Şüphesiz ki, 20. yüzyılın ilk üç çeyreğine damga vurmuş halk ozanlarından birisi de Aşık Veysel’dir. 1896 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde doğan ve 1973 yılında Ankara’da Hakk’a yürüyen
Aşık Veysel’in adına bu yıl Hacıbektaş ilçesinde 4. Halk Ozanları Buluşması düzenlendi. Hakka yürüyüşünün 40. yılı vesilesiyle düzenlenen bu uluslararası etkinliğe; Kazakistan, Azerbaycan, Kırım Özerk Cumhuriyeti, Türkmenistan, Irak, Kosova, Gagauz Özerk Yeri, Özbekistan’dan sanatçılar, ozanlar ve şairler de katıldı.
Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği her yıl, Hacıbektaş ilçesinde bir ünlü âşık adına buluşma etkinliği gerçekleştirmektedir. Derneğin bu etkinliği düzenlemesinin amacı; halk ozanlarını –hatta dünya ozanlarını- yılda bir defa da olsa biraraya getirmektir. Etkinliğe katılan aşık, şair, ozan ve sanatçılardan istenenler; lâik, çağdaş bilimden yana olan duygu ve düşüncelerin, halkçı bir yorumla sevgi-barış ve kardeşlik duyguları ile bütünleştirerek dile getirmeleridir. Dünyanın neresinde olursa olsun, farklılıkların zenginlik olduğunu bilerek, ayrımcılık yapmadan, kültürler ve inançlar arası karşılıklı sevgi ve saygı duygularını öne çıkarmak, daha çok özgürlük ve de daha çok demokrasi çabalarına katkı sunabilmeyi hedef koymuşlardır. Türk ozan, sanatçı ve şairlerden istenen, Cumhuriyet kazanımlarını, Anadolu insanının yaşam biçimini ve inancını; Atatürk, Hacı Bektaş Veli gibi insan değerlerimizin düşünceleri ile harmanlayıp topluma ortak mesaj verme, etkinliğin yolu olarak tespit edilmiştir.
22-23 Haziran 2013 tarihlerinde yapılan uluslararası bu buluşmada aşıklar deyişlerini sundular, şairler şiirlerini okudular.
Ben de bu etkinlik içinde gerçekleştirilen “Halk Ozanları Şiir Yarışması” ile “”Halk Ozanları Canlı Beste Yarışması”nın jüri başkanlığını yaptım. Ayrıca; “Tüm Yönleri ile Âşık Veysel ve Ozanlık Geleneği” konulu bilimsel paneli yöneterek, oturum başkanlığını yürüttüm.
Halk Ozanları Şiir Yarışmasında; Hayati Tatar ( Birinci), Feyzullah Seçkin (İkinci), Ozan İsmail İpek (Üçüncü), Ozan Kamber Nar (1. Mansiyon), Ozan Sinemî (2. Mansiyon) , Aşık Enser Şehbazoğlu (3. Mansiyon) ödül kazandılar.
Halk Ozanları Canlı Beste Yarışmasında; Ozan İsmail Nar (Birinci), Ozan İsmail İpek (İkinci), Ayhan Yağız (Üçüncü), Ahmet Taşkın (1. Mansiyon), Hüsnü İyidoğan (2. Mansiyon) Ozan Sinemî (3. mansiyon) ödül kazandılar.
Panele konuşmacı olarak iştirak eden, Dr. Gülağ Öz, Doç. Dr. Ayten Kaplan, Kenan Şahbudak, Feyzullah Seçkin; Âşık Veysel’i tüm yönleriyle tanıttılar.
Bu yıl, etkinliğin Âşık Veysel adına düzenlenmesinin onun 40. ölüm yıldönümüne denk gelmesinden dolayıdır. Tam da bu günlerde Gezi Parkı toplumsal direnişinin Türkiye’nin her tarafında olması da aslında bu tür etkinliklerin ne kadar önemli olduğunu bir defa göstermiştir. Çünkü; Âşık Veysel gerçekten Türk ve dünya toplumlarının barışı için çabalayan bir aşıkdı. Bir şiirinde diyordu ki:
Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit-gazi
Yanlış var mı ve neresi?
Bu dörtlükte topraklarımızdaki ırk ayrımının ve bölücülüğün olmaması gerektiği daha başka nasıl ifade edilir ki?
Kuran’a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Burada da dinler arasında bir yumuşama isteği bulunuyor. Müslüman, Hristiyan, Yahudi gibi ayrı dinlerin birlikte Hak olduğunu söyleyerek, ırk ayrımcılığının yüz karası olduğunu vurguluyor.
Yezit nedir, ne Kızılbaş ?
Değil miyiz, hep bir kardaş?
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Bu ateş şimdi bizi yakıyor. Bu ateş söndürülmeli, Alevî-Sünnî diye ayrım yapmak, kardeşi kardeşten ayırmak demektir. Bu ateşi, bizi yönetenler söndürmelidir. Bu ateş hiç kimseyi yakmıyor, bizi yakıyor, hepimizi yakıyor. Ateşe, su gerek su…Ateşin üzerine benzin ile değil; su ile sevgi, hoşgörü, tatlı dil, sakinlik ile gitmek gerekir. Saldırı, suçlama, ötekileştirme, küfretme, aşağılama değil, su gerek su…
Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevilik Sünnilîk nedir?
Menfaattir varvarası
Varvara; kargaşa, kaos, kavga, itiş-kakış demektir. Alevîlik, Sünnilîk davası güdenler bu kargaşayı menfaatleri için çıkarıyorlar, bunu bilelim.
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası
Büyük ozan Veysel, davanın insanlık davası olması gerektiğini ne güzel ifade ediyor. Belâ ikilikten gelir. “%50 benim, %50 benim değil” anlayışı toplumu sağa-sola saptırır, böler.
Oysaki Allah’tan birlik dilemek gerekir. Veysel bunları 50 yıl önce söyledi ama bugüne bizler için yeniden sesleniyor. Ne olur? Bu ateşi söndürün, Türkiye’yi bölmeyin. Uzun süredir, Kürt-Türk diye bölünüyor, şimdi de Alevî-Sünnî olarak bölmeyelim. Ne olur? Ey yönetenler! Biraz Veysel okuyun, biraz Veysel gibileri dinleyin. Veysel ne diyor, ayırım yapanlara, ötekileştirenlere
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım?
Ey Veysel koca Veysel; “Hangi kuştan aldın sen bu avâzı?” Veysel, “Ben Gidersem Sazım Sen Kal Dünyada” adlı şiirinde böyle diyordu. “Söyle doğrusunu gel inkâr etme” diye ekliyordu.
Veysel’in bülbül avâzlı sazını, aşıklar, ozanlar, şairler, sanatçılar doğru konuştursun artık. Yönetenler, ötekileştirmeyi, bölmeyi politika olmaktan çıkarsınlar. Çünkü Veysel’in dediği gibi; bizim ateş, bizi yakıyor.
Lütfen bu ateşi söndürün, ey iktidar, ey muhafelet, ey aydınlar, ey sanatçılar, ey halkım! Bu; ateşi söndürmenin çaresi; sevgidir, barıştır, adalettir, sakinliktir, sandıktır, küfretmemektedir, suçlamamaktır. Bir deneyimli insan olarak, bir aydın olarak yalvarıyorum: Lütfen toplumu germeyin!
Hacı Bektaş veli Kültür Derneği Yöneticilerini bu etkinlikten dolayı kutluyorum. Bu etkinliğe destek olan resmi veya özel kişi ve kurumlara da teşekkür ediyorum.