Alıp Başınızı Gider misiniz, Alıp Başınızı Gider misiniz?
Düzgün yürümeye çalıştığımızı zannederek ilerledikçe, yolun yarısında sendelenip aslında hayattan koptuğumuzu farkedemeyiz bile. Bir yandan kendimize güvenerek yaptıklarımızı ve dayandıklarımızı Sırat Köprüsü’ne dizer sonra da ne olacak diye bakakalırız. Baktıkça neleri kaybedip neleri kazandığımızı da farketmeye başlarız.
Dün, dünyadan kopardık akıl denilen hengâmeyi
Meyânesini sürüngen duygularla hazırladık
Katık ettik ömrümüze
kırgın düşler durağında… Yanlışların ve hataların kabuluyle ortaya çıkanlarla idare etmeye ve bunlara katılmaya çalıştıkça yakarır olduk herşeye. Yalan(ın) adımlarımızın bizden aldıklarını gördüğümüzde sakıncalı hataların arkasında ömrümüzün ziyan olduğunu anlarız. Zamanın fendi zamanın zarfında bize açıktan mesajını gönderdiğinde, salıncak misali salladığımız idarelik hassasiyetlerimize takılır kalırız. Kalıntıları aksesuar ettiğimiz vicdanımızla başbaşa kaldığımızda farkındalık kelimesinin içinde nedameti yaşar ve göz pınarlarımızdan damlayanlara hakim olamayız.
Bugün alemi bekledik aşıkların tezgahında
Kah savrulduk, kah vurulduk, kah durulduk
azık ettik ömrümüze,
döne döne dervişlerin sofrasında… Bir kez daha yaşadıklarımızın ardında ezilir ve üzdüğümüz kalbimizi ve kalplerin ahlarıyla düşünmeye başlar ve başladığımızı bitirmeye andlar içeriz. Arkamızdakileri düşünerek ve gecenin kol aralarında onsuzlukları düşleyerek. Kurduğumuz tümceler karşısında içimizdekilere alkış tutan zıvanadan çıkmış harfleri bir kalemde paragraflara çevirerek kendimizi toparlamaya çalışırız o anlarda. Bazen bunu başarırmış gibi görünsekte başaramadığımızı anladığımızda sitemleler(miz)in ayakları altında esaret zincirlerini vururuz bedenimizden fışkıran mantıksal ve idarelik her yerimize.
Akıl didiklenirken kalbi acıtan özler
kalbi yaralayandır dudaktan çıkan sözler
bakışlara sıkışan deli divane gözler
ruh ve bedeni saran can özümdeki izler… Dolambaçlı tecrübelerin arkasına sakladığımız hikayeleri ortaya çıkarmaya başladıkça, hayata uyduk ve tasarla(ma)dıklarımızı endişelerimizle temizledik tüm beyin hücrelerimizden. Hücreler hareketlendikçe tereddütsüz kırdık belini kalbimizin. kalbimizdeki negatif müziğin notalarında değişik sesler üretmeyi elde ettik. Hantallığı çoşkunluğun içinde kaoslara bırakıp elini kolunu bağladık. Seviyesizliğin izlerinden kurtulmak uğruna birkaç günü feda ettik düşüncelerin arka sokaklarında.