Dikili’de, Akcelep firmasının topraksız tarım yani sera tesislerindeyiz… 50 dönümlük seralar bugünlerde 4-5 kat büyütülme hazırlıkları içerisinde.
Aslında son sezonun, sonundayız. Temmuz’un ortası. Normalde seralardan ürün alınma dönemi yaklaşık bir ay önce tamamlanmış. Akcelep de ise seraların yapımına gösterilen özen, kullanılan malzeme sezonu hayli uzattırmış.
Evet Akcelep’lerin serasındayız ama konumuz onların tesisleri değil. Türkiye’de “Topraksız Tarım’la Üretim”in peşindeyiz.
Son zamanlarda işadamlarının, yatırımcıların ilgi alanı olmaya başlamasına rağmen, Türkiye henüz topraksız tarımda yolun başında…. Konunun peşindeyiz, çünkü kalite koşulları yerine getirilerek seralarda üretilen ürünler, iç pazarda ve ihracatta kapış kapış gidiyor.
Dönelim Akcelep’e, topraksız tarım üretiminin nasıl olması gerektiğini onlar üzerinden anlatalım.
******
Akcelep Group’un Dikili’de 30 dönüm olan seraları 2008’de 50 dönüme yükseltildi. Celep Ailesi yeni yatırımlarla 2010 yılında 250 dönüm serada üretim yapmayı planlıyor.
Şu anda sadece domates üretimi olan seralarda, alan genişleyince biber ve salatalık da üretilecek. Ürünler özellikle Romanya, Hollanda, Almanya ve Azerbaycan’ da büyük ilgi görüyor. Ne kadar üretirsen o kadar talep var… Yeni seralar devreye girdikçe, ihracattaki yelpaze de genişletilecek.
Akcelep’in şansını, topraklarının İzmir’in Dikili ilçesinde olması artırıyor. Dikili tam bir jeotermal cenneti. Seracılıkta jeotermal su kullanımı, maliyetlerde yüzde 30’a yakın avantaj doğuruyor.
Akcelep’in karşısında Türkiye’nin en iddialı topraksız tarım üretimlerinden Agrobay’ın seraları var ki, 350 dönüme yayılan görüntüsüyle göz alıyor.
Akcelep Yönetim Kurulu Üyesi, genç, başarılı işkadını Deniz Celep yakınlarında konuşlanan bazı seraların sahiplerini tekstilci, turizmci, eğitimci olarak anlatıyor.
Yani diğer sektörlerden canı yanan ‘Topraksız Tarım’a geliyor…
******
Dünyada topraksız tarımın başülkesi Hollanda. Aslında mucize ülkesi. Toprağı yok ama tarımsal üretimde lider… Celep Ailesi de Hollanda’daki seraları incelemişler. Yeni tesislerin metrekaresinin 60 euroya mal olacağını tahmin ediyorlar.
Seraların Teknik Müdürü Serkan Ontuç, Gaziantepli bir ziraat mühendisi. Toprağa da işine de vatan aşkıyla bağlı. Ürün kalitesi konusunda, tohumdan itibaren gösterdikleri özeni coşkuyla anlatıyor.
Seraların içine girdiğinizde domateslerin kırmızılıkları, görüntü keyif veriyor. Modern sistemler çalışanları bunaltıcı sıcaktan koruyor, çalışanlar özel kıyafetleri içerisinde işlerini titizlikle yapıyor. Bitkilerin yaşam şartları 24 saat boyunca otomotik olarak kontrol ediliyor. Döllenmeler bombus arıları ile yapılıyor.
Kaliteli tohumları özel kiraladıkları fidelikte ürettirdiklerini, bu sene 15 Ekim’den 15 Temmuz’a kadar sürdürdükleri hasat boyunca yaklaşık 1,5 milyon kg. domates elde ettiklerini Müdür Ontuç’dan öğreniyoruz. Su, gübre, tohum analizlerini hem Türkiye’de hem Hollanda’ da yaptırdıklarını da aktarıyor Ontuç.
