Bakmayın siz paket “boş çıktı, hayal çıktı” diyerek küçük görme, değersizleştirme girişimlerine, açıklamalarına…
Reform dediğiniz böyle olur… Bu topraklarda klasik anlamda ‘devrim’ yapmanın ne anlama geldiğini önce tarihe bakarak anlamak gerekiyor. Sonra, ‘devrim devrim’ diye bağıranların devrim zihniyetlerine, iktidara gelseler yapacaklarını hayal edin…
Ardından son 10 yıldır yapılan reformların Türkiye nasıl adım adım değiştirdiğini ancak yetersiz olduğunu görün…
Sonrası kolay…
Açıklanan her paketin ardından, sövenlerin küçük görenlerin, önemsizleştirmeye çalışanlan büyük çoğunluğun zihniyetlerini sorgulayın…
Neyi savunduklarını, iktidar olduklarında neyi yapmak istediklerini inceleyin…
****
Açıklanan demokratikleşme paketini beğenmeyenlere; neden TBMM’de Anayasa Komisyonu’nda mutabakatla kabul edilmiş 59 maddeyi bir gecede değiştirmediklerini, neden ayak dirediklerini sorun…
Açıklanan 18 maddenin ne anlama geldiğini anlamak için, 90 yıllık ceberrut devletin uygulamalarına, zihniyetine bakacaksınız…
****
Bu ülkenin tüm farklılıklarını yok sayan, şiddet uygulayan, mezarlarını bile bırakarak gitmek zorunda kalanların tradejelerini aklınıza getirin… Siz bu topraklarda yaşanan trajedilerden bahsedekceksiniz, onlar inkar edecekler…
“Var ancak abarttığınız gibi değil” diyecekler… inkar ederken zihniyetlerine uygun ‘amalar’ oluşturacaklar… Bugüne kadar tekrarladıkları şeyleri söyleyecekler…
****
Türkiye’de normal diye yutturulan herşey, anormaldi… Anormal olan ise normaldi…
Şimdi Türkiye normalleşirken, akılları iğdiş edilmiş olanlar süreci küçümsemeye çalışıyorlar…
Kimileri ise utanmadan yapılanları ‘karşı devrim’ olarak görüyor… Devrim olarak gördükleri şeyler ise topluma giydirilmiş deli gömleği idi…
****
Halka karşı yapılmış herşey, normalleştiriliyor…
Eksik mi? Evet…
Daha çok yol var mı? Evet…
Daha çok paket açıklanacak mı? Evet…
****
Demokrasi dediğiniz şey, sürekli birşey, sürekli gelişim… Toplumun ihtiyaçlarına göre yenilenen birşey… Durağan değil…
Değişimi durdurduğunuz gün, düşersiniz, geri gidersiniz…
İşte onun için, sürekli demokrasi paketi diyeceğiz… İhtiyaçlara göre yeniden yeniden düzenleme diyeceğiz…
****
Alevilerle ilgili paket yetersiz mi? Hiç tereddütsüz; yetersiz…
Ancak bir maddeyi görmezsiniz, o maddenin açılımını yaptığınızda arkasından ister istemez Alevilerle ilgili yeni bir paket açılacağını anlayabilirsiniz… Bunu anlamamak için sürece gözünüzü kapatmış, AK Parti düşmanlığından dolayı sağ duyunuzu yitirmiş ya da zaten reformlara karşı, eskinin aynen devam etmesinden yanasınızdır demektir.
****
Açıklanan paketteki 18 maddenin benim için iki önemli maddesi var… Diğerlerini sakın küçümsediğimi düşünmeyin… Türkçe’nin dışındaki dillerin sadece özel okullarda kanunda değişiklik yapılarak anadil eğitiminin özel okullarda önünün açılması olumlu…
Nefret ve ayrımcılık, yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla ilgili yapılan düzenleme devrim niteliğindedir… Bu madde hayata geçirildiği gün, ister AK Parti iktidarda olsun isterse bir başkası inanın Türkiye anayasası da başka kanunları da değiştirmek zorundadır…
****
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında “Yeni süreçte nefret ayrımcılık yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin biçimde mücadele etmeye başlıyoruz. Belirli suçların cezalarını daha da artıyoruz. Belirli suçlar, kişinin dili ırkı rengi cinsiyeti engelliliği siyasi düşüncesi dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını bir yıldan üç yıla kadar artırıyoruz.
Türkiye’de hiç kimse dilinden ırkından milletinden renginden inancından, gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu kuruyoruz” diyerek bu ülkenin topraklarında ayrımsız bir demokrasinin temeli atılıyor.
****
Ayrımcılık ve nefret suçları ile ilgili açıklanan madde bile benim için tek başına açıklanan pakete destek vermeme ve ‘yetmez ama evet’ dememe yetiyor…
Tabi küçücük çocuklara okutulan, faşist, ırkçı ‘andımızın’ değişmesi ise başka bir olumlu gelişme oluyor…
Nefret ve ayrımcılık maddesi hayata geçirildiğinde zaten bu topraklarda ‘andımızı’ okullarda okutamazdınız…
Sormazlar mı adama, onlarca yıldır küçücük çocuklara;
“Türküm, doğruyum, çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak;
Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!”
diyerek etnik kimlikler arasında ayrımcılık yaptırmanın, başka etnik yapıları aşağılatmanın, küçücük çocuklara varlıklarını Türk varlığını armağan etmelerini öğütlemelerinin ne sonuçlar açtığını görmüyor muyuz?
Bu topraklarda nefret ve ayrımcılık devletin herşeyine nüfus etmişken, toplumda nasıl ırkçılığı büyüttüğünü görmüyor muyuz?
Son söz: Türkiye anormal bir süreçten normal bir sürece geçiyor… Yavaş yavaş ve kaplumbağa hızında ilerliyoruz… Başka türlüsü olsaydı zaten olurdu… Türkiye tüm eksikliklerine rağmen, yanlışlarına rağmen demokrasi süreci olumlu işliyor… Ensenizi karartmayın…