Bilindiği gibi 2008 yılının son çeyreğinde başlayan ve 2009 yılının ortalarına kadar devam eden çiğ süt fiyat düşüşleri ve damızlık hayvan kesimlerinin artmasıyla birlikte, bu duruma yönelik tedbir almak için ülkemizde ilk kez 2009 yılında 2009/24850 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde çiğ sütün süt tozuna çevrilerek değerlendirilmesi amacıyla çiğ sütün değerlendirilmesi desteklemesi başlatılmıştır. Destekleme uygulaması 30 Nisan 2009 tarih ve 27215 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 2009/40 sayılı Uygulama Esasları Tebliği hükümleri çerçevesinde yürütülmüştür. Çiğ sütün değerlendirilmesine yönelik destekleme ile ülkemiz süt üretiminin geliştirilmesi, kayıt altına alınması ve çiğ süt fiyatlarında istikrarın oluşturulması amaçlanmıştır. Bu uygulamaya 2010 ve 2011 yılında da devam edilmiştir.
Çiğ sütün değerlendirilmesine yönelik destekleme ile süt tozu işleme tesisine sahip süt işleme tesislerinin çiğ sütün değerlendirilmesine yönelik desteklemeden yararlanabilmesi için, süt işleme tesislerine; “Çalışma İzni ve Gıda Sicil Belgesi” ile “Süt Tozu Üretim İzni Belgesi”ne sahip olma, 27.01.2009 tarihinde kurulan Ulusal Süt Konseyine üye olma ve Dahilde İşleme Rejimi kapsamında faaliyet gösterme şartı getirilmiştir. Süt tozu üreticisi; ürettiği yağsız süt tozunu Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında kendi işletmesinde kullanmak veya DİR kapsamındaki imalatçı-ihracatçılara belgelendirerek satmak şartıyla yararlandırılmaktadır.
Bu kapsamda 2009 yılında 6 bin ton, 2010 yılında 11 bin ton süttozu desteklenmiş olup, 2011 yılında DİR kapsamında ithalatı yapılan süttozunun tamamının ülke içinden karşılanması yani 18 bin tona yakın süttozunun desteklenmesi planlanmaktadır.
Tablo.1. Yıllar İtibariyle çiğ süt destekleme miktarları (Teşvikli Süt Tozu)
|
Desteklenen Miktar |
Destek Birim Fiyatı |
Dönemi |
2009 |
6 000 ton |
3000 TL/ton |
Mayıs-Haziran |
2010 |
5 000 ton |
3000 TL/ton |
Mayıs-Haziran |
6 000 ton |
3000 TL/ton |
Kasım-Aralık |
*2011 |
5 000 ton |
2450 TL/ton |
Şubat |
5 000 ton |
2250 TL/ton |
Mart |
* Kararlaştırılan miktar olup, yılsonu itibariyle toplamda 18 bin tona yakın süttozu eşdeğeri süt piyasadan çekilip, desteklenecektir. 2011 yılı için kararlaştırılan miktar olup tamamı kullanılmamıştır.
Bu destekleme sistemi gelişmiş ülkelerde uygulanan piyasaya müdahale sistemine benzetilse de aslında hiç alakası olmayıp, benzer tek tarafı sadece piyasaya müdahale ediliyor görünmesidir.. Bu destekleme, uygulamaya başlandığından bu yana belirli eleştirilerimizi de beraberinde getirmiştir. Öncelikle bunun detaylı bir şekilde değerlendirilmesinde fayda vardır. Bu eleştirilerimizi sıralayacak olursak:
1) Piyasadan süt, çiğ süt fiyatları düştükten sonra çekilmektedir. Fiyat düşüşleri arz fazlalığından kaynaklanıyorsa, fazla olan süt piyasadan çekildiğine göre yani fiyat düşüşüne neden olan sebep ortadan kaldırıldığına göre fiyatlar neden yükselmiyor? Ya da en azından düştüğü seviyeye çıkmıyor? Bu durumda da iki şey akla geliyor. Ya piyasayı rahatlatacak kadar çiğ süt çekilmiyor ya da fiyat düşüşünün arz fazlasıyla alakası yok.
