Hayatın anlam temelini oluşturan inanç, ahlak, adab-ı muaşeret ve metafizik boyutunu yitiren günümüz modern insanı, yaşadığı sıkıntılı, karmaşık, dengesiz hayatını bir şekilde yeniden düzenlemek ve sisteme sokmak istemektedir.
Özellikle son yıllarda ülkemizde de hakkında sıkça konuşulan ve "kişisel gelişim" denilen sistemin nasıl oluştuğunu, nasıl bir gelişim süreci takip edip bu günlere geldiğini, nasıl bir sektöre dönüştüğünü tartışmak gerekmektedir. Anadan doğma muhalif değilim. Körü körüne kabullenip bir anlayışın savunucusu olacak zihinsel yapıya da sahip değilim. İnsana yakışan neyse onu gün yüzüne çıkarmaya çalışmalı diyorum.
Bugünkü konumu itibariyle kişisel gelişim kültürünün sınırlarının tam olarak çizilemeyişi sebebiyle motivasyondan, başarı stratejilerine, özgüvenden liderlik becerilerine, kurumsal stratejilerden ruhsal arınma temrinlerine hatta ve hatta bilgelik ritüellerine kadar çok geniş bir alanı işgal ettiğini söyleyebilirim. Kişisel gelişimin temelinde dört temel disiplinin bulunduğunu belirtmekte fayda var:
1-Felsefe: Özellikle Yunan ve çağdaş Batı Felsefesi. Son yirmi yıldır uzakdoğu ve İslam Düşüncesi’nden de çok yoğun istifade edildiği gözlenmektedir. Türkiye'deki kişisel gelişimle uğraşan, bu alandan ekmek yiyenlerin pek çoğu bu durumdan habersizdir. Kitlelere mutluluk reçeteleri verirken çoğu kere ünlü stoiklerden Epiktetos'un öğretisini anlattıklarını bilmiyorlar. Kişilik çözümlemeleri yaparken Arthur Schopenhaure'dan istifade ettiklerinin farkında değiller. Bu örnekleri fazlasıyla serdetmek mümkün.
2-Sosyoloji: Kurumsal analizler yapılırken, kurum için yapısal öneriler ve reorganizasyon kaideleri aktarılırken çağdaş sosyolojinin imkanlarından faydalanılmaktadır.
3-Piskoloji: Modern psikoloji tüm dallarıyla ve ana paradigmalarıyla kişisel gelişimin omurgasını oluşturmaktadır.Örneğin psikolojinin klasik insan tanımı, davranış tanımı, material tutumu, Freudyen yaklaşımı fazlasıyla hakimdir. Kendine NLP uzmanı diyenlerin pek çoğunun dilinde "bilinçaltı "kavramının ne kadar kullanıldığına bakın. İnançlar, şartlanmalar, bilinçaltı kodlanmalar vs. Halbuki bilinçaltı kavramı ve yaklaşımı fazlasıyla tartışmalıdır. Bizzat Freud'un öğrencileri tarafından bu kavram eleştirilmiş hatta reddedilmiştir.
4- İktisat ve İşletme bilimleri: Vizyon ve misyon oluşturmadan tutun da verimlilik oluşturmaya kadar pek çok noktada iktisat ve işletme bilimlerine müracaat edilmektedir.
Bu alandaki çalışmaların kökü somut anlamda 1900'lü yılların başlarına kadar inmektedir. Örneğin, Türkiye’de kendini kişisel gelişim uzmanı, NLP uzmanı (ki "uzman"lık sıfatı pozitivist modern bilimin ikonlarından biridir, bilimin sunduğu bilgileri tartışmasız kılmak için uydurulmuş bir kılıf, ardına saklanılan bir zırhtır, uzmanlar diye bir ruhban sınıfından bahsedilebilir. Oysa bana göre özellikle insanla ilgili alanlarda uzmanlıktan bahsedilemez, insan ve hayat karşısında daima amatörüz) olarak takdim edenler çoğu, bu işin duayenlerinden ünlü Fransız filozofu Chartier Alain'in, öğrencisi Andrea Moureaus’nın adını bile duymamışlardır. Kişisel gelişimin çıkış noktası, teorik felsefi ve bilimsel bilginin pratikleştirilerek bir uygulanabilir bir yaşam bilgisine indirilmesi, daha işlevsel hale getirilmesidir.
Burada kişisel ve kurumsal gelişimden söz ediyoruz. Bu arada, 1940 ve 1950 yıllarından itibaren Dale Carnegie kişisel gelişim alanına damgasını vurmuştur. Anthony Robbins 1970 ve 1980 lerde etkili bir biçimde adından söz ettirir. Kurumsal gelişimin en büyük gurularından biri de Peter Drucker'dır. Richard Gray ise kadın erkek ilişkilerinin öncü temsilcilerinden biridir. Üretken düşünme ve zeka alanlarında Edward de Bono, Tony Buzan gibi isimler en başta sayılabilir. Türkiye'de 1930’lardan itibaren isimlerini zikrettiğimiz ilk yazarların tercümeleri var. 1980'li yıllar kişisel gelişim kültürünün Türkiye'ye daha canlı, daha hareketli intikal ettiği zamandır.
Ülkemizdeki birinci kuşak kişisel gelişimciler Üstün Dökmen ve Doğan Cüceloğlu ve Baltaş çifti gibi akademisyen kökenli isimlerdir. Dünya ile birlikte ülkemizde de 1990’lar ve sonrasında bu alan müthiş hareketlenmiştir. Akademisyen olmayan, alaylı diyebileceğimiz "uzman"lar, NLP'nin dünya çapında şöhreti ve uzman yetiştirmeye yönelik (bana kalırsa fasulye, maydanoz yetiştirebilirsiniz ama insana dair bir ‘uzman’ asla yetiştiremezsiniz) yaygın eğitimlerinin de etkisi ile çoğalıyor. Günümüzde neredeyse elini sallasan uzmana çarpıyor. Maalesef belli noktalarda kişisel gelişim standartlarının belirsizliği nedeniyle ayağa düşmüş bulunuyor.