Milletimiz diyorlar, milliyetlerini gizliyorlar, milleti bölüyorlar..
Medeniyetimiz diyorlar, ifade edemiyorlar. Halkların kardeşliği,
medeniyetler İttifakı, çatışma kültürüne dur denmeli, bu yanlışlığın
önüne geçme proje olduğunu belirtiyorlar. İç savaşa destek oluyorlar.
2006 yılında yayımlanan Medeniyetler İttifakı üst düzey grup raporunda
üzerinde durulan en önemli konuların Obama'nın TBMM'deki konuşmasında yer
alması ve bunların ifade ve anlam bakımından birbirlerine yakın olması çok
dikkat çekiciydi.
6-7 Nisan 2009 tarihinde İstanbul'da Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu
gerçekleştirilmişti.
Türkiye ve İspanya'nın eş başkanlığında yürütülen Medeniyetler İttifakı
projesi, medeniyetler çatışması kavramının nereden doğduğunu iyi
değerlendirmek gerekir.
11 Eylül saldırıları medeniyetler çatışması'nın bir sonucu gibi
algılandı. Ancak medeniyetler çatışması tezi saldırılardan en az 4-5 yıl
önce ortaya çıktı. Saldırıların ardından pek çok olay bu tezle açıklanmaya
başlandı, bu ise yanlış, yıkıcı ve dağıtıcı bir gidiş oldu.
Bu yanlışlık aslında gösterilmesi gereken bir yanlışlıktır. Ortaya çıkış
nedenleri farklı konulara göre yorumlanmaktadır.
Genel olarak söylenen şu; *Bu bir medeniyet savaşı, kültürler arası savaş
değil.
Oysa; menfaatlere, güç kullanımına, enerji kaynaklarıyla, arkasında
askeri hakimiyet olan bir savaş yapılmaktadır. Bu bugünün savaşı değil
yüzyıllardır süren bir savaş.
Dünyaya dair büyük resim açıklanırken inanç, medeniyet ve kültür
kavramlarının kullanılmasıyla duygusallık işin içine karıştırılıyor. Bu da
sokağı daha çabuk galeyana getiriyor ve karşı argümanları doğuruyor. *Çatışma
kültürü* de böylece güç kazanmış oluyor. Medeniyetler İttifakı evvela buna
dur deme, bu yanlışlığın önüne geçme projesidir, deniliyor.
Ama gerçekten öyle mi? Irak işgalini başlatan ABD başkanı, bu bir haçlı
savaşıdır derken, atılan füzelere dini simgeler konulurken, Camiler yakılıp
yıkılırken, çizmelerle kirletilirken, medeniyetler ittifakı deyimi nasıl
zemin bulabilir ki?
Proje kapsamında İspanya Hıristiyan, Türkiye de İslam medeniyetini temsil
ediyor. Oysa bir medeniyet temsilciliği söz konusu olabilir mi? Bir lider
Hıristiyan dünyayı, bir lider de İslam dünyasını temsil etmiyor. Böyle bir
temsil söz konusu değil. Zaten öyle bir temsil yetkisi kimseye verilmiş de
değildir.
Ancak dünya kamuoyuna bu düşünce ısrarla yansıtılmaya çalışılmaktadır.
* *
Hıristiyan batı; Müslümanlarla, İslam'la bir savaş oluyormuş izlenimini
vermemesine rağmen, ABD-İngiltere tarafından işgal edilen ülkeler, İslam
ülkeleri. Batı uygarlığı için tehdit görülen ülkeler İslam ülkeleri, işgal
edilen askeri operasyonlar yapılan, iç kargaşalık çıkarılan ülkeler İslam
ülkeleri. Gerçekte medeniyetler de kültürler de çatışmaktadır. Bu izlenim
dünya kamuoyuna yerleşmiştir.
Obama; Bush'tan farklı olarak 'ABD hiçbir zaman İslam ile savaşta
değildir, olmamıştır, olmayacaktır'' sözleri yaşanan son Yemen müdahalesi
ve Afganistan'a daha fazla asker göndermesiyle anlamını yitirmiştir.
Batıda İslam dendiğinde akla hep terör gelmektedir. Batı için İslam
endişesi, batı ülkelerinde yayılmaktadır. Karikatürler yayınlanmakta,
İslami simgelere yasaklar konulmaktadır.
Avrupa'da ve İslam dünyasında ittifaktan memnun olan ve olmayan taraflar
var. Oysa BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarda konunun kapsamlı
ele alınması ve batının kendisinin oluşturduğu bu imajı değiştirmesi
gerekir.
Ancak böyle bir durumda şimdilik görünmemektedir. İran'a askeri müdahalenin
konuşulduğu, Suriye,Yemen ve Somali'*nin hedef görüldüğü ortada iken
inandırıcı olamıyorlar.
Kaldı ki; ABD'nin son açıkladığı ülkeler zinciri tamamen İslam
ülkeleridir. ABD için tehdit İslam ülkeleridir.
O zaman Medeniyetler ittifakından nasıl bahsedilebilir? Batıya tamamen
teslim olmuş bir Türkiye'nin rolü belli. Batının İslam dünyası
stratejisinde yürürlükte iken bu sorgulanmalıdır.
Türkiye İslam medeniyetinde mi batı medeniyetinde mi yoksa başka bir
medeniyet mi? Ne dersiniz?
GünüN SözÜ: Ortak akılla, insan gerçeğine varma, aydınların çabası ile
mümkün olabilir.