Çocukluğumda bayram namazlarını, rahmetli babacığım ve kardeşimle beraber ‘Malatya Söğütlü Cami’de kılardık. Bayram gecesi heyecandan sabaha kadar gözümüze uyku girmezdi. Sabah namazından önce camiye gider, huşû içinde vaaz dinler ve ibadet ederdik.
Sonra, kurban pazarına kurbanlık seçmeye giderdik. ‘Ağpınar Meydanı’nda ‘Şirket Han’ın önünde kurulan kurbanlıkları satın aldıktan sonra, onları öperek, severek hazırlayışımızı ve tekbirler getirerek kurban edişimizi dün gibi hatırlıyorum.
Sizin anlayacağınız, evimizin arka bahçesinde âdeta ufak çapta bir ‘irtica’ gösterisi yapardık…
Kurban kesilmesi nihayete erince, bayramlıklarımızı giyinir, sırayla büyüklerimizin ellerini öper, harçlıklarımızı alırdık.
Daha sonra, nûr içinde yatsın ‘Emine Nenemin’ büyük bir maharetle hazırladığı ‘kavurma’yı ve babamın pişirdiği ‘ciğer kebabı’nı (bizim Gazianteplilerin deyimiyle cağırtlak kebabı) yemeye sıra gelirdi.
Bayram boyunca devam eden bayramlaşmaları dört güne sığdıramaz, koşuşturup dururduk. Şimdi öyle mi ya… Dört gün tatili yakalayan, hele bir de bu müddeti dokuz güne çıkarabiliyorsa, kendini Antalya‘ya atıyor…
***
Sevgili okuyucular, bu sabah inşallah erkenden uyanacağım. Oğlum ve torunumla Bayram Namazı‘nı, rahmetli Menderes‘in kazandırdığı ve rahmetli Özal‘ın tamamlatarak hizmete açtığı Ankara Kocatepe Camii‘nde kılacağız.
Namazdan sonra gidip Hacı Bayramı Velî hazretlerini ziyaret edeceğiz. Sandukasının başında, ‘Hamd-u senâlar, hamd-u senâlar/Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm’ dediğini işitir gibi olacağız. Namazdan sonra evlerimize dönüp bayramlaşmanın tadını uzun uzun anlatmama lüzum var mıdır bilmiyorum. Lâkin, bu zor geçim şartlarında alınabilmişse, bayramlıklarını giyip el öpmek üzere sıralanan cennet yüzlü çocuklarımızı kucaklamanın, büyüklerimizin hatırını sormanın sevincini ve heyecanını yaşayabilmek ne güzel değil mi?
Bu sabah Bayram Namazı‘nda, Büyük Itrî‘nin bestelediği, bu gök kubbede çınlayan en güzel nağmelerle tekbirler getirip ruhunuzu yıkamış; namazdan sonra cemaatle beraber sıraya dizilerek bayramlaşmış ve gerçek kardeşliğin hazzını tatmışsınızdır.
***
Türkiye‘de halkın tamamına yakın kısmı Bayram Namazı‘nı kılar. Siz yazımı okurken, bol tekbirli bayram namazını kılmış ve kurbanlarımızı kestirmiş olacağız.
Bu Kurban Bayramı‘nda çok şükür artık bizi rahatsız eden, huzurumuzu bozan eski tartışmalar da yok. Kurban derisi kavgası artık sona erdi. Bu bayram, televizyonlardaki kurban aleyhtarı tezvirattan da kurtulduk. Belediyelerin aldığı tedbirler sayesinde, kurban vecibesinin ifası sırasındaki nahoş manzaraların azaldığını görüyoruz.
Şimdi bütün endişemiz, vatanı için karlı dağlarda mücadele eden Mehmetçiklerle ilgili. Bütün duâlarımız onlar için. Sağ salim evlerine, yurtlarına dönmeleri için duâ ediyoruz.
Allahım, sen insanımızı, milletimizi, vatanımızı, devletimizi koru. Birlik ve beraberliğimiz bozulmasın. Bu mübarek vatan topraklarında ezan susmasın, şanlı bayrağımız inmesin.
Kurban Bayramınız mübarek olsun.