Yüzyıllardır kullanılan bir taktiktir bu. Taraftar kazanmak için düşman oluşturursunuz ve o düşmandan korkmuş olanlar sizin etrafınızda toplaşır. Düşman korkusuyla o sürü sütünü sağmanıza razıdır artık. Bazen diklenseler de, hesap sormaya kalkışsalar da hemen düşman devreye girer. Sürüye ölüm gösterilir ve hastalığa razı edilir.Eskiden komünizm vardı. ABD ve SSCB dünyayı bölüşmüşler sürüdeki devletleri sağıyorlardı. Komünizm ve kapitalizm birbirleriyle didişiyordu. Müslüman halk çoğunluklu devletler rahattı ve bir kıymetleri vardı. Ne zaman ki ormandaki çakal ve ayı barıştı işler karıştı. Gorbaçov SSCB yi dağıttı. Rusya ve bağımsız devletler ortaya çıktı.
Kapitalizm ve komünizm barışınca bunlara bir düşman gerekiyordu ve buldular onu. İSLAM inancını taşıyan halklar tehlikeliydi, teröristti onlar. Düşmanlıklar silah tüccarlarının sermayesidir. Ortadoğu ve petrol vazgeçilmez bir definedir. Petrol 2 dünya savaşının da ilk sebebidir. Petrol Araplara zenginlik getirmişse de barış ve mutluluğu asla getirmemiştir. Her nimetin bir külfeti vardır.
ABD, AB, Rusya ve Çin arasındaki çekişmeler diğer ülkelerde kan ve gözyaşı olarak yaşanmaktadır. Önümüzdeki 15 yıl içinde Ortadoğu da haritaların baya değişeceğini tahmin ediyorum. AB nin bu sürede ne olacağı meçhuldür. Ben AB nin uzun ömürlü olmayacağını düşünüyorum.
Yazımın başında da söylediğim gibi düşmanlıklar bazılarına kazandırıyor. Devletler arasında da, partiler ideolojiler de de düşmanlar icat ediliyor. Sanal düşmanlar ile halk yığınları yönetiliyor daha doğrusu güdülüyor. Ekonomik krizler dahi bence bir çakallık icadı. Çakal’ın hasta numarası yapıp ziyarete gelen tavşanları yemesi gibi bu krizler de tıpkı çakal numarası. Topluma sanal hastalıklar, sanal krizler enjekte ediliyor ve toplum sanal korku krizlerine kapıldığında birileri bir şeyleri sessizce çalıyor. Bakalım bu kurban bayramında ne tezgahlar devreye sokulacak ? Tilki korkusu kümeste çok işe yarıyor. Bütün tavuklar horozların emrinde duruyor.