12 Eylül faşizmin görünen yüzü Kenan Evren, “keşke ölseydim de bugüne görmeseydim” demiş. Daha öncede, “yargılanırsam intihar ederim” demişti.Kimi ikiyüzlüler ar duygularını yitirmişler. 12 Eylül yargılanmasında, mahkeme önünde birlerce insanın toplanması karşısında, neden Silivri Ergenekon davalarına destek vermediklerini sormuşlar.
Kimileri de edeplerini yitirmişler. Yazılarında ve konuşmalarında; 12 Eylül anayasası yüzde 92 ile kabul edilmiş, 12 Eylül öncesini bilmeden, bugün yargılamanın anlamsızlığını anlatmaya çalışıyorlar.
Eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel de 12 Eylül ile hesaplaştığını belirterek, müdahil olmayacağını söylemiş.
****
2010’da referandumda ‘yetmez ama evet’ diyenleri eleştirenler de 12 Eylül’ün yargılandığı davada müdahil olmuşlar. İyi ki müdahil olmuşlar, iyi ki yargılamanın yapıldığı mahkeme önünde nöbete durmuşlar.
“12 Eylül yargılanamaz” diyorlardı, bugün yargılanıyor.
İlginç olan ise, 12 Eylül’ün yargılanmasını talep edenler, müdahil olanlar darbe girişimcilerinin yargılandığı Ergenekon davalarında müdahil değiller. Mahkeme önünde protesto gösterileri yapmıyorlar. İnşallah bir gün bu çelişkiyi de, AK Parti düşmanlığından sıyrılabilirlerse görecekler.
****
Süleyman Demirel’in de benzerlerinin de 12 Eylül’le hesaplaştıklarını söyleye-rek, açılan mahkemelerin yanlış olduğunu söylemelerinin en önemli nedeni şu. Biliyorlar ki, 12 Eylül davası sonuçlanır, yaşayan darbeci faşistler ceza alırlarsa, mahkemeye getirilirlerse sıra başka darbecilerin ve girişimcilerinin dışarıda olan uzantılarına gelecek.
12 Eylül öncesinde ve sonrasında darbe şakşakçılarının yazıları, destekleri arşivlerde duruyor. O gün darbeye destek vermiş olanların ve sonrasında yapılan, girişimi yarım kalmış tüm darbelerdeki rolleri de ortada duruyor.
****
12 Eylül davası sonuçlanırsa, aynı zamanda Ergenekon davalarındakiler mahkum olursa, uzantıları öyle ya da böyle yargı karşısına çıkarılırsa bir daha bu topraklarda darbe olmaz. Yapmak isteyenler, aklından bile geçiremezler.
İşte onun için önemli 12 Eylül davası.
Evren ve Şahinkaya faşisti çıkarılırsa mahkeme karşısına; işte Türkiye için bir milat olur.
Ve sonuçlanırsa 12 Eylül davası, geçmişe yönelik bir hesap kapatılmış olur.
Ve en önemlisi 12 Eylül davası bugün sembolik bir davadır.
Biliyorum ki, ne başkaları yargının karşısında çıkartılabilecek ne de büyük bir sürek avı başlatılacak.
Ve bugün toplumun önündeki en büyük hesaplaşma, 12 Eylül zihniyeti ile yapılamayan hesaplaşma yapıldığında olacak.
12 Eylül faşizminin tüm yazılı ve yazılı olmayan yasaları değişmeden, kurumları yıkılmadan asıl hesaplaşma gerçekleşmiş olmayacak.
****
Bugün yapılması gereken, Silivri’de yargılan darbe girişimçileri ve işbirlikçilerini desteklemek değil, aksine mahkûm olmaları için girişimde bulunmaktır.
