A be Hüseyin Abi…Hadi duygularınızı teslim ettiniz…Hadi aklınızı tatile gönderdiniz…
Hadi vicdanınızı da bir kenara bıraktınız…
Hadi bildiklerinizi de, yaşlılığınızdan(!) dolayı unuttunuz…
AK Parti iktidarının yaptıklarına faşizm diyerek, faşizmi de akladınız ya, helal olsun…
Her otoriterlik faşizm ise, her nobranlığın adı faşizm ise, her hukuksuzluğun adı faşizm ise yandık…
Yeryüzünün tamamında faşizm dalgalanıyor diyebiliriz.
Demokrasinin beşiği dediğiniz ülkeleri bile faşist olmakla damgalayabiliriz.
Tüm faşist ülkeleri de aklayabilirsiniz…
Hadi yolunuz açık olsun…
****
Bir kez daha anlamak istemiyorsan, anlatayım…
Bu ülkenin kuruluşundan itibaren faşizm var zaten…
Ve varolan faşizm esnediğinde, birazcık demokrasi rüzgarları estiğinde demir yumrukla beynimize çaktılarını unuttun galiba…
Tam üç kere açık açık…
Ülkenin başbakanını, bakanlarını, gencecik çocuklarını astılar…
Binlerce faili meçhul ve açık cinayetler işlediler…
Sonrasında postmodern darbeler yaptılar…
Sonrasında kontrol altında olan medya organları ile açık açık, ülkenin tamamını hizaya çektiler…
Onlar açık açıktı, sonrasında MGK’larında, Genelkurmay merkezlerinde yaptılar bunları…
****
Bu ülkenin tarihinde kanlı bir süreci anlatan son 30 yıllık terör meselesi, Kürt meselesi ilk defa açık açık tartışılıyor…
Her iki taraf da yol bulmaya çalışıyor.
Çünkü ilk defa deneniyor…
Ve Hüseyin Abi, bugünkü kavganın asıl nedeni çözüm süreci, Kürt sorunu…
Bunu bilmemek için vicdanını ve aklını yitirmek gerek…
Cemaat, paralel yapı, çözüm süreci başladığından beri Emre Uslu, Önder Aytaç’ın yazdıklarına, Cemaatin yayın organlarında çözüm süreci karşıtlığına bak, paralelci merkezin, polisin yaptığı operasyonlara bak (hatırla) sonra dünü ve bugünü daha iyi anlayacaksın…
****
Ve son Hüseyin abi, AK Parti muhalifi olarak nasıl yazıyorsun?
Biz senin yazılarını nasıl yayınlıyoruz?
Aydınlık, Cumhuriyet, Sözcü (dün hırsız manşeti ile çıktı), Yeni Çağ, Zaman, Bugün vb. muhalif gazeteler nasıl yayınlanıyor?
Gazeteleri mi toplatılıyor?
Köşe yazarları hergün alınırız korkusuyla yazamıyorlar mı?
****
Biz bu ülkenin faşizm dönemlerini de, eski dönemleri de biliyoruz.
Muhalif gazetelerin basılmamasının, köşe yazarlarının yazamamasının ne olduğu da biliyoruz.
Gazete merkezlerinin nasıl bombalandığını, gazete yöneticilerinin bırakın herkesin gözünün önünde gözaltına alınmasını; nasıl faili meçhul cinayetlere kurban edildiğini de biliyoruz.
Gazetelerin sayfalarının nerelere gönderildiğini, kimlerin onay verdiğini de biliyoruz.
Unutma Hüseyin Abi, sen yazabiliyorsan, bu ülkenin tüm muhalifleri yazabilecek mecralar bulabiliyorsa sanal faşizm korkutmacalarına gerek yok.
****
Yetmez Hüseyin Abi, Cemaatçi televizyonlarda yayınlanan dizilere bak…
Sana en basitini söyleyeyim…
Büyük oğlum Can, Tek Türkiye’de oynuyordu. Hem de başrollerdeki üç dört kişiden biriydi.
Zamanında kendisinden çok dinlemiştim.
“Senaryonun son halini Fettuhlah Gülen veriyor baba” sözlerini…
****
Tüm kavga Kürt Sorunu’ndan kaynaklanıyor.
