HİÇ BU AÇIDAN BAKTINIZ MI?
"İnsan, diğer tüm canlı varlıklardan üstündür". Bu önermeyi tartışmasız olarak kabul etmemize rağmen, insanın hangi konuda üstün olduğunu tam olarak belirlemekte güçlük çekeriz. İnsan, gücüyle mi, yoksa beş duyusuyla mı övünmelidir? Fiziksel açıdan hayvanlarla kıyasladığımızda, insanoğlundan üstün birçok türü kolaylıkla sıralayabiliriz. Peki, o zaman söz konusu üstünlüğü belirleyen bir unsurdan gerçekten söz edebilir miyiz? Bir üstünlük var mıdır, varsa bu üstünlük nedir? Bugünkü yazımda bu sorulara cevap arayacağız.
İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran en önemli unsur bilinçtir ve bu bilinç de insanın dine sahip olmasına neden olur. Hayvanlar âleminde bilinç, içgüdü olarak kendini gösterir. İnsanoğlu, bilinç sayesinde Tanrı’ya yönelebilir ve Onunla bağlantı kurabilir. Hayvanlardan bizi ayıran en önemli özellik de budur. Hayvanlar âleminde din kavramı mevcut değildir. Dolayısıyla, insanı insan yapan, sahip olduğu dindir.
Yaşamın anlamını kavrayan kişi, bilincini Tanrı’ya yöneltir ve maneviyat yolunda ilerlerken, iradesini Tanrı’nın tatlı iradesine teslim eder. Çünkü iradenin, egonun (sahte ben’in / nefsin) en güçlü silahlarından biri olduğunu bilir. Kişi ne kadar egoist olursa, iradesi de o kadar güçlüdür. Çok şaşırtıcı, değil mi? Bu nedenle, maneviyat yolunda ilerlemek isteyen kişi, “BEN YAPANIM” gibi ifadelerinden ve eylemlerden uzaktır. Tanrı bilinci kavramından tamamen uzak olan ve "ben yaparım" gibi ifadelerden kaçınmayan kişi, belli ki, her şeyin Tanrı’nın tatlı iradesiyle gerçekleştiğini unutmuştur. Böyle bireyler sadece kendi sınırlı gücüne inanmaktadır. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken hassas noktayı gözden kaçırmamak gerekir. Maddi dünyada iradeli diye nitelendirdiğimiz kendi gücüne inanan bu tür insanlar, belirledikleri hedefe ulaşmak için her şeyi göze almaya hazırdırlar. Bu tavır ile ilerleyen kişiler hikâyenin sonunda, hırs ve öfkenin elinde bir oyuncak haline dönüşürler. Böylece, ruhsal açıdan kendi mahvoluşlarına zemin hazırlarlar. Sonuç olarak, insanı insan yapan irade değil, sahip olduğu bilinçtir.
İrade, maddi dünyada kişiyi başarıya götüren güçtür. Fakat konunun öteki yüzündeki gerçek; manevi dünyada iradeye başvurmanın sonucunun ruhsal intihar olduğudur. Bu nedenle manevi dünyada iradeye yer yoktur. Orada akış ve teslimiyet vardır.
Bir sonraki yazılarımda teslimiyet konusunu işleyeceğim.