2) 2011 yılında belirlenen süttozu desteği için çiğ sütte belirlenen referans fiyat ne anlama gelmektedir? Referans fiyattan maksat Piyasa fiyatlarının gelmesinin hedeflendiği fiyat ise, neden piyasadan çiğ süt çekilmesinin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen fiyatlar o seviyeye çıkmamıştır? Yok eğer piyasa fiyatlarının altına düşmemesinin hedeflendiği fiyat ise, geçen süreçte fiyatlar niçin birkaç ilde 64 kuruş, ülkenin geri kalanının bir kısmında 50 kuruş, bir kısmında 55 kuruş ve Kütahya’nın bir ilçesinde 34 kuruş seviyesindedir yani referans fiyatın altındadır?
3) “Referans fiyat uygulaması” ve “desteklemeye esas çiğ sütün üretici örgütlerinden alınması zorunluluğu” uygulaması neden 2009 ve 2010 yılı desteklemelerinde kullanılmamıştır? O zamandan bu zamana piyasada değişkenlik arz eden veya politika yapıcıları böyle bir yönelime sevk eden durum ne olmuştur?
4) Piyasadan çiğ sütün çekildiği dönemlerin farklılık arz etmesi de kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. Örneğin aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere 2010 yılı Kasım-Aralık ayında neden çiğ süt teşvikli süt tozu ile çekilmiştir? Eğer fazlalıktan bahsediliyorsa ( bu aylarda bir önceki yılın aynı ayına göre Kasımda %18, Aralık’ta %18,9 artış söz konusu) bir önceki aya göre süt üretiminin hem miktar hem de yüzde olarak daha fazla arttığı Temmuz (%25 artış), Mart (%22), Nisan (%21), Ağustos (%22), Eylül-Ekim (%19,5- %20) aylarında niçin piyasadan çiğ süt çekilmemiştir? Ayrıca neden 2011 yılında Şubat ve Mart ayında süt çekilmeye başlanmıştır. Bu dönemler neye göre belirlenmektedir? Bütün bu uygulamalar destekleme sisteminin suiistimal edildiği eleştirilerimizi doğrulamaktadır.
Tablo. 2-2009- 2010 yılları sanayicilerin topladığı çiğ süt miktarları (lt) ve artış oranları (%)
|
2009 (lt) |
2010(lt) |
Artış Miktarı (lt) |
ARTIŞ % |
Ocak |
389,607,506 |
445,699,870 |
56,092,364 |
14.40 |
Şubat |
377,054,076 |
443,086,126 |
66,032,050 |
17.51 |
Mart |
437,139,280 |
535,143,916 |
98,004,636 |
22.42 |
Nisan |
458,263,440 |
559,051,835 |
100,788,395 |
21.99 |
Mayıs |
497,887,503 |
606,207,777 |
108,320,274 |
21.76 |
Haziran |
454,358,390 |
562,185,701 |
107,827,311 |
23.73 |
Temmuz |
440,770,524 |
551,160,324 |
110,389,800 |
25.04 |
Ağustos |
418,743,233 |
511,618,423 |
92,875,190 |
22.18 |
Eylül |
396,905,252 |
474,435,095 |
77,529,843 |
19.53 |
Ekim |
398,841,946 |
478,513,936 |
79,671,990 |
19.98 |
Kasım |
381,833,450 |
450,911,348 |
69,077,898 |
18.09 |
Aralık |
411,589,956 |
489,395,577 |
77,805,621 |
18.90 |
Toplam |
5,062,994,556 |
6,107,409,928 |
1,044,415,372 |
20.63 |
5) Desteklemeye yönelik Bakanlar Kurulu Kararlarında, ilgili desteğe yönelik kaynağın Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nın cari yıl bütçesindeki hayvancılık destekleri için ayrılan kaynaktan sağlanacağı ve desteğin yılı içinde ödeneceği belirtilmektedir. Desteklemenin ödeme şartı ise aşağıdaki şemada da belirtildiği üzere Ödeme İcmali, Süttozu Satış Faturası, Gümrük Çıkış Beyannamesi ve DİR Kapama Belgesinin Bakanlığa teslim edilmiş olması ise, nasıl oluyor da Kasım-Aralık’ta yapılan bir işlem 2010 sonuna kadar yetişip, desteklemeye hak kazanabiliyor. Çünkü yoğun eleştirilerden (**) birisi de desteklenen süttozunun işlenerek ihracatının yapılmadığı (DİR kapamasının yapılmadığı), iç piyasada kullanıldığı, bu nedenle piyasada çiğ süt fiyatlarının düşürüldüğü yönündedir.
