Ön Gereklilikler ve Açıklamalarımız:
1. Sadece Türkiye değil bütün dünyada devletler, kontrol dışı doğumları yasaklamalı, kontrol dışı doğum yapanlara büyük cezalar getirilmelidir.
2. Çocuk doğurma (Sahibi olma) şartları ağırlaştırılmalı, belli gereklilik ve zorunluluklara tabi tutulmalıdır.
3. (Türkiye’de) Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü, Belediyeler ve Halk Eğitim Müdürlükleri koordinasyonları ile, EBEVEYNLİK SERTİFİKASI verilmeli ve bu sertifikaya sahip olanlar nüfus idarelerine yeni doğum kaydı yaptırabilmeli.
4. Bu eğitimlerin her biri en az 5’er saat olmalı ve eğitimlere katılım imza ile tutanaklara kayıt edilmeli, eğitim katılımları gün ışığında yönetim ilkelerince denetimli olmalıdır.
5. Eğitimler ilk etapta (İlk 10 yıllık zaman diliminde) 5 ders ile sınırlandırılabilir. İkinci 10 yıllık süreçte, bu eğitimlerin sayısı en fazla 10’a çıkarılabilir. Daha da artırılması, mekanizmanın kötüye kullanılmasına veya bireylerin sistem dışına çıkmalarına yol açabilir.
Bu eğitimdeki Dersler aşağıdaki gib olmalı; (A Listesi)
a) Beka (Hayatta Kalma) Tedbirleri,
b) Temel İlk yardım ve can kurtarma
c) Afetlere Karşı Koruma,
d) Tüketici Bilinci,
e) Ev Ekonomisi
f) Kentlilik ve Hemşehrilik Bilinci
Bu günkü şartlar altında, bugünkü ifadelerimiz belki biraz tuhaf gelebilir. Ancak aşağıdaki konularda haklı olduğumuzu (TAKDİR EDERSİNİZ Kİ) düşünmekteyim.
- Hiç kimse benim yaşadığım kentte, eğitimsiz ve niteliksiz sorumsuz davranışlarıyla sorumsuzca kullanılan bir motorlu taşıt ile uğrayabileceğim trafik kazası, liyakatsiz müteahhit tarafından yapılmış ve denetimsiz bir bina, liyakatsiz bir ameliyat, düğünde bir maganda tarafından atılan kör kurşun vb. ler ile, benim ölümüme sebep olamaz.
- Çocuğuna yeterince eğitim ve İNSANLIK görevini aktaramayan ana babanın ürünü bir insan benim HAYATIMın devamlılığı ve güvenliği açısından MUTLAK bir tehdittir.
Bu ve bunun gibi sebeplerle niteliksiz ve sorumsuz “kalabalık”tan ibaret olan bir birey nitelikli ve yurttaşlık hak yetki ve sınırları içinde varlığını sürdürmeyen, devlete karşı kayıtsız hukukun üstünlüğüne inanmayan bireylerin / yurttaşların geleceğinin belirleneceği seçimlerde eşit oya sahip olması hakkaniyete uygun düşmemektedir. Bu bağlamda, aşağıda maddeler halinde sıralamış olduğum yurttaşların, en fazla iki oya sahip olacağı şekilde ve bu özelliklerinden aldığı puanların E DEVLET sistemine yansıtılacağı şekliyle oyunun ağırlıklandırılması gereklidir.
Oy Ağırlıklandırma Faktörleri: (B Listesi)
- Eğitim düzeyi katsayısı
- Sabıkasızlık katsayısı
- Vergi Yükü katsayısı
- Topluma ve insanlığa hizmet katsayısı (Toplumsal projelerde görev alma sivil toplum kuruluşlarına katılım katsayısı)
- Devlet alt sistemleriyle akreditasyon katsayısı (Devlete ait e-devlet sistemlerini kullanım düzeyi veya akreditasyon düzeyi
- vb.
En fazla 10 katsayı faktörü. Bu faktörlerin her biri 0.1 etkiye sahip yurttaşın, 1 oyundan sonraki diğer bir oyunu ağırlıklandırmalıdır. Yurttaşların eşit oya sahip olması bu günkü şartlar altında büyük bir haksızlıktır. Bu Teorimiz ile, bu kişilerin hiç oy hakkı olmasından değil, B Listesinde yer alan ağırlıklandırma faktörlerine sahip kişilerin oylarının 1’den az, 2’den fazla olmamasına dayanmaktadır. Ancak listede özellikleri belirtilen kişilerin bu özelliklerden aldığı puanlar veya katsayılarla belirlenecek ikinci oy hakkı MUTLAK SURETTE GEREKLİLİKTİR, ZORUNLULUKTUR. B listesindeki katsayılar, en az 5, en fazla 10 katsayı esasına göre yürütülmelidir. Katsayı faktörlerinin 5 ten aşağı belirlenmesi, OLİGARŞİK yönetime, 10 dan fazla belirlenmesi durumunda da sürdürülebilirlik açısından zorluklar doğurabilir. Burada 10 katsayı optimum düzey olarak düşünülmektedir. Optimum değerimiz, çalışmamızın makale ve kitaba dönüşmesi durumunda deneylerle ortaya konulacaktır.
Kamuoyuna sunmuş olduğumuz bu ağırlıklandırılmış Bireysel Oylama Sisteminin (ABOS) sadece merkezi ve yerel seçimlerde değil, DERBİS sistemi ile tüm sivil toplum kuruluşlarına, tercih edilirse, şirket yönetimlerine, birkaç uyarlamalarla teşmil edelebilecektir.
Topluma KALABALIK değil, İNSAN doğurmak ve hazırlamak HER BİREY İÇİN gereklilik değil ZORUNLULUK olmalıdır.
Sonuç Olarak;
Bazı eşitlikler EN BÜYÜK ZULÜMDÜR. Unutmamak gerekir ki, amaç eşitlik değil ADALET ve HAKKANİYETTİR.
Bu açıdan çoğulcu ve katılımcı günışığında yönetim için, ağırlıklandırılmış oy hakkı kamu yönetimi bilim insanı olarak dile getiriyorum ki, ARTIK ZORUNLULUKTUR.
Bu gün artık bu sistemin kurulması Türkiye için, teknolojik olarak mümkündür. E devlet sistemi, bu katsayıları hesap etme altyapısına sahip veya birkaç kodlama ve yazılımla bu MERNİS sistemi ile SEÇSİS sistemi entegrasyonu ile mümkündür. Nasıl uygulanabileceği hususunda yönetim mekanizmalarında bulunan kamu otoritelerince tarafımdan yardım ve/veya destek istenebilir. Devlette devamlılık esastır. Türkiye Cumhuriyetimizin daha bayındır ve hakça yaşanılabilir bil ükle olması için bu konuda gereken ne varsa destek olmaya hazırım.
Yakın zamanda konunun ayrıntılarını içerecek çerçevede ilk elde bilimsel bir makale, ardından YENİ DEMOKRASİ ALGORİTMASI kitabının yazılması boynumun borcu olsun.
Kamuoyuna saygı ile arz ederim.
Dr. Ahmet FİDAN 05/04/2023