Geçen akşam eşim, internetteki bir haberi bana gösterdi;
– Bir avuç çapulcu gösteri yapıyor. Okullarda sabah söylenen "Andımızın" kaldırılmasını istiyor. Bunu, "ırkçılık" olarak suçluyor.
Tam bir iğrençlik. Tam bir ihanet tablosu. Tam bir Türk düşmanlığı paranoyası. Tam bir bölücülük örneği.
– Bu ülkede Türküm demek suç olmaya başladı. "Ne mutlu Türküm diyene" sözüne savaş açıldı. (Hatta, internet sitelerinde belirtildiği üzere, bazı valiler bu konuda gayrete gelip, sloganı ihtiva eden yazıları sildirtmeye başladı. İnşallah yanlıştır. Zira, bir vali, bu tür ihanetlere alet olamaz.)
Türküm dersen ırkçılık; Kürtüm dersen değil. Sünniyim dersen şeriatçılık ve mezhepçilik; Aleviyim dersen değil. (Zaten, 90 yıldır süren baskılar, hep Sünni kesimini hedef almıştır. Hep bunların yolu kesilmiştir.)
– Andımıza niçin karşı çıkılmaktadır? Zira, "Türküm, doğruyum" diye başlamaktadır. Erbakan'dan bu yana, MSP ve devamı partilerde (AKP dahil) hep Türklüğe alerji duyulmuştur. Bir gün bile "Ne mutlu Türküm diyene" sloganı ağızlara alınmamıştır. Aksine, (sadece kendini dindar sayan) bir takım tipler, "İslam'da ırkçılık yoktur" fetvaları ile, kendilerini haklı çıkarmaya çalışmışlardır. Peki, İslam'da milliyetini inkar var mıdır? Asla, yoktur. Ve bu tipler, her yerde "Kürt" olduklarını söylemekte mahzur görmemişlerdir.
Daha kısa bir süre önce; AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik'in, Andımızı saçma bulan-kötüleyen saçma sapan konuşmalarını günlerce ekranlarda dinlemedik mi?
Şu an, (internet sitelerine göre, "Gölge Başbakan" diye nitelenen, hangi konuda ihtisas sahibi olduğunu bilemediğimiz, ancak Dolmabahçe Sarayı dahil her yerde çalışma ofisi bulunan) Başbakan Danışmanı Mücahit Aslan'ın babası, eski Diyarbakır Milletvekili İhsan Aslan hep bu slogana saldırmıyor muydu?
– Bu arada, nedir bu Milli Bayram düşmanlığı? Niçin yasaklar getirilmektedir? Bırakın, her isteyen (elbette belirli disiplin ve edep dahilinde) çelenk koysun. Bırakın, her yerde törenler yapılsın, moraller düzelsin.
İzmir'in kurtuluşunda, 9 Eylül'de; süvarilerin gelişini ve Vilayet Konağı'na bayrak çekişini yasaklamak, hangi mantığa ve vicdana sığabilir? Bu kadar ahmaklık, tahrik ve tahripçilik olur mu?
Bu AKP'ye bu tür akılları acaba kimler vermektedir? Zorla halkı kendilerine düşman etmektedirler. Bölünmelere sebebiyet vermektedirler. Tansiyonu, gerginliği körüklemektedirler.
(Neticede, üzülen Sn. Kültür ve Turizm Bakanı oldu. İçine tükürdüğüm, saçma yönetmeliğin uygulanmasını engellemesine rağmen, bir avuç kendini bilmezin saygısızlığına muhatap oldu.)
– AKP, içindeki Kürtçü grubun ve İran sempatizanlarının etkisi ile çok vahim hatalar yapmaktadır.
Dış politika, ABD güdümü ile tam bir kaos içine sokulmuştur. Herkesle kavgalı hale gelinmiştir.
İç politikada da ne huzur kalmıştır, ne ağız tadı. Mevcut düzenden çıkar sağlayanların dışında, herkes mutsuz / tedirgin ve şikayetçidir. Hiç öyle yandaş medyanın ve yalakaların yazdığı ve söylediği gibi pembe tablolar yoktur. Ancak; Ankara halktan kopuk olduğu için, mevcut sıkıntıların farkında olmamakta ve umursamamaktadır.
AKP'nin alternatifi yok kozu da ebedi olamaz. Elbette "vatanın kara bahtını kurtaracak" alternatifler ortaya çıkacaktır. İktidar, hiçbir zaman kimsenin mülkü olarak kalmayacaktır.
Önemli olan, o güne kadar, tamiri imkansız zararların ve yıkımların doğmamasıdır. Milli birliğimizin bozulmaması, manevi değerlerimizin dejenere olmamasıdır.
Ben; tüm ruhumla ve hücrelerimle, bir Müslüman Türk olmaktan gurur duyuyorum. Vatanım için şehit düşen dedelerimle iftihar ediyorum.
Ülkemin nimetlerinden yararlanıp da nankörlük edenlerin aksine, son nefesime kadar, "Ne mutlu Türküm" demeye devam edeceğim. Milletimin de her türlü menfi gayreti boşa çıkaracağına gönülden inanıyorum.