6) 2009-2010 yıllarında desteklemeye esas olan çiğ süt işaretlenememiştir. Yani üretici başta olmak üzere hiç kimse hangi çiğ sütün süttozu desteği kapsamında piyasadan çekildiğini bilememiştir. İlk defa bu yıl Bakanlık destekleme için piyasadan çekilecek çiğ sütte referans fiyat (2011 yılı Şubat –Mart için 73 kuruş/litre) belirlemesi yapmıştır, bu ise piyasa fiyatları ile destekleme kapsamında alınacak çiğ sütün fiyatının farklı olması nedeniyle sütün işaretlenmesini sağlamıştır. Diğer yandan 2011 yılında desteklemeye esas olacak çiğ süte üretici örgütleri kanalıyla alınmış olma zorunluluğunun getirilmiş olması da bu gelişmeye olumlu katkı sağlamıştır. Fakat bu durum piyasada bazı sıkıntılara neden olmuştur. Örneğin müteahhit tabir edilen aracıların aldığı sütün üretici örgütü kanalına sokulamadığı için desteklenme kapsamı dışında kalması nedeniyle süttozu işleyen sanayiciler tarafından alınmaması, bu sütün aracıların elinde kalmasına neden olmuş bu da aracıların (müteahhitlerin) olduğu bölgelerde çiğ süt fiyatlarının düşmesine neden olmuştur.
7) Bunun yanı sıra sistem birçok yönden eleştirilere açıktır. Örneğin sistem piyasada fazlalık çiğ sütü çekmek üzerine kurulmuşsa, neden bırakılan fazlalık çiğ süt çekilmemektedir. Yani sanayicinin fazla olduğu düşüncesiyle almadığı süt çekilmemektedir? Olması gereken (mevzuata göre) arz fazlası sütün, yani bırakılan sütün ulusal süt konseyine üretici örgütleri kanalıyla bildirilmesi, Konseyin o bölgede kendisine kota verilmiş süttozu üreticisine durumu bildirmesi, ilgili süttozu üreticisinin de bırakılan sütü çekerek süttozuna işlemesidir. Ama bu yapılmamakta, “şu kadar fazla süt oluşacak” tahmini üzerinden gidilerek başlangıçta dağıtılan kota çerçevesinde ‘’herkes kendisine dağıtılan süttozu kotası kadar çiğ sütü önceden piyasadan çeksin’’ denilmektedir. Piyasa süt tozu üreticilerinin ve bir bakıma aynı zamanda süt sanayicilerinin insaf ve merhametine bırakılmış olmaktadır. Bütün bunlara rağmen yani piyasadan süt çekilmesine rağmen yine de düşen fiyat tekrar yükseltilememektedir. (2010 Mart ayında, 2011 Şubat- Mart aylarında yaşanan fiyat düşüşleri buna örnek gösterilebilir). Bu uygulama artık fiyat düşüşlerini önlemek ve düşen fiyatları da eski seviyesine getirmek yerine “düşen fiyat daha da düşürülmesin” diye yapılıyor gibi bir izlenime ve algıya neden olmaktadır. Yaşanan gelişmeler de bu görüşü destekler niteliktedir.
Ne yapılabilir?
En kısa zamanda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir müdahale kurumu kurulur, arz-talep-stok-piyasa fiyatı gibi bütün verileri değerlendirip gerçek anlamda piyasayı takip eder, gerektiğinde piyasaya girerek müdahale eder, fiyatların hem üretici hem de tüketici noktasında aşırı dalgalanmasının önüne geçer.
