Aklım erdiğinde kaçıncı olimpiyattaydım hatırlamıyorum. Ama 90’lı yıllardan sonra birçok dünya vatandaşı gibi ben de takip ettim.
Bazı olimpiyatlarda devşirme sporcularla (yani asıl emek veren bizim teknik ekip değil) aldığımız başarılar bile ne mutlu etmişti bizleri…
En başarılı sıralamarı 48 ve 60 olmipiyatlarında almışız. Birinde 7 diğerinde 6 altın madalya …
2020 Tokyo’da da 2 altınımız var…(Ülke sıralamalrında sadece altınlara bakılıyor.)
Bu olimpiyatlarda sona yaklaştık. Ufukta altın madalya yok…
Üzüldüm çok üzüldüm. Ama içimdeki o umudunu kaybetmeyen çocuk susmuyor…
Ben çocuklarıma hep sürece odaklanın derim. Tesadüfen gelen sonuç, başarı değildir… Bu yüzdendir ki biz eğitime daha küçük yaştan başladıkça, süreç odaklı oldukça işler değişecek. Yüzme, sırıkla atlama, pentatlon, atıcılık gibi alanlarda harika sporcular gördüm. Hele biri vardı kı ilk defa yüzmede bizlere Olimpiyat beşinciliği yaşatan sadece 17 yaşında… Aslında hiç birinin hakkını yemek istemem. Malatya’nın küçük kasabasından çıkan madalya alan kızımız, ilk defa sırıkla atlamada olimpiyat beşinciligi alan oğlumuz ve daha niceleri…
Büyük bir aile var bu başarıların arkasında. O aile her yıl yapılan taramalarla daha da büyüyecek…
Benim gibi birçok arkadasıma gelen
“GSB mesajları” tam da olimpiyat oyunları biterken çok yerinde oldu.
Umarım veliler ve yönlendirenler, bu seçilen çocuklarımızı alıp doğru adımlarla olimpiyat hedefine doğru ulaştırır…
Bu olimpiyatlarda ülke bayrakları formaların diz kısmına basılmıstı. Bizse o baskıyı yukarıda istemistik. Umarım o yükselen bayrak baskımız gibi biz de öyle yükselelim kürsünün tepesine…
Şimdi gelsin 2028…