Şahsı nazarımda, beynimin ta derinliklerinde bulunan, minik sinir istasyonların da,hayaller kurarım kimi zaman.
Bazen surreal, bazen real…
İşte böyle bir ortamda, düştü yine beynime, içimi içten içe kemiren bu fikir…
Bir Dünya’yı düşündüm, bir de yaratılan suni kahramancıkları…
Ve hemen yapıştırıverdim fütursuzca yaftayı, Bilimlerin içinde en fahişesi Tarih bilimidir diye
Hem de öyle bir fahişe ki, sadece güçlünün kucağında, en içten cilvelerini yapan bir fahişe.
Parayı bol verene, muameleyi güzel yapan bir fahişe.
Bilimin fahişesi olur mu, bal gibi olur.
Hele birde, Dünya’nın, kravat takmış, tatlı su entelektüelliğiyle, içindeki şeytanı gizlemiş kimseler, tarafından, sermaye yapılmışsa, ondan iyi fahişe olmaz.
Hem fahişe, hem de yalancıdır aslında Tarih.
Bazen de, kendisinden zevk alacak müşterisine, unutkanlıklar, hatta kimi zaman korkular enjekte eder.
İşte ben bu fahişenin ve arkasında duran muhabbet tellallarının ipliğini pazara çıkartmaya soyundum nedense.
Öyle bir fahişedir ki, bu Tarih denen zilli; Vietnam’da onlarca insanlık suçu işleyen Yanki’nin günahlarını bir anda siler,
Ve hatta, bir anda Irak’ta, Afganistan’da ve Dünya’nın ücra köşelerinde, çocukların bile ırzına geçen, Amerikan Deniz Piyadelerini, Dünya’nın yaşayan Mesihleri ilan eder.
Kim parayı daha çok verirse, aslında onun kucağında, ateşli bir sevişme icra eder bu Tarih…
Ama asıl fahişeliği, müşterisi züğürtse başlar…
İşte o zaman anlarsın, bu fahişenin içinde gezinen şeytani ruhun karakterini.
Önce, kendisine hayrı dokunmayan ölülere, iftira atarak, haz alır bu ‘’Tarih’’ denen fahişe…
İslam’ı mı sevmedi? İslamiyet’in peygamberine, çamuru atar, hemen…
Osmanlı’yı mı beğenmedi? Dişine göre birkaç padişah seçip, başlar onları hemen eşcinsel-alkolik-sapık ilan etmeye…
Emperyalistlere tokadı basan kanla kurulmuş bir Cumhuriyetimi hazmedemedi? Kolayı var. Kurucu unsurlarına basar iftirayı.
Hatta daha da ileri giderek, o unsurun içinden çıktığı milleti de, bir kalemde seri katil-barbar-katil ilan eder.
Doyumsuzdur bu fahişe!
Paraya,güce, statüye doyumsuzdur.
Ve onu doyuranlar olduğu sürece, biz bu fahişenin elinden daha çok çekeriz.