Yemek masasında yaşlı kurt ve yeni damat karşılıklı acı biber atışmasındaydı… Yarışma başlamıştı, yaşlı kurt ısırdığı acı biberleri damadına göstermeden masanın altına bırakıyordu. Damat ise erkekliğe bok sürmemek adına peş peşe ısırdığı acı biberleri yanan boğazına ve beyninden fışkıran ateşe rağmen midesine indiriyordu. Sonunda yaşlı kurt kıskıs gülmeye başladığında biberlerde masanın altında birikmişti!… Kahkahalar ise ‘yandım keten helva’ gibi mutfağa yayılıyordu…
Acı biberin gazabı hiçbir şeye benzemiyor! Dünyanın en acı biberini biliyor musunuz? Aman adını bilin ancak gördüğünüzde ne elinize alın ne de koklayın! “Bhut Jolokia” adlı bu acı biberin ana vatanı Hindistan. Allah korusun bizim polisin eline geçmesin, ne astımlı dinler, ne de sağlamını, zira sofralarınızda yediğiniz biberin tam 420 katı fazla acılıkta…
Biber gazı çıktı mertlik orantısızlaşıp demokrasi rafa kalktı. Yeter ki, iktidarın fikirlerine sokaklarda karşı gelin. Acaba polislere emir verenler sokaklarda demokratik yolla haklarını aramak isteyenleri ne olarak görüyorlar dersiniz?
Böcek mi, “İnsan” mı?
Böcek olarak görüyorlarsa artık hiç birimizin diyeceği kalmadı, demektir. Öyle ortama gidiyoruz ki, biber gazı ile sersemleyenleri artık hamamböceği gibi “Çıtır çıtır” sesleri arasında ezmeye devam ediyorlar… Böcekler ne yapacaklarını bilemeden sersemce sağa sola dağıldı… Ne yazık ki, onu gören diğer böceklerin cesaret damarları da kırılmışa benziyor!
“İnsan” nedir? Hayvandan farkı nedir? “İnsan kısacası; düşüncesi olan ve onu özgürce açıklayandır “ “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”nin altına imza atan ve bu sözleşmenin 10. Maddesi ne der biliyor musunuz? “ Herkes ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak kamu makamları tarafından müdahale olmaksızın ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın görüşlere sahip olma ve bilgi ve düşünceleri edinme ve bunları yayma özgürlüğünü içerir. Bu madde Devletlerin radyo, televizyon ya da sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir” der. Bu bağlamda A.İ.H.Mahkemesi de bu konuya yaptığı içtihatlarla önem verdiğini göstermektedir. Mahkeme öncelikle gösteri ve yürüyüş yapacakların “Barışçıl” olmasına bakıyor. Polisin hem olaya müdahil değil, direnmenin mahiyetine göre “Kademeli” olarak artan bir şekilde kullanabilecektir. Diğer bir deyişle; bedeni kuvvet direncin şiddetine göre en azdan başlayarak en yükseğe doğru artacak ve polis dirençle karşılaştığında ilk etapta doğrudan en yüksek bedeni gücü kullanmayacaktır. Denilmektedir.
Sizlere önce “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nun 3. Maddesini aktarayım; “ Herkes önceden izin almaksızın bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme ve hakkını sahiptir” deniyor.
Tek Şart; “Barışçıl” olmak…
Peki, Yürüyüş ve Gösterinin yasak olduğu yerler neresi onu da belirteyim; Genel yollar ile parklarda, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesisler ile bunun eklentilerinde, ayrıca TBMM’ne bir kilometre uzaklıktaki alan içinde toplantı yapılamaz ve şehirlerarası karayollarında gösteri ve yürüyüş yapılamazmış.