12 Eylül ve sonrasında yapılan darbeler ve girişimleri ile hesaplaşmayanların bu toplumda umut olmaları da, toplumu değiştirme iddiaları da inandırıcı değildir. 12 Eylül’de geleceği alınmış bir genç olarak, Kenan Evren ve tüm uzantılarıyla hesabım var. Evren ve işbirlikçileri hesap vermeli, mahkeme önüne çıkarılmalıdır. Kendilerini kahraman zannedenlerin, bu toplumun bir düşmanı olduğu tarihin sayfalarına işlenmelidir.
Değirmenci’nin yaptığı iyi birşey
Cumartesi günü Avcılar Belediyesi’nin Firüzköy Sosyal Tesisleri’nde Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin basın toplantısı var denildi. Ve soluğu sabahın erken saatlerinde tesislerde aldık. Meğer basın toplantısı değil, 8 amatör spor kulübüne Firüzköy Spor Tesisleri’nin tahsis edilmesiyle ilgili tanıtım toplantısı imiş.
Başkan Değirmenci’yi dinledik. Ve orada ilk defa spor tesislerini gördüm. Ve şunu iddia ediyorum, Değirmenci’nin 13 yılda gerçekleştirdiği en önemli proje. Ancak o projeden Avcılar’ın çevresinde olan Küçükçekmece, Esenyurt gibi ilçelerde o kadar çok var ki… Başkanın spor salonunu gösterirken, orada spor yapılacağını anlatıyordu.
Ve ben biliyordum ki, hemen yanında bulunan Esenyurt İlçesi’nde o tesislerden en az beş tane vardı.
Neyse, yine de Başkan Değirmenci’yi kutluyorum, Avcılar’a bir kompleks kazandırdığı için. Ve anlattığı ek projelerin de görev dönemi bitmeden hayal olmamasını diliyorum.
Beni ihraç edecekler miş!
Cumartesi günü Firüzköy Sosyal Tesisleri’nde aynı masayı paylaştığım İYGAD Yönetim Kurulu Üyesi Engin Pınarbaşlı, Yönetim Kurulu toplantısını tesislerinde öğleden sonra yapacaklarını ve beni üyelikten ihraç edeceklerini söyledi. Kendimi üyesi olarak görmediğim dernek yönetiminin kendileriyle ilgili yazdığım yazıdan dolayı ihraç edeceklerini söylemeleri abesle iştigaldi.
İki nedenle abesle iştigaldi; bir üyesi değildim, iki velev ki üyesi olsam yazdığım yazılarda hangi hakaret unsuru bulmuşlardı ki, ihraç edeceklerdi? Neresinden tutsam elimde kalıyordu.
Sorduğum soru açıktı. Esenyurt’ta İYGAD ormanı diye bir proje olmamasına rağmen, neden SMS ile kamuoyuna olmayan bir projeyi duyurduklarını soruyordum, onlar da yalanlarına yanıt vermek yerine üyesi olmayı kabul etmediğim, kamuoyuna duyurduğumuz ilanlarla istifa ettiğimiz dernekten beni ihraç etmek için toplantı yapıyorlardı.
O SMS’den sonra insanda yüz olsa, bir dakika durmaz o derneği kapatır evlerine dönerlerdi. Ancak olmayan bir derneğin yöneticisi olmanın prim yaptığını zannediyorlardı. Yaşadıkları fiyaskonun farkında bile değillerdi. Yazık.
Neyse, ihracımı görüştükleri toplantı da bir faaliyetti. Kendilerini kutluyor, faaliyet yapmaya devam etmelerini diliyorum.
Utanmadan, gazetelerde tam sayfa olarak isimlerini yayınladığımız 60 kişiden bazılarının istifadan haberleri olmadığını iddia ediyordu Pınarbaşlı. Yanımda oturan Barış Emregül benimle konuştuğunu söylüyor, haberi olmadığını iddia ettiği Haluk Talay ise kendi gazetesinde ilanı yayınlıyordu. Neyse yolları açık olsun… Madem öyle, bugün istifa dilekçesi göndereyim de bu iş tam bitsin…