Herkes bayram yazısı beklerken ben ayran yazısı yazacağım. Canın ayran mı çekti demeyin sakın. Hayır bu mürekkebi ayran olan yazım olacak. Beyaz kağıda ayran mürekkepli bir yazı. İki beyaz renk üst üste nasıl okuyacağız dediğinizi duyar gibiyim. Demek ki neymiş efendim okuma için iki zıt aranıyormuş. Zıt karakterlilerin aşkları çok şiddetli olurmuş derler ya. Doğru olabilir bilemem. Biri acılı sever diğeri tatlılı mesela. Her ikisi de kendi sevdiğini sevdirmeye uğraşırsa münakaşa çıkar. İyi de bu münakaşadan büyük aşk nasıl çıkar anlayamıyorum. Kavgalar bitince mi aşk meşk :>
Apartmanda çatı katında geçimsiz bir ihtiyar oturuyor mesela. Yönetici aylık aidat istemiş geçen gün. İhtiyar çıldırmış, merdivenlerden yuvarla sen koca bakır kazanı gece yarısı. Kazan öyle bir gümbürtülü inmiş ki aşağı, apartman sakinleri krizde. Kimisi ramazan davulcusu yukarı çıkmış ihtiyardan bahşiş isteyince davulcuyu aşarı yuvarladı sanmış, davulcu çala çala yuvarlanıyor demişler. Kimisi de bakır kazanın yuvarlanışını terör saldırısı zannetmiş. İç savaş mı çıkıyor diye tuvalete kaçan mı ararsın, balkona tüneyen mi ? Geçimsiz ihtiyar apartmanın deli dumrulu sanki. Ne o gönderilebiliyor ne de diğerleri kaçıyor. Acayip bir birliktelik bu, aşk mı desem aşk böyle bir şey olmamalı bence, bu olsa olsa sigara tiryakiliği gibi bir şey.
DELİYE HER GÜN BAYRAM derler ya, bu apartman da da bu ihtiyar her gece bir şenlik çıkartıyor. Geçenlerde bir dairede mevlüt okunuyormuş. Elektrikler kesilmiş. Zifiri karanlıkta merdivenlerde bir çarşaflı hayalet çıkmasın mı. Kim o demeyin sakın bizim bakır kazanlı ihtiyardan başkası değil. Evde mevlüdan hocalar bağırış çığırış, kimi ayılır kimi bayılır. Çarşaflı hortlak milleti bir hafta korkudan aynı yorgan altına toplamış. Çocuklar anne babalarıyla yatmış. Eeee malum bu sefer de kocaların suratı bir hafta mahkeme duvarı.
Bizin ihtiyarın hanım derdi yok nasıl olsa. Zaten hangi kadın üç günden fazla durabilir ki onun yanında. Geceleri pek uyumuyormuş. Belki de ibadet yapıyordur. Zaten onun deli mi Veli mi olduğunu kaç yıldır çözemedik. Geçenlerde apartmanın önünde köpek gezdiren birkaç genç bayana çıkışmış. Evinizde annenizden su istersiniz, babanızı hiznetçi yaparsınız ama şu itlere gösterdiğiniz özeni onlara göstermezsiniz, itlere verdiğiniz hizmetin onda birini ana babanıza yapsanıza demiş bağırmış çığırmış. Gençlerin köpekleri bile korkmuş kaçmış. Gerçi ihtiyarın o sözleri pekte haksız sayılmaz ya neyse.
Bazen içimden geçiyor şu ihtiyarı eve davet edeyim diye korkuyorum vaz geçiyorum. Ya da ben çıkayım yukarı çalayım kapısını diyorum. Bazen gözlerine dikkatle bakıyorum apartman girişinde rastladığımda. Gözleri boş bakmıyor, hüzünlü bakışlarının ardında büyük bir acı gizliyor sanki. Ama kaçırıyor hemen bakışlarını. Çok ağır bir yükü sırtlamış kan ter içinde karınca gibi. Çok tuhaf bu ihtiyar. Onca deliliğine neden kızamıyoruz hayret ediyorum. Böyle çılgın bir ihtiyar gençliğinde nasıldı acaba ?
Çok sakindim gençliğimde diye bir ses duyunca ne olduğunu şaşırdım. Arkama dönünce birde baktım ki bizim ihtiyar arkamdan geliyormuş. Aklımdan geçenleri düşüncemi nasıl bildi cevap verdi ki ? Soramadım soramadım soramadım. Yukarıya doğru yavaş yavaş merdivenlerde çıkıp gitti.