******
Bir sezonda 1,5 milyon kg. verim gerçekten iyi rakam. Domatesin fiyatını düşününce yatırımın kendini birkaç yılda amorte edebileceğini düşünüyorsunuz. Ama tabii detaylar ilgilenenlerin işi..
Bu arada her şey otomotik ya. Rahat iş diye düşünürseniz yanılıyorsunuz. Serkan Ontuç, 3 vardiya ziraat mühendisi çalıştırdıklarını söylüyor. Herhangi bir kesintide anında müdehale edilmezse herşey bir anda sıfırlanabiliyor. Çünkü yıl boyunca aynı köklerden ürün alınıyor, kökler hata affetmiyor. Ayrıca 50 dönümlük seralarda çalışan sayısı 60. Seralar 250 dönüme çıkınca çalışan sayısının en az 200 olacağını belirtiyorlar. İstihdam açısından da iyi bir işdalı…
******
Topraksız tarımla üretimde ‘Tarladan Sofraya’ tüm üretimi karneleyebiliyorsunuz. Hangi tohum kullanılmış, hangi ilaçlar verilmiş, o ürün nasıl üretilebilmiş sertifikalandırabiliyorsunuz. Bu da ihracatta bir anda önünüzü açıyor.
İhracat fırsatı üretimle ve hele hele katmadeğeri Türkiye’de kalan bir üretimle yan yana gelince böyle heyecanlanıyoruz işte…
Evet Türkiye adına topraksız tarımda büyük gelecek var. Ancak kaliteli ve bilinçli yatırım şart.
Hollanda Hükümeti son yıllarda Türkiye’deki bu potansiyelden hayli etkilenmiş olacak ki, 15 Ağustos’ta İzmir’de tarım ofisi açıyor. Özellikle topraksız tarımı, seracılığı desteklemek istiyorlar.
Tabii bu noktada Türk üreticilerine sera malzemesi satmak gibi bir ticari niyet de kuşkusuz vardır, ancak Hollandalı yatırımcıları Ege Bölgesi’ne de yönlendirmeye çalışacaklar ki, büyük fırsat…
Artık yatırım yapacakları su kanalı bile kalmayan Hollandalı işadamları için Türkiye doğru ülke..
******
Ortam güzel, üretim güzel, talep güzel. Peki Türk Hükümet’nin, Tarım Bakanlığı’nın ilgisi nasıl?
En azından son çıkan kapsamlı teşvik kanunda desteklenecek 12 sektör arasında topraksız tarım, seracılık yok. Aslında inanılır gibi değil ama bu kanunda tarım’ın adı yok …
Neyse konumuza dönelim.
Akcelep firması geçenlerde işlerin hızlanması için Tarım İlçe Müdürlüğü’ne bir bilgisayar hediye etmiş. Yani henüz firmalar, devlete yardım ediyor.
Şimdilik Devletin, Bakanlığın topraksız tarıma ilgisi az, çok az. Bakanlık seracılığa, açık tarıma uyguladığı eski denetim metotlarını uygulamaya çalışıyor.
Ama bir hakkı da teslim edelim; son günlerde Tarım Bakanlığı havza sistemiyle açık tarımda yeni model ortaya koydu.
Çare olur mu bilinmez. Yine de tarımın kangrenleşmiş sorunları için yıllar sonra nihayet bir strateji geliştirildi.
Bakanlığın modern seracılıkla da ilgilenmesini en azından umut edelim…
******
Tarım Bakanlığı’nın bu süreci iyi değerlendirmesi, firmalara, işbirliklerine kolaylık sağlaması gerekiyor. Özellikle Türkiye’nin jeotermal bölgeleri birer topraksız tarım üsleri haline gelebilir.
Hazır Türkiye’yi 30’a bölen Havza Sistemi’yle neredeyse yarım asır sonra, bilinçli bir teşvik stratejisi hazırlanmışken, Tarım Bakanlığı bir gayret, topraksız tarıma da el atmalı.
Bize göre tam sırası…