Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu, bir yolcunun bin km’lik seyahatinde 100 kg’un üstünde bir CO2 salınımına neden olduğunu tahmin etmiştir. Bu nedenle olacak THY[1] dâhil birçok büyük hava yolu şirketi, üçüncü nesil biyoyakıtlar[2] konusunda öne çıkan firmalarla görüşmelere başlamışdır.Fosil yakıtlara alternatifler aranırken biyoyakıtlara fazlaca güvenilmişti. Nitekim AB 2010’larda taşımacılıkta kullanılan yakıtlarlardaki biyoyakıt karışım oranı %5,75 iken, 2020’lerde %10’lara çıkarmayı hedeflemiş ve konu ile ilgili yatırımlara maddi destek sağlamaya başlamıştı. Doğal olarak bu politik beklentilere göre de, endüstri gerekli yatırımları planlayıp, uygulamaya koymuştur.
Son toplantılarında G20’ler gıda fiyat artışlarından biyoyakıt tüketimini sorumlu tutmuşlardı. Diğer taraftan, bu zamana kadarki CO2 salınım hesaplarında biyoyakıtları sağlayan bitkilerin tarımı esnasında ve orman açmaları nedeni ile açığa çıkacak CO2‘in dolaylı etkisi (ILUC[3]) adeta göz ardı edilmişti. Bu etkinin de su yüzüne çıkması üzerine, ilgili komisyon Avrupa Parlementosuna (AP) başvurarak, olayın yeniden değerlendirilmesini talep etmiştir. AP 11 Eylül 2013 tarihli toplantısında önceki kararlar çerçevesinde 2020’lerde yakıt harmanında %10 olarak öngörülen biyoyakıt oranının %5’lerde kalmasını kabul edilmiştir. Bu karar AB biyoyakıt endüstrisinde şok etki yaratmıştır. AB destekleriyle ileriye yönelik kapasite artırımı için yatırım yapan firmaların, onların üst çatı organizasyonlarının ve basın organlarında çıkan bazı yakınma ve saptamalara bir göz atalım:
Bu bir “maç esnasında kural değişimidir”;
Biyoyakıtlar konusunda U-dönüşü;
Bu karar endüstriye indirilmiş ağır bir darbedir;
Oylama biyoyakıt endüstrisi için bir hüsran olmuştur;
Avrupa Parlementosu biyoyakıtlar konusunda duvara çarptı.
Daha şimdiden %10 karışımı karşılayacak yatırımın yapıldığı Avrupa’da birçok tesisin kapanacağı, bunun işgücüne yansıması ve diğer yan etkiler de göz önünde bulundurulduğunda, biyoyakıt endüstrisinin bu kararları politik arenaya taşıyacağı beklenmelidir. Çünkü söz konusu kararın her bir üye ülke tarafından da onaylanması gerekmektedir. Birçok AB ülkesinde 2014 yılında yapılacak seçimlerde bu konu politik olarak öne çıkacaktır AP’deki tartışmaya öncülük yapan Fransız Liberal milletvekili Corrine Lepage’ın “Güneydeki ülkeleri ve gıda fiyatlarını bu kadar olumsuz etkileyen bir politikaya destek veremeyiz” ifadesi, ilerdeki tartışmaları ve kararları etkileyeceğe benzemektedir.
Bu kararın, milyarlarca dolarlık yemeklik yağ ithalatı yapan ülkemize, ilk aşamada arz-talep ve fiyat değişimleri çerçevesinde ticari açıdan bir artı sağlayacağı düşünülebilir. Diğer taraftan bir türlü son şekli verilemeyen[4] Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kararlarına ışık tutulmuş olur. Bu zamana kadar sürekli ithal etmek zorunda kaldığımız yemeklik yağ sorunu varken, yerli bitkisel yağ için adeta zorla ekonomik olmaktan uzak aspir tarımı yaptırmak için verilen teşvik konusu yeniden ele alınabilir. Böylece biyoyakıtlar konusunda yanlış ata oynanmaktan da vazgeçilir (Açıkgöz2012[5]).
