloji labaratuvarı gibi çalışıyor. Artık insanlar uyanıyor. (sizin uyanın dediğiniz mana da değil elbette. Ben onu uyuyun diye anlıyorum) Yıllardır kendilerine yutturulan hapları artık atıyorlar. Güneydoğuda yapılan anketleri tekrar okumalısınız. Hiçbirinde federal devletten veyahut ayrı bir devletten bahis geçmemektedir. Eğitimden ve istihdamdan şikayetler vardır. Neden federal olmaktan korktuğunuzu da anlamıyorum… Osmanlı federe değil miydi? ABD federe değil mi? Şu anda IMF bağımlı değiliz artık. Dünyanın büyük şikretleri yatırım için Türkiye’ye geliyor. Tüm dünya Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki hakkını teslim etmişken, lütfen bu durumun hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlayınız.
Ama farkındayım ki ne siz bana kendi doğrularınızı kabul ettirebilirsiniz, ne de ben size kabullendirebilirim.
Zaman bize kimin haklı çıktığını gösterecektir. İnşallah kazanın halkımız ve Türkiye Cumhuriyeti olur.
Saygılar,
YAZIK Kİ NE BÜYÜK YAZIK SEVGİLİ HAZAL.
YAZDIKLARINI OKUYUNCA ELEM DUYDUM.
SANA ÖNCE HATIRLATACAKLARIM VAR:
1. Bu günkü Filistin’in çocuklarının babaları anneleri de sizler gibi düşünüyordu BİLİYOR MUSUN
Devamını yazmama gerek yok sen de biliyorsun bunu dünya da.
2. Halkın talepler masumdur, açılım yapmak isteyen niyet (belki) masumdur, ama O DÜNYAYI ELİNDE TUTAN EKONOMİ senin doğudaki masum talepleri ve senin hükümetinin (ümid edilen) masum açılım niyetlerini MAKYAJ MALZEMESİ OLARAK KULLANDIĞINI keşke farkedebilmiş olsan(ız)
NİYE BUNLARI YAZIYORUM: Çünkü oyunu kuran oyunun sahibi ne doğunun masum talepleri ne de iktidardır.
SADECE SEN VE SENİN GİBİ DÜŞÜNENLER ŞU AN İÇİN ŞER GÜÇLERİN SİYASİ EMELLERİ İLE İKTİDARIN VE BÖLGE İNSANININ ŞAHSİ EMELLERİNİN (bu gün için) TEVHİD ETMESİNİN ORTAYA ÇIKARDIIĞI SARHOŞLUĞU YAŞIYORSUNUZ.
İKİNCİ İSTEĞİM DE ŞU:
Bu yazdıklarımın kağıt çıktısını alıp 30 yıl saklamandır.
Bu gününün verileri 30 sene sonraki BÜYÜK PLANI okumanıza yeterli değil malesef. Ama sizin okuyamamanız benim okuyamamamı pek tabi ki gerektirmez.
BU YAZDIKLARIMI 30 YIL SONRA OKUDUĞUNDA BU ADAM NE KADAR VİZYONSUZMUŞ DEMENİ O KADAR İSTERİM Kİ.
AHH KEŞKE YANILIYOR OLSAYDIM.
….
Sayın Ahmet bey, büyük planlar için 30 yıl kısa bir süre sayılır. Basılı nüshaya gerek kalmadan da bizim gibi düşünenleri nasıl oldu da doğru okuyamadığnızı zaman size gösterecek. Bu zaman öyle 20-30 yılı da bulmayacak zaten.
Yahudilerle, Kürtleri nasıl aynı kefeye koyuğunuzu anlamıyorum. Ne tarihteki misyonları ne de idealleri birbirine benziyor. Hükümet, İsrail’in binlerce yıllık tarihini, misyonunu hepimiziden daha iyi biliyorlar. Gençlikleri Filistin gecelerinde geçti bu insanların. Üzgünüm ama büyük değil, aksine sınırlı düşünüyorsunuz. Emin olun sizden ve benden daha hakim insanlar iş başında. Ben ümit ederim, tahmin ederim, insaca yaşayıp, yaşatmaya niyet eder, erdemli hakeret etmeye dikkat ederim. Ama kahin değilim elbette!
Yukarıda neşrettiğiniz özlü sözünüze atfen, oyunun tek kurucusu vardır ve bu benim inancıma göre Allah’tır. Siz ya da bir başkası istediği kadar oyunu kurduğunu iddia etsin. Boş… “Allah onların kurduklarını zannettikleri oyunlarını başlarına çevirir” mealindeki ayete kulak vermenizi rica ederim.
Mecburen cevap vermek zorunda kaldım.
Ben dünya işlerinden bahsediyorum. Allah’ı karıştırıyorsun. Tamam Allah her yerde ve her şeyde var. Bunu o şekilde sunmak çok mantıklı değil. Ona kaldıysa bütün adına islam ülkeleri dediğimiz coğrafya eziliyor, sıkıntı çekiyor, sömürülüyor, kanı dökülüyor, zulmediyor. Allah niye müdahale etmiyor söyler misin?
GAFİL OLDUKTAN SONRA ALLAH MÜSLÜMANA ZULMÜ CEZA OLARAK VERİR DERİM.
Çünkü Allah onlarca yüzlerce ayetinde Efela yetezekkerun, efela ya’kilun, efela ya’lemun, akletmiyor musunuz, düşünmüyor musunuz, bilmiyor musunuz? diye sürekli sorgulamayı emrediyor. Bunlara kulak tıkayıp her şeyde bir hikmet ararsak ARAPLARDAN DA FİLİSTİN ÇOCUKLARINDAN DA FARKIMIZ KALMAZ.
Arkadaşlarımız adım adım uygulanan ihanete maşallah destan düzmüşler.
Belki bu gidişat sizin hoşunuza gidiyor olabilir, ancak bunun tek bir adı vardır: İHANET
sayın ahmet fidan,
agır milliyetçi tahrik sizin yazdıklarınız.
güdümlü mermi.
orada faili meçhuller de kaybolup giden hayatlardan
herhangi birisinin yerine kendini koyabilme empatisini yapabilseydin keşke.
bin tane keşkene bir keşkede benden.
binlerce kürt babasının öldürülüp ,çocuklarının yetim bırakılması neden ,üç beş soysuzun ,kendini bilmezin attığı slogan kadar dikkatini çekmiyor.
tavrımız bütün insanların acılarını anlayacak cesareti sağlyana kadar ,eşitlikçi olabilmek olarak ortaya çıkabilmeliydi.
aydınlara düşen görev bu.
sevgiler.
YAZI ARDINDAN YAPILAN YORUMLARI, SON BİR KAÇ AYDIR DAHA DA ÖN PLANA ÇIKAN İSRAİL VE BÖLÜCÜ ÖRGÜT YAKINLAŞMASI VE MENFAAT BİRLİKTELİĞİNİ daha da manidar hale getirmiştir.
Görmek istemedikten sonra GÖZLERE SOKMA, BEYNİN İÇİNE SOKMA İMKANIM YOK MALESEF.
Gelişen olaylar her geçen gün beni haklı çıkardıkça üzüntüm daha da artıyor malesef.