Cenabı Hak insanoğlunu yaratınca ona, içinde huzur ve güvenle yaşayabileceği yemyeşil bir dünya bırakmıştır. Ortasından şırıl şırıl ırmaklar akan, kuşların ve hayvanların neşelendirdiği bu güzel ormanları bizler umursamayıp yok edince dünyamızı çöl haline getirmişiz!…
Bizim dinimiz okumayı öğütlediği halde biz inatla okumaktan uzak duruyoruz. Sevgili peygamberimizin ağaç dikin tavsiyesine rağmen, ısrarla ağacı katlediyoruz. Bilmem ki, bu çılgınlık nereye kadar devam edecek?
Ağaç ve Orman bir ülkenin zenginlik kaynağıdır. Soluduğumuz havadan içtiğimiz suya, okuduğumuz kitaptan yazdığımız kaleme kadar hemen her yer de ağacın varlığına şahit oluruz. Canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan oksijeni ormanlar bir fabrika gibi üretir, çeşitli hayvanları ve kuşları sinesinde barındırır.
Orman, toprağın erozyonla denize sürüklenmesini önler.” Ağacın insan yaşamındaki yeri vazgeçilmez olup faydalarını ve kullanım alanlarını saymakla bitiremeyiz.
“Bu nedenle ağaç yetiştirmenin iyi bir evlat yetiştirmek gibi çok hayırlı bir iş olduğunda asla unutmayalım. Ağaç dikip yetiştirmek ne kadar hayırlı bir iş ise, ağaç kesmek, ormanları yok etmek de o denli zararlı ve günahtır”
Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor; “kim yaş bir ağaç keserse Allah-u Teala o kimseyi kıyamet günü baş aşağı cehenneme atacaktır.” “Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa bunu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse hemen diksin, bırakmasın…”
“Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir şey eker de ondan bir kuş, bir insan veya bir hayvan yerse bu, kendisi için bir sadaka olur…” “Bir kişi ağaç dikerse, diktiği ağacın meyvesi kadar defterine sevap yazılır…” Bunlar ağaç yetiştirmeyle ilgili güzel ifadelerdir.
Savaşlarda ilk yaptığımız iş, ormanları yakmak olmuş!… Kaybolan üç beş hayvanını bulmak için acımasızca ormanları yakıp kül eden derebeyler türemiş!… Hiç bitmeyecek zannettiğimiz ormanlar ne yazık ki tükenmiş ve çırılçıplak bir doğa ile baş başa kalmışız!…
Isınmak için kestiğimiz ağaçların yanı sıra tarla açmak, ev yapmak, arsa oluşturmak amacı ile de kestiğimiz fidanlar bugün bize, ciddi bir tehlikenin varlığını haber veriyor. Bu da hepimizin bildiği gibi toprak erozyonu ve su sıkıntısıdır!
Ülkemiz her yıl yağışlarla birlikte Kıbrıs Adası kadar toprağını kaybettiğini biliyor muydunuz ? Dünya geçtiğimiz yıllarda ciddi bir kuraklıkla karşı kırşıya geldi ve suları israf etmeme düşüncesi doğdu. Gün gelecek suya hasret bir toplum haline geleceğiz. Böylesine ciddi tehlikeler, hepimizi kara kara düşündürmelidir.
Herkesin rahatlıkla yapabileceği çözümler, çareler vardır. Her yıl düzenli olarak ağaç dikmek durumundayız. Bunu bir seferberlik olarak ele almak zorundayız. Her yıl düzenli olarak Milyonlarca fidan dikerek geleceğimize ışık tutmak bizim elimizdedir.
Çevre ve Orman Bakanlığı”nın devam ettirdiği” Fidanlar Toprakla Buluşuyor!” Projesi ciddi boyutlarda olup takdire şayan faaliyetlerdir. İl ve İlçelerde düzenli olarak fidan dikmek suretiyle belirli alanlar ağaçlandırılıyor. Bu çalışmaya bizlerin de katkıda bulunması gerekiyor. Her kurum, her köy, her kasaba, her şehir bu konuda organize olmalı ve ağaç dikimini teşvik etmelidir.
Bahar ayının gelmesiyle birlikte birer aylık çalışmayla pek ala çevremizi yeşertip ormanla donatabiliriz. Mecburuz; bu hepimiz için bir vatanseverlik görevidir. Karadeniz Bölgesi’ni gezenler bilirler. Denizi, doğası ve yemyeşil alanları ile cennet gibi bir mekânla buluşuyorsunuz!.. Bu güzellikleri ülkemizin her bölgesinde görmek bizim elimizdedir.
Meyve ağaçları , çam fidanları ile bölgeye uygun seçilecek fidanlarla Anadolu yeniden cennet bir ülkeye dönüşebilir. Çok zaman, çok emek istemez bizim duyarlı olmamız yeter. Ağaç dikme seferberliği devam ettirilmelidir; bunu bir vatanseverlik görevi olarak ele almak zorundayız ve herkesin bu kutlu çabaya destek vermesi gerekiyor.
Ülke insanları olarak iki şeye önem veriyoruz; birincisi, okumayı tutku haline dönüştürmek ve okuma alışkanlığını insanımıza kazandırmak; ikincisi de ağaç dikme işini sevda haline getirip, bu konuda herkesi bilgilendirmek ve ağaç dikmeye yönlendirmek…
Çözüm?.. Okuma alışkanlığı yaygınlaştırmak ve ağaç dikme seferberliğini devam ettirmekten geçiyor… Seferberlik ne kelime: bunlar bizim için bir yaşam kaynağı ve hayat düsturu olmak zorundadır… Cennet bir ülkede yaşamak istemiyor muyuz ? O halde Mevla’nın koruduğu bu cennet ülkeye sahip çıkalım ve yemyeşil bir vatan kurmanın çabasında olalım…