Bu başlığı okuyan Ziraat fakültelerinin Tarım Ekonomisi Bölümü mezunları dikkatle bu yazımızı okumaya başlarlarken acaba hangi teori iflas etmiş merakıyla okuyacaklarına eminim. Ama lafımız onlara değildir.Hayvancılık sektörüne yine bizce değerli hizmetlerde bulunmakta olan bir kaç birçok bilim adamımızın da yine maalesef AB’ci Tarım Ekonomistlerinden duyup bize nasihatlerde bulunduğu, Tarım bakanlığı bürokratlarımızın da hayvancılığın sorunlarının tartışıldığı platformlarda dile getirdiği ,Avrupa Birliği ,ABD’den verdikleri örneklemelerdeki bu teori maalesef iflas etti. Artık ezberleri bozalım. Tarım Ekonomistlerimiz,veterinerlerimiz ,ziraat mühendislerimiz hep birlikte gelin, Türk Çifçisisini,Köylüsünü Çiğ süt üreticisini , damızlık sığır yetiştiricilerini ,besicilerini bu iflas eden teoriden kurtarınız.
Bu teorinin iflası Sayın Tarım Bakanımız Mehdi Eker’in et ithalatı ile <<spekülatörlere süre verdim>> cümlesinde tescillendi. Sayın Bakan spekülatörlerden o cümlesinde medet umuyordu. Sermaye düşmanı değiliz ama hayvancılıkta destek politikalarını ,büyük sermayenin bu sektöre girmesinin şart olduğunu ileri sürenler ,büyük sermayeye göre yatırım destek politikalarını dizayn edenler şimdi spekülasyon yaptıklarından şikayet ettikleri kesimden şikayetçiler. Ette spekülasyon yapanlar olduğu sayısı ismi ifşaa edilmeden üstü kapalı kamuoyuna şikayet edildi. Ama çiğ süt fiyataları 0,39 TL ye rekabet kanununa aykırı bir şeklide indiren süt sanayiicilerinin <<sütte arz fazlası var >> raporunu Sayın Bakan aynen kabul ederek <<çiğ sütte arz fazlası var >> demecini basına verince hayretler içinde kaldık. Arz fazlası var raporu süt tozu desteklemesi ile sonuçlandı. Sayın Bakan’ın süt sanayiicisinin serbest rekabet kurallarına aykırı hareket ettiklerine dair hiç bir beyanatını işitmedik. Halbuki 2005 yılında rekabet kurulu kararıyla süt sanayiicilerinin bir kısmı küçücük para cezası aldıkları bir gerçekti. Yani canlı hayvan stoklamasında spekülasyon yapan firma var çiğ süt satın alımlarında spekülatif çalışmalar yapanlar,rekabet kanununa aykırı toplatılar yapılarak fiyat indirenler yok öylemi ? Bunların ayrıntılarını çiğ süt üreticileri grubumuzda yazdık. Hem de isimleri ile birlikte yazdık. Sütte serbest rekabet ilkeleri nasıl ki yok ise ette de spekülasyon var serbest rekabet ilkeleri yok.Ama ette tüketici oyları siyasal kaygıyı artırıyor ama çiğ sütte 4 milyon etkilenen insan önemli değil öylemi ? Ne oluyor diye çiğ süt üreticilerine değil süt sanayiicisine sorulup süt tozu desteği verilmiş oluyor.
Evet teoriye gelelim. Bakan bey spekülesyon var diyor. Kim bu spekülatörler. Şimdi ben açıklıyorum. 11 adet canlı hayvan besisi yapan firmalar 200.000 adet canlı erkek besi hayvanı stoklamış. 12 tane de değil 10 tane de değil. 11 adet firma ülke yönetimini maalesef dize getiriyor. 11 adet firma 4 milyon nüfusun geçimi ile oynuyor ,tüketicinin cebindeki paranın tamamını almaya çalışıyor. İddialar doğru ise:
Soruyoruz: Bu firmaların isimleri elinizde ,2 yaşını geçen ekonomik besiyi tamamlamışlığı tesbit edilemez mi ,tesbit edilince rekabet kurulu göreve çağrılamaz mı ? Hayvanların kulak küpeleri başkalarının üzerine mi kayıtlı dediniz. Korkunç bir iddia ve eylem. Başkalarınınüzerine kayıtlı ise ortada bir kayıtdışılık ve stokları mali açıdan saklama suçu da var. 11 firma 200.000 hayvanı nereye saklanabilir. Şu çiğ süt alımında yasadışı toplantılar yapanları tesbitte dinleme teknolojilerini niçin kullanmıyoorsunuz diye avazımız çıktığı kadar bağırmıştık. İki tane çocuk şunu bunu çalınca torpilli insanların malını da çalınca veya polisimiz dinlemeye alıyor ve kıskıvrak yakalanıyordu bu taktiği canlı hayvan spekülatörlerine niçin uygulanmıyor. Hayvancılık ekonomisine darbe uygulayanlar niçin elektronik takibe uğramıyor.? Bu 11 firmanın ismi Tarım bakanlığımızca bilindiğine göre bu firmaların sahipleri çalışanları elektronik dinlenmesi için niçin Türk Polisine bildirilmemiştir. Hani bir hikaye var ya: Kilit ne oldu.? Suya düştü. Su ne oldu ? İnek içti. İnek ne oldu ? ormana kaçtı ? orman ne oldu ? Yandı bitti kül oldu.!!! Vay sakalım ,vay sakalım türküsü.! Yoksa canlı hayvan spekülatörlerinin hikayesi de böyle bir hikaye midir. Değilse canlı hayvan ithalatı şalterini indirdiğiniz gibi şu spekülatörleri adalete teslim ediniz. Biz gerçek anlamda üretimin ve üretimi kontrol araçlarının polisiye düzenlerle değil gerçek olarak üretici lehinde satın alımlar yapacak kuruluşların piyasayı düzenleyebileceğini de eklemek isteriz.
