Geçtiğimiz ay TBMM meclisinde muhalefet partileri milletvekillerinin soru önergelerine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verdiği cevapta ruhsatlı işletmelerde üretilen kutu sütlerde antibiyotik, alfotoksin kalıntısına rastlanıldığını, alfotoksinin kanserojen, antibiyotiğin ise enfeksiyon hastaalrında kullanılabilinecek
antibiyotikler için insanlarda direnç sağlayacağını ve bahse konu firmalar için yasal işlem yapıldığını açıklaması üzerine medyanın ‘’ sütte kanserojen var ‘’ şeklinde yansıtması hayvancılık sektöründe Sayın Bakana karşı değil de medyaya tepkiler oluşmuştu.
Bilindiği gibi canlı hayvan ithalatı nedeniyle hayvan hastalıklarının önünün alınamadığı ortamda hayvanlarda antibiyotik kullanımı artmıştı.
Antibiyotik şimdi devlet eliyle yemlere karıştırılacak!
Türkiye’de diğer ürünlerde olduğu gibi yerli üretilen mısırlarda genetiği değiştirilmiş (GDO) mısır tohumu kullanmak biyogüvenlik kanunu ile yasaklanmış durumda. Yine diğer ürünlerde olduğu gibi İthal mısırlarda GDO’ lu mısır ithalatı % 0,1 GDO bulaşıklığı ise serbest durumda.
26 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik elik ile "insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sürülmesi" yasaklanmıştı. Ancak, 20 Nisan 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile bu yasak kaldırıldı. 2010 yılında çıkarılan Biyogüvenlik Yasası'na da böyle bir yasak konmadı.
Biyogüvenlik Yasası çerçevesinde 13 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte de antibiyotiğe karşı direnç geni yasağının yer almaması üzerine Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı dava açtı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, "GDO'lu ürünlerin ithalatının ve piyasaya sunulmasının tamamen serbest bırakılmasının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğuna" hükmetti.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 22 Şubat 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile yasaklara "GDO ve ürünlerinin, insan ve hayvanların tedavisinde kullanılan antibiyotiklere direnç genleri içermesi halinde, bu ürünlerdeki direnç genlerine yönelik bilimsel araştırma sonuçlarının insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe zararlı olmadığı Risk Değerlendirme Komitesi raporu ve Kurul Kararı ile tespit edilmedikçe bu ürünlerin ithal edilmesi ve piyasaya sürülmesi" hükmünü eklendi.
Bu hükmün eklenmesi ile Danıştay’ın verdiği karar geçersiz kılındı. Antibiyotik dirençli genetiği değiştirilmiş mısır ithalat izni Biyogüvenlik Kurulu’na resmen verilmiş oldu.
Antibiyotiğe dirençli denetiği değiştirilmiş mısır ekilmiş sahalarda antibiyotiğin toprağa geçtiği ilimsel olarak kanıtlanmış durumda.
Türkiye ithal dane mısırı yem sanayinde kullanıyor.
Dünya piyasalarında GDO’lu mısır ile GDO’suz mısır arasında 30 dolar bir fark GDO’lu mısır lehine olmasından öte GDO’suz mısırı gelişmemiş ve tarıma parasal destek ayıramayan ülkeler, GDO’lu mısırı ise bilhassa gelişmiş ülkeler üretiyor ve tarımsal destekler ile gdo’lu mısır üretiminde üreticileri diğer ülkelerden avantajlı duruma sokmaktadırlar.
26 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik ile "insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sürülmesi" yasaklanınıp 20 Nisan 2010 tarihine kadar yeni yönetmelik yayınlanana kadar gdo’lu mısır ithalatçısı firmalar gdo’suz mısır üreten ülke firmalarından fiyat, proforma edinmeye yönelmeleri karşısında bu ülkelerden gelen fiyat baremleri yükselmeye başlamıştı. Şu an fiyat farkı yine 30 dolarlar seviyesinde devam etmektedir.
Hayvan yemini ucuzlatmanın formülü, GDO’lu yem kullanarak hayvan ve insan sağlığını tehlikeye atarak yapılmamalıdır.
Hayvan yemini ucuzlatmanın yolu 35 milyon ton olan kaliteli kaba yem açığını kapatacak politikalar üretilmelidir. Türkiye’nin kaliteli kaba yem açığı kapatıldığı zaman Türkiye gdo’lu gdo’suz mısır ithal eden değil mısırda kendine yeten ve hatta iddia ediyoruz ihraç eden ülke konumuna gelecektir.
Antibiyotik dirençli gdo’lu mısır ithal etme izni Biyogüvenlik Kurulu’na resmen verildiğinden artık her türlü hayvanların fabrika yemlerine antibiyotik devlet eliyle katılmış olacak. Önce hayvanlar, sonra insanlar antibiyotiğe dirençli olacak. Adım adım!
Antibiyotik tüm hayvanların etine, sütüne de devlet eliyle girmiş olacak.
Türkiye GDO’suz mısır ithal etmez ise parasal zararı 3 milyon ton x fark 30 dolar= 90 milyon dur.
Hayvanlarımızın,insanlarımızın sağlığı için bu 90 milyon dolara değer mi?
Bu doksan milyon dolarlık kazanç kimin için? Tüketiciler mi, Üreticiler mi, ithalatçılar mı, GDO’lu mısırı üreten yabancı ülke çiftçileri için mi ?
Kimin için?
GDO’lu mısırı ithal eden kim veya kimler?
Bu kadar ısrar niçin?
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri?hl=tr