Dün Juxtapid’ in perde arkasında neler olduğunu, bizi nasıl kandırmaya çalıştıklarını yazacağımı belirtmiştim.
Yazacaklarımın anlaşılabilmesi için bazı temel bilgileri hatırlamak gerekiyor:
Ailesel hiperkolesterolemi (AHK) nedir?
Ailesel hiperkolesterolemi (AHK), kanda kolesterol özellikle de LDL-kolesterol yüksekliği ile ve erken yaşlarda ortaya çıkan kalp krizi ve felçlerle karakterize ‘genetik’ bir hastalıktır.
AHK’ nın sebebi, statin meftunlarının sandığı gibi ‘kolesterol sentezinin fazlalığı değildir’.
Hastalık, LDL-kolesterolü kandan temizleyen LDL-reseptör proteini kodlayan LDLR genindeki veya LDL’ nin reseptöre bağlanmasını sağlayan apolipoprotein B (apoB)’ i kodlayan gendeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkar.
AHK’ nın iki türü var
Hastalığın homozigot ve heterozigot olmak üzere iki farklı türü vardır.
Homozigot, LDLR geninin her iki kopyasının da yani hem anneden hem babadan gelen kopyalarının hatalı olması demektir; bunlarda çocukluk çağında ağır kalp-damar hastalıkları görülür.
LDL-reseptörünün aktivitesi yüzde 2’ nin altındadır.
Homozigot AHK milyonda bir görülen bir genetik bozukluktur.
Heterozigot formda ise gen kopyalarından sadece biri anormaldir; bunlarda kalp-damar hastalıklarının komplikasyonlarına 30-40 yaş arası rastlanır.
Heterozigot AHK ise 1:500 oranında görülen ve otozomal dominan şekilde kazanılan bir genetik bozukluktur.
Bunlarda LDL-reseptör aktivitesi mutasyonun türüne göre %2-25 arasındadır ve 1000’ in üzerinde farklı mutasyon tarif edilmiştir.
Burası çok önemli!
AHK’ de tek bozukluk LDL-reseptörü ve apoB’ yi kodlayan genlerdeki mutasyonlar da değildir.
AHK’ da kalp-damar hastalıkları ve komplikasyonlarında protrombin genindeki (G20210A) bozukluk da çok ama çok önemlidir.
Bu bozukluk kalp krizi ve felçlerin esas sebebi olan pıhtılaşmayı tetikler.
Buradan çıkarılacak sonuç şudur: AHK’ de sadece LDL reseptörü veya apoB’ yi düzeltmekle veya eksik olanları tamamlamakla kalp-damar hastalıkları ve ihtilatları önlenemez!
AHK nasıl tedavi ediliyor?
Heterozigot AHK, statinlerle yani kolesterol yapımını baskılayan ve/veya bağırsaklardan kolesterol emilimini azaltan ilaçlarla tedavi ediliyor.
Oysa en başta da belirttiğim gibi bu hastalardaki mesele ‘yapım fazlalığı değil kanda dolaşan kolesterolün temizlenememesi’ dir.
Güldüğünüzü görür gibiyim ama gülmeyin; zira endüstri ilaç satmak için adam kandırmayı çok iyi bilir!
Homozigot AHK tedavisinde de statinler üstelik daha yüksek dozlarda kullanılır; bu hem hiçbir işe yaramaz hem de hastalar ilaç yan etkilerine maruz kalırlar.
Bunlarda ‘LDL-aferezisi’ (LDL’ nin diyalize benzer bir yöntemle temizlenmesi) mantıklı gibi gözükse de hastalığın komplikasyonlarını önlemeye yaramayan bir yöntemdir.
LDL-aferezisi ile hastalar bir süre kanlarında düşük LDL ile gezip dolaşırlar; hepsi o!
Peki, homozigot AHK nasıl tedavi edilmelidir?
Bu hastalığın kesin tedavisi günümüzde henüz mümkün olmayan ‘genetik müdahale’ ile gerçekleşebilir.
Gendeki mutasyon sebebiyle vücutta ‘eksik olan maddenin dışarıdan tamamlanması’ da nazari olarak doğrudur ama bu da elan imkânsızdır.
Bugün için homozigot AHK’ nin tek ve etkili tedavisi ‘karaciğer nakli’dir.
Karaciğer nakli ile LDL-reseptör eksikliği giderilmiş olur ve hastaların kanındaki kolesterol değerleri normale döner.
Ancak karaciğer nakli, meydana gelmiş olan damar değişikliklerini düzeltemediği için ‘nakil’ işleminin aterosklerozla ilgili değişiklikler çok ilerlemeden mümkün olduğu kadar erken yaşlarda yapılması icap eder.
Gelelim neticeye
Özel olarak homozigot AHK için çıkarılan ve senelik tedavisi 300 bin doları bulan lomitapide ne işe yarıyor? diye sorduğunuzu duyuyorum.
Gerçekten çok güze bir soru.
Yukarıda verdiğim temel bilgiler ışığında lomitapide’ nin homozigot AHK tedavisinde ne gibi faydaları olabileceğini biraz düşünün.
Düşünün bakalım bulabilecek misiniz?
Yarın: Yoksa birileri bizi gene hem de fena hâlde aldatıyor mu?