Avrupa’nın dört bir tarafından toplanarak Fransa’ya gelen 30 bini aşkın Türk’ün “Ermeni Yasa Tasarısı”sını protesto yürüyüşünü başta iktidar olmak üzere hepimiz destek verdik ve alkışladık. 500-600 Fransız polisin izlediği bu yürüyüşte Sarkozy’e hakarete varan pankartlar ile görüşmenin yapılacağı Senatoya yakın olmasına rağmen, yürüyüşün olaysız dağılması sağlandı…
Biz ne yapıyoruz? Daha yürüyüşün demokratik amacı ile barışçıl olup olmadığına bakılmaksızın, yeter ki, iktidarın fikirlerine karşı bir yürüyüş olsun, “Hemen dağılın, yoksa biz dağıtacağız! ” uyarısı ardından verilen bir emirle, ver gazı, vur copu, püskürt tazyikli suyu!…
Toplum suskunları oynuyor ve oynatılmaya zorlanıyor. Muhalif olanlar tek tek içeri alınarak geridekiler susturuldu. Yürüyüşlerde biber gazı ile copların şiddeti ile yürümeye hevesli olanlar da susturuldu. Ancak A.İ.H.Mahkemesi İfade Özgürlüğü özel olarak da toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile alakalı kararlarında sık sık tekrar ettiği prensibe göre demokrasinin başlıca özelliklerinden birisinin de memleket meselelerinin diyalog yoluyla ve şiddeti dışlayan yöntemlerle çözülmesine imkân vermesidir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanarak toplanan insanların ileri sürdükleri fikirler diğer bu fikirlere katılmayan insanları rahatsız edebilir ve onların tepkilerini çekebilir. Ancak burada önemli olan hakkın tüm bu rahatsızlığa rağmen “Barışçıl” şekilde kullanılmasıdır. “ derken Mahkeme “Barışçıl” amaçlı yapılan gösterilerde polisin oldukça toleranslı ve sabırlı olmasını istemekte ayrıca çabuk ve kuvvetli bir müdahale ile gösteri yürüyüşünün ihlal edilmesini istememektedir. Daha ötesi; gösterinin önceden haber verme gerekliliği yerine getirilmemiş olsa bile eğer toplantı “Barışçıl” bir şekilde yapılmakta ise polisin kuvvet kullanmasını, ihlal olarak görüp karara bağlamaktadır. Ayrıca da kuvvetin dirence oranında orantılı olmasının gerektiği vurgulanmaktadır.
“Demokratik ve Barışçıl olmak koşulu ile hakkınızı aramak için yürümek istediniz ve buna izin vermeyen bir polis engellemesi ile karşılaşma olasılığında nelere hazırlıklı olmanız gerektiğini biliyor musunuz? Bununla ilgili yürüyüş yapacaklara uyarı mahiyetinde site bile kurulmuş… Burada neler mi var, buyurun birlikte inceleyelim;
•Biber gazının etkisi 20 dakika ile 2 saat arasında değişiyormuş. Üstünüze bulaşan elbiselerinizi çıkartıp dayanabileceğiniz soğuklukta suyla duş alınması gerekiyormuş. Aman sokakta soyunmayın, gazetecilerin flaşlarına yakalanma ihtimaliniz olabilir! Elbiselerinizi de güçlü bir deterjanla yıkayın.
•Yürüyüşe giderken rahat ayakkabılar giyin, zira tabana kuvvette işinize yarayacakmış.
•Yanınıza mont, eldiven, hatta imkânınız varsa gaz maskesi bulundurmak da faydalıymış. Açıkta bir yerin kalmaması gerekiyormuş.
•Limon ve mendil sizi koruyacaklardanmış. Limonu mendile sıkıp biber gazı alan gözlerinize sürdüğünüzde sizi belli müddet koruyup, öksürmenizi ve hapşırmanızı engelliyormuş. Sirkeli atkıda faydalıymış. Yani bunları yapmazsanız, “Çok Yaşa” diyenleri işitemeyebilirsiniz!
•Yanınıza yoğurt almayı da ihmal etmeyin. Sakın ola ki, karşınızdakilere fırlatmayın, yüzünüze gözünüze sürdüğünüzde acıyı hafifletiyormuş.
Fazla lafı uzatmayalım. Bağırıp, çağırmalar, biber gazı, coplar ile tazyikli sular altında Türkiye’nin geleceğini etkileyecek önemli bir yasa daha meclisten geçti…
Sırada neler var?
Boş verin sıra da neler olup olmadığına ve hangi kanunların meclisten geçeceğine de… Siz evinizde çocuğunuzu bilgisayar başından biraz alın ve ona Allah’ı, Peygamberi ve Atatürk’ün ilkelerini anlatın, onlara ileride oy verirken ‘dinle kandırmak’ isteyenlere prim vermemesini de ayrıca öğütleyin, çünkü gelecekte aydın, dürüst, dinini gereği gibi yapan insanlarımız, bu memleketin geleceğine çok lazım olacak.