Aslında 60 milyar US$’lık enerji ithalatımızı aşağıya çekmek için tüm seçeneklerden yararlanmak zorundayız. Taşıma sektöründeki enerjiden %5’lik bir iç kaynağın ülkemize milyar dolarlık tasarruf sağlıyacağı ortadadır. EPDK bu amaçla belirli yıl ve oranlarda motorine yerli bitkisel yağ, benzine de yine yerli etanol karıştırma mecburiyeti getirdi. Ancak söz konusu yağın ve etanolun yerli üretimle karşılanması koşulu, özellikle tarımsal üretimi yakından takip edenlerce şüpheyle karşılanmıştır. Türkiye 2010 yılında yaklaşık 16 milyon m3 (14 milyon ton) motorin ve 2,7 milyon m3 (2,1 milyon ton) benzin tüketmiştir. Söz konusu miktarları EBDK’nın oranları ile çarptığımızda, 2014 yılı için 492 bin ton bitkisel yağ ve 27 bin ton etanol gereksinimi olacaktır. Ayçiçeği yağı mutfağa yöneliktir ve biz mutfağımız için ayçiçeği yağı ithal etmekteyiz. Soya ve aspir tarımı ülkemizde çok sınırlıdır. Okaliptus ve palm yağı zaten tümüyle ithal olunmaktadır. Geriye yalnız kolza kalıyor ki onun da ülkemizdeki ekim alanı yıllara göre 30-40 bin Hektar, üretimi ise 100-140 bin tondur. 2014 yılı için mazota %3 oranında katılacak bitkisel yağ miktarı 500 bin ton civarında olacaktır. Yağ verimini % 40-45 kabul etsek, gereksinim duyulacak kolza miktarı bugünkü üretimin on katı yani 1,14 milyon ton civarında olmak zorundadır. Bu da 300 bin hektarlık ekim alanının diğer bitkilerden geri alınması anlamına gelir. Kaldı ki Türkiye temel yağ gereksinimini karşılamak için her yıl yaklaşık 850 bin tonbitkisel yağ ile 1,4 milyon ton da yağlı tohum dış alımı iyapmakta bunun için de milyarlar harcamaktadır. Buradan Türkiye’nin biyobenzin konusundaki yaklaşımının pek sağlıklı olmadığı ortaya çıkmaktadır..
Nazimi Açıkgöz
Not: Türkiye’nin biyoyakıtlar konusunda yeni strateji gereksinimlerinin ele alınacağı bloğumuzu https://nazimiacikgoz.wordpress.comun (Ekim 2013) arşivinde ulaşılabilir.
[2]Mısır, soya gibi gıda maddeleri birinci; mısır sapı, orman ürünleri, organik atıklar vs. ikinci; alg gibi tarım dışı kaynaklar üçüncü nesil biyoyakıtların hammaddelerini oluşturmaktadırlar.
[3] ILUC: Indirect land-use change – arazi kullanımındaki değişikliğin dolaylı etkisi
[4]Düzenleme çalışmalarının en başında EPDK’ya “Yüzde 4’e kadar” izin verebilirsiniz şeklinde görüş veren Tarım Bakanlığı’nın bu görüşü, ilerleyen süreçte değiştirdi. Önce yüzde 1, yüzde 2 ve yüzde 3 şeklindeki oranların düşürülmesini ve yeni bir projeksiyon yapılmasını talep eden Tarım Bakanlığı, EPDK’nın Şubat ayında bu yönde hazırladığı taslağın ardından, oranların düşürülmesini de kabul etmeyerek, uygulamanın tamamen kaldırılmasını istedi.
[5]Türkiye, yeşil yakıtlarda yanlış ata mı oynuyor? http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı.
Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi.
Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır.
1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır.
1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir.
Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:
CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)
Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,
ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir
Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr)
2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/)
Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:
http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
https://nazimiacikgoz.wordpress.com
https://geneticliteracyproject.org/
https://nacikgoz.blogactiv.eu/
Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/).
Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.