Ne zamanki bir Ermeni soykırımından söz edilir, hemen devlet eksenli bildik o camia ayağa kalkar: “Benim atalarım soykırım yapmaz”!
Nerdeyse her konuda birbiriyle çatışan bu siyasi kesimler, konu Ermeni sorununa gelince hemfikir olurlar: “Atalarımıza soykırımcı dedirtmeyiz.”
Peki, öyle olsun!
Öyle olsun da sizin atalarınız kim?
1915 dönemindeki atalarınız kimler?
Osmanlı Ermenilerini imha eden İttihatçı hükümet mi?
O hükümetin Dâhiliye Nazırı ve ilerde Sadrazamı olan Talat Paşa mı?
O hükümetin Harbiye Nazırı Enver Paşa mı?
Sizin atanız İttihat Terakki’nin koyu Türkçü kanadından ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından ve Ermeni meselesinin hal’linin baş aktörlerinde Dr. Bahattin Şakir mi?
Yoksa sizin atanız,1916 yılında Kudüs’te bulunan Cemal Paşa’nın yanına trenle giderken, Falih Rıfkı tarafından Bahattin Şakir’e tanıştırılan ve Şakir gittikten sonra, hiddetle Falih Rıfkı’ya “Beni bir katilin elini sıkmaya mecbur ettiniz” diyen Halide Edip Adıvar mı?
Sizin atanız 1915 yılında Trabzon’da Valilik yapan Cemal Azmi mi?
Yoksa 1918 yılı Aralık ayındaki meclis oturumunda Cemal Azmi’nin katilliklerinden söz ettikten sonra, "Allah bizim belamızı verecektir. Mesele çok açıkta olduğundan inkâr edilemez” diyen Trabzon Mebusu Hafız Mehmet mi? Ya da sizin atanız, Trabzon’daki Ermeni nüfusunun imhasında vali Cemal Azmi’nin suçlu olduğunu söyleyen Osmanlı paşalarından ve büyük bürokratlarından Çürüksulu Mahmut Paşa mı? Veya 1896 yılında Abdülhamit’in paşalarından Doğu Bölgesi Müfettişi olan ve Van vilayetine ilişkin tutuğu raporda devletin jandarmasını katiller ve çapulcular sürüsü diye niteleyen Saadettin Paşa mı?
Hangisi sizin atanız?
Sizin atanız Diyarbakır Valisi Dr. Reşit mi?
İttihatçılar doktorlarıyla da ünlüdür!
Faşizme ideolojik zemin hazırlayan Sosyal Darwinizme tıp bilimi üzerinden dayanak yaratmanın cazibesi ve tıbbiyenin, ilk elde ordunun doktor ihtiyacını karşılamak için kurulmuş olması, tıbbiyeyi siyasetin mengenesine sokmuştur. Ve buradan namlı katiller yetişmiştir!
Bu ünlülerden biri de, 1926 İzmir suikastı davasından asılan Dr. Nazım’dır.
Devleti üç merkez yönetilir lafı boşa denilmemiş: Harbiye, mülkiye, tıbbiye!
Doktorluğumdan önce Türklüğüm gelir diyecek kadar milliyetçiliğe saplanmış ve gözü dönmüş Dr. Reşit, Ermeni katliamının baş sorumlularındandır!
Öyle ki, Ermeni tehcirine karşı olan ve olabildiğince tehciri savsaklamaya çalışan Diyarbakır’ın Lice Kaymakamı Hüseyin Nesimi’yi vilayete çağırtır ve yolda öldürtür!
Vicdan timsali Nesimi’nin katledildiği yer, bugün hala “kaymakamın öldüğü yer” adıyla anılmaktadır.
Sizin atanız Vali Dr. Reşit mi, yoksa değerli ve asil insan Kaymakam Hüseyin Nesimi mi?
Sizin atanız Enver Paşa’nın bacanağı olan ve Van’ı kana bulayan Vali Cevdet mi, yoksa barışçı ortamın devamı için çalışan ondan önceki Vali Hasan Tahsin Uzer mi?
Ermenileri saklayanların ve koruyanların cezasının idam olduğu ortamda 7 Ermeni’yi tavan arasında saklayarak hayatlarını kurtaran Urfalı Hacı Halil sizin neyiniz olur?
Ermenilerin tehcir emrini zamana yayarak atlatmaya çalışan, tehcire karşı çıkan, Ermenilere yönelik katliamlara izin vermeyen, Teşkilat-ı Mahsusa çetelerini bölgelerinden uzak tutmaya çalışan
Konya Valisi Celal Bey,
Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Bey,
Ankara Valisi Hasan Mazhar Bey,
Malatya Belediye Başkanı Mustafa Ağa
Ve daha niceleri sizin neyiniz olur?
Bu değerli, vicdanlı ve onurlu insanlar 1915 felaketine karşı mücadele ettiler.
Kimileri de bu fedakârlıklarını, bu insanlıklarını canlarıyla ödediler.
1915’in inkârcıları, bu insanları gizlediler ve katilleri allayıp pulladılar.
Hepsi buraya kadar; mızrak çuvala sığmıyor!
Dünyada çoktan sonuca ulaştırılmış ve kararı verilmiş bir meseleyle biz daha yeni tanışıyoruz.
Şimdi sizin atalarınız bunlardan hangileri oluyor?
Ataların izini sürmede bu Ermeni meselesi can mı sıkıyor?
O halde çıkaralım aradan Ermenileri de, başta Başbakan Erdoğan da dâhil olmak üzere doğrudan soralım: Sizin atanız Sultan Vahidettin mi, M. Kemal mi, İsmet İnönü mü, Adnan Menderes mi, Cemal Gürsel mi?
Bu isimler etrafında birbirleriyle çatışanlar, iş Ermeni soykırımına gelince hep bir ağızdan atacı kesiliyorlar.
Pes doğrusu!