Amerika’ nın meşhur tıbbi fetva kurumu FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) geçen hafta çok önemli bir karar aldı. Buna göre halk arasında kolesterol hapları olarak bilinen statin sınıfı
ilaçların etiketlerine kan şekeri yüksekliğine ve hafıza kaybına yol açabilecekleri uyarısı eklenmesi gerekiyor.
FDA tarafından “önemli emniyet etiketi değişiklikleri” uyarısıyla yapılan açıklamada kolesterol ilaçlarının bazı kişilerde açlık kan şekeri ve glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) yüksekliği ile hafıza kaybı, unutkanlık, kafa karışıklığı ve sersemlik gibi belirtilere yol açabileceği bildiriliyor.
FDA’ nın uzmanlarından Egan diyor ki:
“Bu yeni uyarılar insanları korkutmamalıdır. Kolesterol haplarının kalp hastalıklarını önlemedeki değeri açık ve faydaları tartışmasızdır ama aksi tesirleri bilinerek dikkatle kullanılmalıdır.”
Bu açıklamalarda dikkatimi çeken birkaç önemli hususu var. Birincisi FDA’ nın diyabet yani şeker hastalığı tabirini kullanmaktan kaçınması ve bunu kan şekerinin biraz yükselmesi şeklinde –sanki çok da mühim bir şey değilmiş havasında- sunması. Dünya âlem bilir ki bir insanın kanında şeker ve HbA1c normalden fazla ise bunun adı ‘resmen’ diyabettir. FDA pek mühimsemiyor olsa da diyabet öyle hafife alınacak bir hastalık değildir.
İkincisi, hafıza ile ilgili belirtiler genellikle ciddi olmadıkları ve ilacın bırakılmasıyla ortalama 3 hafta içinde düzeldikleri bildirilerek bence çok hafife alınıyor. Beynin de tıpkı kaslarımız gibi çok fazla enerjiye ihtiyacı vardır; oysa kolesterol hapları hücrelerin enerji santrali olan mitokondrilerde ko-enzim Q10’ un azalmasına yol açıyor. Böyle bir durumda da beynin bundan etkilenmesinden daha tabii bir şey olamaz.
Üçüncüsü ise kolesterol haplarının diyabete ve hafıza kaybına yol açma risklerinin düşük olduğunu bildirmesi. Ben bu iddiaya da katılmıyorum.
Tencerenin öldüğüne de inanmak gerekir
Kolesterol haplarının diyabete sebep olabileceği ilk kez 2008’ de anlaşıldı. 2010 ve 2011’ de yayınlanan analizlerde de bu ilişki doğrulandı ama risk yüzde 10 mertebesinde idi.
Amerika’ da menopoz sonrası dönemde olan 150 bin kadını kapsayan ve yeni yayınlanan bir çalışma statin kullanan kadınların yüzde 9.93’ ünde ve kullanmayanların ise yüzde 6.41’ inde diyabet geliştiğini ve bunun “diyabet riskinin yüzde 48 artması” manasına geldiğini ortaya koydu.
Bu göreceli risk artışını hafife alanlara, kolesterol ilaçlarının ölüm, kalp krizi ve inme riskini yüzde 25-45 oranında azalttığı sonucuna varan araştırmaların da aynı istatistik yöntemlerle yapıldığını hatırlatmak isterim. Tencerenin doğurduğuna inananlar öldüğüne de inanmak zorundadır.
Araştırma statin kullanan kadınlarda diyabet riskinin ırklara göre değiştiğini de gösterdi. Risk, Beyaz ırkta yüzde 49, Afrika kökenli Amerikalılarda yüzde 18, İspanyollarda yüzde 57 ve Asyalılarda yüzde 78 olarak bulundu. Riskin farklı ırklarda farklı bulunması bu araştırmanın çok önemli sonuçlarından; buna göre tüm ırkların kendi diyabet risklerini belirlemesi gerekiyor.
Araştırmayı yapanlar ne diyor?
Manson “Bu sonuçlara bakarak statin kullananların doktorlarına danışmadan ilaçlarını kesmeleri yanlış olur. Bu bulgular bu aşamada kılavuzlarda da bir değişiklik yapılmasını gerektirmiyor; çünkü statinlerin kalp krizi ve felçleri önlemedeki faydaları diyabet riskinden daha fazladır” diyor.
Yunsheng Ma da şunları söylüyor: “Risk artışının ilaç sınıf etkisine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Statin verilmeden önce, özellikle de kalp-damar hastalığı olmayanlarda ve yaşlı kadınlarda risk-fayda analizi çok iyi yapılmalıdır. Bugün, statin kullanmaması gereken birçok insan statin kullanıyor. Statinler mucize ilaçlar değildir” diyor.
FDA’ nın uyarılarının düşündürdükleri
BİR: Kalp hastalığına bağlı komplikasyonları önlemek için verilen ilaçların kalp-damar hastalıklarının başta gelen sebeplerinden olan diyabet riskini artıyor olması çok ürkütücü!
İKİ: 25 senedir yaygın olarak kullanılan kolesterol haplarının diyabet riskini artırdıklarının ancak birkaç sene önce belirlenmiş olması da üzerinde durulması gereken bir durum. Bugüne kadar kim bilir kaç kişi bu yüzden şeker hastası oldu Allah bilir.
ÜÇ: Bu ilaçların giderek yaygınlaşması, özellikle de kalp hastası olmayan sağlıklı insanlara ve 8 yaşından itibaren çocuklara da verilebildiği düşünülürse, diyabet ve daha uzun vadede ortaya çıkacak diğer hastalık risklerinin önemi daha iyi anlaşılır.
DÖRT: Diyabet riskinin ırklara göre farklı bulunması en az diyabet riskinin artmış olması kadar mühim. Statinler ülkemizde de her geçen gün daha çok kullanılıyor ama bizde bu ilaçların ne etkinliği ne de güvenilirlikleri konusunda yapılan kayda değer hiçbir araştırma da bunları merak eden de yok.
Gelelim neticeye
FDA’ nın kolesterol hapı yazmak için bir ‘kâğıt parçası’ üzerindeki birkaç rakamın yeterli olmadığını geç de olsa görmeye başlaması ve uzmanlarının “Faydaları tartışmasızdır ama aksi tesirleri bilinerek dikkatli kullanılmalıdır” ifadelerinden mutlu oldum.
Hele de FDA’ nın birkaç gün önce, içinde kolesterol yapımını ve kolesterolün bağırsaklardan emilmesini azaltan yeni bir kombine ilaca ‘mevcut veriler yeterli değil’ gerekçesiyle onay vermemesi mutluluğuma mutluluk kattı. Oysa piyasada bunun benzeri bir ilaç da var; kombine ilaçtaki etken maddeler tek başlarına ilaç olarak da satılıyor. Anlaşılan o ki FDA da Zaman gazetesindeki yazılarımdan etkilenmiş ama açıkça söyleyemiyor.
SGK’ nın yerinde olsam kalp krizi ve felç geçirmiş yüksek kolesterollü hastalar dışında sapasağlam insanlara yazılan kolesterol haplarının parasına karışmam. Çünkü kalp-damar hastalıklarının önlenmesi için asıl yapılması gereken fazla kiloların verilmesi, düzenli egzersiz, sigara ve alkolün terk edilmesi, trans ve sıvı bitkisel yağlar ile şekerin sıfırlanması, unlu gıdaların azaltılması, stresten uzaklaşma ve varsa diyabet ve hipertansiyon tedavisidir.