Eski Türkiye’nin aktörleri ile cemaat örtüştü…
Bir kez daha bak yazılanlara…
Sonuçta her devrim kendi içinde büyük çatışmalara, büyük yol ayrımlarına ve dünün yol arkadaşlarını yediğini dünya tarihinden biliyoruz.
Bugün de böyle oluyor.
Son 12 yıllık devrim, dünün beraber yol yürüyenlerin ayrışmasına ve birbirlerine yemesine ve de tasfiyesine neden oluyor.
Çünkü başka türlü olması mümkün değil.
****
Dünün şahin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Millet ve Adalet (MİLAT) Partisi Genel Başkanı olduğunu ve cemaatin yeni partisi olduğu üzerinden okumaya çalış süreci…
Çözüm süreci ve Kürt sorunuyla ilgili ne diyor, dün ne diyordu?
Ve neden görevden alındığını hatırla…
Dün beraberdiler, hatırlatmalarının ise hiçbir anlamı yok…
Kervan yolda düzülüyor… Yenileri yolda katılıyor, kimileri yolda ayrılıyor…
Tüm devrimler, reformlar böyle oluyor…
****
Türkiye büyük bir yol ayrımında.
10 yıl önce başlayan büyük yürüyüş ya devam edecek ya da eski Türkiye eskisinden çok daha kanlı bir süreçle iktidar olacak.
Ya da AK Parti’nin 12 yıl önce başlattığı süreci aşacak daha farklı bir siyasi hareket ortaya çıkacak ki, bugün için bu mümkün gözükmüyor.
Muhalefetin çapsızlığı, böyle bir siyasi hareketin çıkmasını geciktiriyor.
AK Parti kendi içersinde son 12 yıllık yozlaşmayı çözemez ve yolsuzluk iddiarıyla ciddi olarak hesaplaşamazsa 12 yıllık süreç ciddi yara alacak.
Bunu anlamak için Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı olan Etyen Mahçupyan’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki açıklamalarına yakından bakman gerekiyor.
****
Gelelim batının kavramları ve kimi merkezleri ile Türkiye’yi okuma çalışmalarınıza…
İşte orası büyük bir girdap…
Çünkü, o batı Türkiye’nin küresel bir aktör olmasını asla istemiyor.
Eskisi gibi kalmasını istiyor.
Çünkü o Türkiye onun işine daha çok geliyor…
****
Gelelim “Zihinlerimizi iğdiş ediyorlar” başlığına o editör arkadaşlarımızın bir eksikliği, benim değil bilesin… Yani redakte ile ilgili bir sorun…
Oradan eleştirmiye çalışmak biraz basit bir mesele…
Senin gibi bir adama yakışmıyor. Onun bir yanlış yazılımdan kaynaklandığını bilebilecek kadar hafızanı yitirmediğini biliyorum.
****
Gelelim, AK Parti’nin Türkiye’nin burjuvazisi ile (eskisiyle) işbirliğine, küresel dünyanın aktörleri ile yan yana gelmesine. Başka türlü olması mümkün değildi.
Eski yazılarıma bakarsan, bunun böyle olması gerektiğine yönelik onlarca yazım olduğunu göreceksin. Doğru olan, yan yana gelmeleri gerekenler gecikmeli olarak beraber yol yürümeye başlıyorlar.
Bu 12 yıllık devrim (reform) sürecinin yeni döneminin işareti…
Son söz: Türkiye, Haziran seçimlerinden sonra, daha farklı bir döneme geçecek.
Çözüm süreci geri döndürülmez ise tabii…
Ve Kürt sorunun kanlı bir yeni döneme girmesini İsrail, Suriye, İran gibi ülkelerin yanında Almanya ve ABD Cumhuriyetçilerinin çok istediğini sağır sultan bile biliyor.
Ve bilesin ki, bir aksilik olmaz ise Haziran’dan sonra Türkiye’de yeni bir idari yapı uygulanacak. İşte o gün eski yapı -faşizm- bir daha gelmemek üzere tarihin çöplüğünde yerini alacak…
Not: Ve bir hatırlatma daha. Yolsuzluk sorununun demokrasi ile ilgili olduğunu sakın unutma… Demokrasinin yerleşmesinden sonra ise yolsuzluklar birer tefurraat olarak kalacak.