“Dünden ne kaldı cancağızım… Bir avuç hatıradan başka”
Bu hangi şairin dizeleri? Bilemiyorum. Belki de hiç kimse.
Diyelim ki, ben söyledim. Ne fark eder. Söylendi ya… Bunu her fani ömr-ü hayatında bir kere söylemiştir.
Bir dost meclisinde muhabbetle demlenirken… Belki de güneşin batışını hüzünle seyrederken.
Ya da geçmişinin muhasebesini yaparken. Ama çoğunlukla dünyanın ahvalinden dem vururken.
Belki de bu kendinden kaçmanın çıkış yolu.
Televizyonda şimdi “bakmıyor çeşm-i siyah feryat eyy… Yetiş ey dost imdada eyy” şarkısını ne de güzel söylüyor sanatçı… Eseri yaşayarak.
Bu gecede böyle olur-mu ya… “Yetiş imdada gamze yetiş imdada eyy…”
Sunucu ‘yeni yıla böyle neşe içinde girelim’ diyor. Ne tezat ama…
Bir başka sanatçı,
“Yorgunum dostlarım yorgunum artık… Vefasız dostlara dargınım artık…”
Oldu mu ya… Adam tüy dikti geceye.
Masamdaki hoş sohbet arkadaşım “ne günler yaşadık be Yakup.” Derken sanatçı “kırmızı gül demet-demet…” Diye başlamasın mı… Kapatın ulan şu televizyonu diye ünledi bir başka arkadaşım.
Bizim nesil böyle dedi diğer arkadaşım. Neşemizin içinde bile hüzün…Hüznümüzün içinde de neşe var. Yoksa bunca sene nasıl ayakta kalırdık.
Yok, sadece bizim nesil değil… Milletçe böyleyiz. Yüzyıllarca göç etmişiz. Tam kıçımız rahatladı derken var olma savaşı vermişiz. O bitmiş birbirimizle didişmeye başlamışız.
Ulan, felsefe yapmanın yeri mi? Kaldırın kadehleri. Diye çıkıştı masanın karşında oturan arkadaşım.
Bir tarihler Bülent vardı diye söylendi kendi kendine Yakup. Parmağındaki zehirden derin bir çekerken…
Hangi Bülent diye atıldı Barbaros.
Hangi Bülent olacak…Tatar Bülent dedi Yakup. Bir akşam bana gelmiştiniz, bende size hamsi tava yapmıştım.
Ömrümde böyle hamsi yememiştim diye atıldı Barbaros.
Sonra gecenin bir yarısında demli kafa ile Tepebaşı’na çıkmıştık dile ilave etti Yakup.
Geç orayı diye atıldı Barbaros.
Barbaros biliyor-musun, siz yoktunuz, bir gece Bülent’le Çiçek Pasajına gitmiştik.
Eee dedi Barbaros…
Son vapurla Karaköy’den karşıya geçerken, vapurun güvertesinde “elveda meyhaneci artık kalamıyorum” şarkısını söylemiştik. O geceyi hiç unutamam.
Size müdahale etmediler-mi diye atıldı masadaki yeni yetme.
Erkeksen müdahale et, sene 76 diye gülerek karşılık verdi Barbaros yeni yetmeye.
Ne günler yaşadık diye söze girdi gün görmüş yaşıtımız… Sonra derin bir fırt çekti zehirden “haydi dostlar, dava uğruna toprakla harman olmuş arkadaşlar için kaldıralım.”
Ulan hep hoş hatıralardan dem vuruyorsunuz, hiç kederli günlerimizden bahsetmiyorsunuz. Diye gürledi masa arkadaşlarımız.
Şarap misali… Acıları bile tatlandırıyoruz. Yoksa bunca yıl nasıl çekeriz dünyanın kahrını. Diye ilave etti.
“Bugünün reisleri o zamanlar ne yapıyorlardı?” diye densizce atıldı yeni yetme masa arkadaşımız.
Arkadaşım kızgınlıkla,
Ne olacak… Mahallede top koşturuyorlardı.