Yine de şu iflas eden teoriye aslında gelemedik mi ? << Hayvancılık; AB’ deki gibi büyük ölçekte yapılmalıdır>> teorisidir. Evet spekülasyon yaptığı iddia edilen bir firmanın elindeki hayvan sayısı 10.000 adettir. 11 firmanı elinde olduğu iddia edilen sayı ise 200.000 erkek dana demiştik.
2.200.000 hayvan sayısı son sayımda ifade edilen sayının % 10 una tekabül ediyor. Tarım bakanlığının ülke genelinde yaptığı sayımda 2.200.000 rakamı içinde kesime gelmiş erkek dana miktarı belirli olmadığına göre bunun içindeki besiyi tamamlamış (2 yaşında) erkek dana miktarının spekülatörlerin elindeki rakamların çok çok altında olduğu kabul görülmesi gerekir ki 200.000 sayısının bu 2.200.000 içindeki olması muhtemel 300-400 bin erkek danayla spekülatörlerin elindeki rakamın piyasayı kontol edebileceğini göstermektedir.
Demek ki canlı hayvan üretimi AB’ci<< Hayvancılıkta büyük ölçek teorisi>> ülkemizizn felaketine yol açacak . Temel besin maddesinin kontolünü ele geçiren halka ucuz et yedirmeyecek.
Bu iflas eden teori artık tarım bakanlığınca terk edilmelidir. En az 50 sayısındaki işletme kurulumlarının desteklenmesi terk edilmelidir. Bunun yerine en az hayvan sayısı 10 olan işletme kurulumları projeleri desteklenmelidir. Canlı hayvan ithalatı nasıl ki tüketicinin sosyal,siyasal tepkisi göz önüne alınarak alındığı iddia edilmekte ise de hayvancılığın desteklenmesinde damızlık ve çiğ süt işletmleri için 10 sayısı ,besicilik için de 30 sayısı baz alınarak hayvancılığın aynı zamanda sosyal bir proje ,köyden şehire göçü önlediği , isdihdam politikaların bir parçası olduğu gerçeği hatırlanmalıdır.
İşte bu << hayvancılık; AB’ deki gibi büyük ölçekte yapılmalıdır>> teorisi Tarım Bakanlığı’nın tozlu raflarında kaldırılıp atılmalıdır. Bu teoris AB ‘de başarılı olmuş olabilir, ABD’lerinde başarılı olmuş olabilmiş se de ülkemizin tarımsal alt yapısı ,tarım kesimindeki nufüs oranı , çarpık kentleşme ,işsizlik oranı ,gelir seviyesi ,tarımsal ürünlerde piyasa düzenleme kuruluşları farklı yapılardadır. Rekabet kanununa muhalefin ülkemizdeki gibi küçük para cezaları değil yüksek para ve hapis cezalarınıno ülkelerde varlığı gerçektir. Kaldı ki AB ülkelerinde hayvacılık işletmelerinin sahip olduğu hayvan sayısının sayısal ortlaması 10 adetler civarındadır.
Artık şu iflas ettiğini hep birlikte gördüğümüz <<teoriyi>> kaldırıp atalım.
