Şartlar değişir kuzu şiş kebap olur, şartlar değişir inatçı keçiler tövbekar olur. Allah, şartların tek değiştiricisi, tek halk eden olduğundan kullar ister bilinçli ister bilinçsiz halde her şart altında kulluğunu yapar berhudar olur.
Cahillerin ortak özelliği hep kendilerine tuzak kurarlar. Akıllı insanlar ise cahilleri tanıyabilme yetenekleri sayesinde onlardan uzak durdukça otomatikman tuzaklardan korunurlar. Gün gelir şartlar değişir cahillik moda olur tavuklar darıyı unutur sinek peşinde koşturulur. Aç karnına uyutulup darı ambarında rüyalar gördürülür. Şartlar değişir kümesin kapısı açık unutulur Tilkiye bayram arifesi yaşatılır. Tavuklar kabusa boğdurulur.
Bana göre hayattaki en büyük yanılgılardan birisi HEP BÖYLE GİDER-GİDECEK zannı yanılgısıdır. İşin gerçeği hayat durağan değildir hiçbir şey aynı durmaz devamlı dönüşür. Şartlar devamlı değişir. Bazen kul şartları düzenler, bazen de şartlar kulu yeniler etkiler düzenler. Devamlı bir med-cezir olayıdır bu. Bir mevsim gelir balıklar karıncaları yer, mevsim değişir sular çekilir karıncalar balıkları yer. Suyun yükselmesi ve alçalması kimin av kimin avcı olacağını belirler. Doğaya tarafsız şartlanmasız gözlerle bakabilirsek o muhteşem dengeyi görürüz. Her canlı hem av hem avcıdır. Akıllı insan şatların her zaman değişebileceğini hesaplayıp Allah’ a tevekkül ettikten sonra tedbir alandır. Allah’a tevekkül etmeden tedbir alanlar ise başarılı olurlarsa zaferi kendilerine malederler. Başarısız olurlarsa kadere-feleğe küfrederler Allah’ a isyan ederler. Allah’a tevekkül edip tedbir almayanlar ise ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ hesabıyla başarısızlıklarını kadere ya da şuna buna yükleyip tembelliklerine kırk kulp takarlar. Allah’a tevekkül etmeyen ve tedbir de almayarak yaşayanlar ise bir çığ gibi yaşarlar, yıkar döker yığınla hayatı mahvederler.
Hayat denizi öyle bir aynadır ki, ne kurnazlıklara ne tuzaklara sığar. Her kurnaza her tuzak kurana daha güzeliyle bir karşılık vardır onda. Gün olur bir günde dört mevsimi birden yaşarsınız. Sabah evinizden cenaze çıkar, akşamına oğlunuzu ya da kızınızı evlendirir düğün kurarsınız. Belki de Van depreminde yaşandığı gibi depremin acıları sızıları arasında düğün halayları kurar evlenirsiniz ya da çocuk doğurursunuz. Görüldüğü gibi acılar ve mutluluklar bir anda bile yaşanabiliyor. Mesela televizyon haberlerinde ne ibretlik haberler görüyoruz, hastanede doğum yapıp bebeğini kucağına aldığı saatlerde evde bıraktıklar büyük oğlunun sobadan çıkan yangınla ölüm haberini alan anne babayı hatırlıyorum.
Aklımızın ucundan geçmeyen şeylerin belki ertesi gün başımıza gelmeyeceğinin garantisi mi var ? Hayat denizi öyle bir deniz ki, onda seyredene her ibret ders var. Onda yok yok. Hani derler ya OLMAZ DEME OLMAZ OLMAZ diye. Hayat hal diliyle her şeyi söylüyor aslında. Hal dilinden anlayan çözüveriyor kolayca mesajı. Tıpkı Belkıs’ın Hz Süleyman dan gelen mektubu ŞİP ŞAK çözmesi anlaması gibi. Hal dili hal ehline ayan beyan anlatır her şeyi.
Şartların değişmeyeceğini zannedenler kötü günlerin gelmeyeceğini zannederek kibirlenirler ya da kötü durumda olanlar iyi günlerin gelmeyeceğini zannederek umutsuzluğa kapılır intihar bile edebilirler. İkisi de sonuçta felakettir. Gönülde sevgi toprağında ilim suyu ile beslenilip aşk ateşiyle ısıtılıp büyütülen UMUT ÇİÇEĞİ var oldukça dışımızdaki mevsimler nasıl değişirse değişsin bizi Allah inancından mahrum bırakmaz elhamdulillah.