Şimdilerde oluşmaya başlayan İslam’ı Ruhban Sınıfı, milliyetçilik ve Kemalizm’e karşı verdiği mücadelenin ödülünü topluyor. Bu ruhban sınıfı, halkın emperyalizme karşı direncini kırdı. Irak’ın işgaline yardım ve yataklık edilmesinde, cami cemaatinin muhalefetini engelledi.
Ülkede antiemperyalist, bağımsızlıkçı bir oluşuma muhalefet etti. Ülkenin etnik ve mezhep temelinde bölünme sürecine destek verdi.
Önce şu bilimsel gerçeğe vurgu yapmak yerinde olacaktır. Batı’da milliyetçilik burjuva merkezli yapılır. Onların ulus devleti, burjuva ulus devletidir. Doğudaysa, milliyetçilik halka dayanır. Halk merkezli milliyetçilik vardır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında bağırarak söylediği, burjuva merkezli milliyetçiliktir. Halk ile bir ilgisi yoktur. Ama halk bu milliyetçi söylemi, halkçı milliyetçilik olarak algılamıştır. Şimdilerde, bu İslami Ruhban Sınıfı, iktidara şunu öneriyor. Kazandığımız bu mevzileri pekiştirmemiz ve daha ilerlememiz için manevi kalkınmayı gerçekleştirmemiz gerekir. Sanki halk ekonomik kalkınmasını sağlamış, ama manevi kalkınması gerçekleşmemiş…
Ruhban sınıfının manevi kalkınmadan kastı; halkın daha fazla bilim ve akıl dışı bilgiler ile donatılmasıdır. Donatılmalı ki, sorgulama yapmasın, ya da yeterince yapmasın… Burjuva kesimi de, halkın bu tepkisizliğini, istikrar olarak, tekrar bu halka geri satsın.
İslami Ruhban Sınıfı, Batının sömürüsünü halkın nezdinde, meşrulaştıran sınıftır. İslam’ın yeniden tanımlanması Batının işidir. İslam-ı yeniden tanımlayarak, İslam coğrafyasını manipüle etmek Batının vazgeçilmez stratejisidir.
Eskiden bu işleri yapmak için sadece liberalleri kullanıyorlardı. Liberaller de solcuları ve İslami kesimi kullanıyordu. Şimdilerde, emperyalizmin halkı kendi isteği yönünde dönüştürmesi için elinde küçük ama iki sınıf var. Burjuva sınıfı ve onunla bütünleşmiş
ruhban sınıfı. Yani Batı da olduğu gibi. Şimdiye dek sorduklarımız, düzenin öznesinin kim olduğunu anlamak içindir. Düzenin öznesi halk değildir.
Tabandaki mütedeyyin Müslümanlar hiç değildir. Düzenin öznesi, öyle kendilerinin sandıkları gibi dinciler de değildir. Düzenin öznesi Batı destekli liberallerdir. İster ruhban sınıfı ile bütünleşsin ister bütünleşsin. Tabandaki Müslümanlar kendilerinin iktidar olduğunu sanıyorlar.
İktidar olan İslam falan değildir. Yaşadığımız Türkiye’de İslam’ın bir iddiası yoktur. Ortada var olan iddialar, Batının tanımlarına göre ortaya konulan iddialardır. Batının paradigmalarının iflas ettiği bir dönemde, Batı değerleri ülkemizde, İslamiyet adına bir başarı gibi sunulmaktadır. Merkeze, emperyalizme entegre olmuş bir Türkiye, İslam dünyasında değildir. Ülkemizde, Müslüman yığınların, anlamlar dünyasında bir anlam bulmuş gibi görünmesi yanılsamadan ibarettir.