21.01.2010 tarihinde en az 50 hayvan sayısında işletme kuracaklara güney doğuda yatırım,hayvan alımı, soğutma tankları ,otomatik sağım tesisi kuracaklara bol devlet desteği kararnamesi yayınlandığında o tarihte çiğ süt üreticileri grubunda FEODALİTE CANLANDIRILIYOR-GÜNEY DOĞUDA-DOĞU’DA başlığı ile yayınladığım yazıma gelen tepkiler almıştım. O yazımdaki yazdıklarımı burada tekrar etmeyeceğim . Yazımı olumsuz tepkilerde çok nazik cümlelerle benim zımni de olsa komin üretim biçimini savunmamın yanlış olduğu ifade edenlerin yanısıra Tarım Ekonomisinin olmaz ise olmazlarından yukarıda iflasını söylediğim teoriyi bana hatırlatanlar da vardı. Et veya canlı hayvan ithalat kararı ile krizi gören hayvancılık sektörü ve Türkiyemiz Ocak 2010 da verilen desteklerin doğu ve güney doğuda henüz FEODALİTE’ yi yaratıldığını henüz göremedi ama Ülkemizin batı kesiminde bir HAYVAN BURJUVAZİSİ’nin Tarım bakanı Sayın Mehdi Eker’in ağzından ithalat bataklığına soktuğunu gördü.
Sevgili arkadaşlar , bu ülkede feodalite ,burjuvazi kelimelerini kullananları sadece solcu , Milliyetçilik ,Ülkeyi düşünmek, Türk Milleti gibi kelimeleri kullananları da artık sadece sağcı, din ,Tanrı gibi kelimeleri kullananlarıda sadece dinci sanmayınız. Dinlediğimiz,okuduğumuz insanın ne demek istediğine değil ne dediğine kulak vermeliyiz.
O yazımızı bir cümle ile açıklamak istersek: Doğuda ve tüm ülkemizde hayvancılığın çiğ süt üretiminin bir sosyal yönü olduğunu bu sektörde sermaye sahiplerinin eline geçerse gıdanın sermayece kontrol altına alınıp piyasayı tehdit edeceğini, var olan ülke kaynaklarının hayvancılıkta sosyal projelerle şehirden köye göçün önleneceğine işaret etmiştim. Ha ,ilave edeyim her sosyal sözcüğünü kullananı da sosyalist sanmayalım.
Güney doğuya bu hayvancılık desteklerine yazılarıma bazı bölgesel tepki vermem gerektiğini söyleyen bazı bildirimler de almıştım. Hayvancılıkta doğu ve güney doğuda 10-15 İle verilen teşviklerin o bölgenin sorunlarını çözmek amaçlı verildiğini ama şeklinin yanlış olduğunu , bu yanlış şeklin en az 50 hayvan sayısı değil, en az 10 hayvan sayısı olması gerektiğini izah etmeye çalıştık.
Hayvancılığın yaşadığı şu ölüm kalım günlerinde ithalat bayraktarlığı yapan kasaplar fedrasyonunun yetkililerinin ithalat kararı çıktıktan sonra << çiğ süt fiyatlarının makul seviyede tutulması gerektiği>> ni geçte olsa öğrenip basına söylemiş olması bizim için sevindiricidir ve bunu samimi buluyuruz Çünkü;
Et fiyatlarının yüksek olduğundan dem vurmuş olan kasaplar federasyonunun başkanyardımcısına bilgiagi.net sitesinde ki köşemizde ‘’Kasaplar niçin kapanıyor’’ başlığı altında yazdığımız yazıda kasapların et fiyatlarının yükseldiğinden değil yazımızda bahsedilen sebeplerden kapandğını izah eden yazımızı ve hayvancılığın jenarötörünün çiğ süt fiyatlarının makul seviyelerde tutulması gerektiğini bildiren yazımızı da kendilerine e maille göndermiştik.
İthalat kararının ardından et ithalalatı mı ,canlı hayvan ithalatı mı yapacaklar sorusu ve merakı hepimizin olmakla birlikte Hayvan Burjuvazisini çok daha ilgilendiriyor. Çiğ süt üreticileri geçimlerini onlar ise kazançlarının bir kısmını kaybedecekler. Geçimini kaybedenler şehirlerin yolunu iş aramak için tutacak. Kazançlarından bir kısmını kaybeden hayvan burjuvazisi ise yine de paralarını borsa veya devlet tahviline yatırmaktan daha kazançlı çıkmış olacaklar
Çiğ süt üreticileri grubu
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
Hocam bataklığı kurutmadan sinekleri yok edemeyiz.(bu bir deyim bataklık eko sistemde çok gerekli) bilimsel sosyalizm inşa edilmeden bu sorunlar önlenmez ülkeyi emperyalizmin ..pekleri yönetiyor
bu yaziyi yariya kadar okudum. Cok doğru. Zaman kitliği çeken intellektüellerin Bunun tamamini okuyani azdir. Yazarina teşekkürler.
Hayvan yetişen milli otlaklarimizin bombalanmasindan ve hayvancinin dağdan kaçmasindan sonra ET KITLIGIN başlamasi kaçinilmaz ve gayet normaldir. Bizim duyumlarimiz böyle. Okuyana selam.
açliğa devam.
Saim Turan