COVID-19 Salgını… Salgın durmadı henüz!
Hollanda’nın nüfusu kadar öğrencimiz var!…
Türkiye Danimarka değil, olamaz… Okullar tıklım tıklım…
Öğretmen ve öğrenciler için risk oluşur…
Öğrenci sayısı… Okul sayısı…Ve camilerin sayısı…
Evet salgının bir türlü düşmediği ve belirtilen kurallara da uyulmadığı ortada iken Ağustos sonu itibariyle okulların açılacağı söyleniyor. Ancak Milli Eğitim Bakanı Ziya SELÇUK; “eğer istenirse uzaktan eğitime devam edebiliriz. Herhangi bir sorun yok” diyor.
O zaman acelemiz ne? Salgın biraz hafiflesin sonra normal eğitim sistemimize döneriz. Bu arada da öğrenci sayısını yarı yarıya düşürecek şekilde sınıfların olduğu okullar yaparız.
Neden ısrarla Ağustos’ta, yazın en sıcak ayında sınıf eğitimine geçiyoruz? Uzmanlar bunun risk olduğunu, öğrenciler ve öğretmenler açısından risk oluşturduğunu söylüyor! Okuldan eve, evden okula salgının taşınabileceğini söylerken; Bakan da, buna gerek olmadığını, devam ettirilen uzaktan eğitimin devamında da herhangi bir sakınca olmayacağını söylüyor!
Evet yapılan istatistiklere göre öğrenci sayımız Hollanda’nın toplam nüfusu kadar!
Danimarka kadar da ileri bir düzeyde ne okulumuz, ne de sınıf mevcudumuz var! Onlarda normal eğitim sezonunda bile sınıf mevcudu 15 civarında iken Türkiye’de bu mümkün olmadığı gibi sınıf mevcudu 20- 30 aralığında! Yani Danimarka gibi olmamız söz konusu olamayacak.
Son yapılan 2015-2016 Eğitim öğretim yılı istatistiklerine göre Türkiye’deki İlkokul + Ortaokul + Liselerdeki öğrenci, öğretmen ve okul sayılarına ilişkin edindiğim bilgiler şöyle:
Okul sayısı: 54.415 adet. 26.522 adet ile en çok okul sayısı ilköğretimde. 2’nci sırada 17.343 ile Ortaokul, 3’ncü sırada ise 10.550 adet okul ile Liseler yer alıyor.
Bu arada Diyanet işleri Başkanlığı’nın verdiği bilgilere göre ise camii sayımız; 2015 yılında yaklaşık 87.000 camii. Cami ile okul arasında ki farkı belirgin olarak gözler önüne seriyor.
Yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Evet Müslümanım. Allah’a, Kitaplarına ve Peygamberlerine inanıyorum. Gereğini belki istenildiği gibi yerine getiremesem de, Dinimin İslam olmasıyla da iftihar ediyorum. İslamiyet, Müslümanlık adı altında menfaat temin eden, mış gibi davranan, ayetleri ile dalga geçen, İslama ve Müslümanlığa hakaret söz ve davranış içerisinde olan, İslama laf getiren, bağdaşmayacak söz, hal ve hareket içerisinde olanlardan da nefret ediyorum. Ancak Kur’an’ı Kerim’de ilk ayet “OKU” diyor ve “Allah’ın adıyla oku” diyerek emredilmesine, Din derslerinin de içerisinde yer almasına rağmen EĞİTİM SİSTEMİMİZİN okul sayısı 54.415, ibadet süresini içerisinde geçirdiğimiz cami sayısının (87.000), altında olması, eğitime gereken değeri vermediğimizi açık ve net olarak ortaya koyuyor! Bu sayıya rağmen “Dindarım” diyenlerin, gereğini yerine getiren gerçek İslamın sayısı da tartışılır elbet!
Konumuza dönersek; ilk öğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18, Orta Okulda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 15, Lise ve dengi öğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 13 (YeniŞafak)
MEB tarafından “Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2018-2019″ verilerine göre, Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde, 9.394.125’i erkek, 8.714.735’i kız olmak üzere toplam 18.108.860 öğrenci örgün eğitim alıyor. Görev yapan öğretmen sayısı 1.077.307 oldu
Sözün Özü!
Görüldüğü gibi MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ’nin omurgası OKUL sayısı, (ki içerisinde Din dersi eğitimi de olmasına rağmen) içerisinde sadece ibadet edilen DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’nın omurgası CAMİ sayısı kadar değil! Çok çok altında.
Bu şartlarda ne Yüce ALLAH’ın “OKU” emrine itaat ettiğimiz söylenebilir, ne peygamberin “ilim Çin’de de olsa git al” tavsiyesini yerine getiririz, ne Hz. Ali’nin “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünün değerini anlarız, ne de ATATÜRK’ün “istikbal göklerdedir” sözünün gereğini anlar muasır medeniyet seviyelerine çıkarız!
Olduğumuz yerde tepinmiş durmuşuz! El alem uzaya gitmiş, biz; dinimizi öğrenmek, anlamını bilmek, öğrenmek, uygulamak için Allah tarafından gönderildiğine inandığımız Kur’an’ı kerimin Türkçe çevirisine, mealine karşı çıkmış, havanda su dövmüş yılları değil; asırları boşa geçirmişiz. Yazık bize. Çok yazık. İlla eğitim.
gazete2000@hotmail.com