Yani şimdiki uygulanan sistem gibi bir yanlışa düşülmez. Bugün uygulanan sistemde fiyatı düşüren sanayicilere gidiyorsunuz diyorsunuz ki, “piyasada şu kadar fazla süt oluşacak, sizler şu belirlenen dönemlerde belirlenen miktarda sütü çekeceksiniz, ben de size şu kadar para vereceğim” ve bunun adına da piyasaya müdahale diyorsunuz. Piyasaya müdahale bu şekilde olmaz. Bunun adının müdahale olması için, piyasaya ne zaman gireceğinizin, ne kadar süt çekeceğinizin ve çekilen sütün kaçtan alınıp, nerde nasıl değerlendirilip eritileceğinin müdahale eden kişiler dışında önceden bilinmemesi gerekmektedir. Ama ne yazık ki bu bilinmektedir. Daha farklı olarak anlatacak olursa: siz süttozu üreticilerine baştan aylık ne kadar sütün piyasadan çekileceğini söylüyorsunuz. Eğer süt sanayicisi bu miktarın piyasada gerçektende fiyatları yükseltecek bir miktar olduğunu bilirse piyasadan çiğ süt çekmeye yanaşır mı? Bir diğer durum; sizin çektiğiniz miktarın piyasada fiyatları etkilemediğini görüyorsunuz ve ek kota vererek belirlenen miktardan daha fazla süt çekmek istediğinizde, fiyatların yükseleceğini gören sanayici ek kota alarak daha fazla süt çekmeye yanaşır mı? Ne yazık ki uygulana sistem bu olduğu için, piyasaya müdahale etmenize rağmen fiyatlar yükselmemektedir. Çiğ Süt Fiyatlarının artmasından üretici fayda sağlıyor iken, süt sanayicisinin hammaddesi bu çiğ sütün fiyatının artmasıyla süt sanayicilerinin kazancı azalıyor ise, kazancı azalması pahasına hem süt ve süt ürünleri fabrikası olan ve aynı zamanda süt tozu fabrikası olan firmalardan çiğ sütte fiyat istikrarını sağlamalarını beklemek saflık veya ekonomik bilgi eksikliğidir. Saflık veya ekonomik bilgi eksikliği yoksa ‘’Bu bir suistimaldır’’
2009, 2010, 2011 süt tozu teşvik tedbirleri ile çiğ sütte fiyat istikrarı sağlanamadığı ortadadır. 2009 yılı tebliği yayınlanır yayınlanmaz bu mayanın tutmayacağını yazmıştık.
Gerçekçi müdahale nasıl yapmalı?
Biz önerilerimizi şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Öncelikle bir müdahale kurumu kurulmalıdır (Bu Toprak Mahsulleri Ofisi gibi bir örgüt olabileceği gibi, başka bir yapılanmaya da gidilebilir). Bir Müdahale Kurumu Kurulacak ise ‘’ Kuruluş Taslağı’’ sadece TSÜMB, TDSYMB, TZOMB ile değil taslağın tam metni kamuoyunda açık bir şekilde yayınlanmalıdır.
2-Bu Kuruma gerektiğinde piyasaya müdahale etmesi için yıllık olarak belli bir bütçe ayrılmalıdır.
3-Bu kurum belli görevlerini (piyasadan süt çekilmesi, depolanması, gerektiğinde piyasaya verilmesi vb.) “delege organ” sıfatıyla üretici örgütlerine devretmelidir,
4-Üretici örgütleri bu verilen görevi yapmak için öncelikle belli bölgelerde süttozu, peynir tereyağı işleme tesisi satın alabilmeli veya kurabilmelidir. (bunun için IPARD kaynakları kullanılabileceği gibi, Devlet destekleri bu doğrultuda kullanılabilmeli, devlet maddi destek verebilmelidir),
5-Bunun için tahmini olarak 18.000 ton süttozuna eşdeğer bir kapasite, ithal edilen süttozu dikkate alındığında yeterli olarak görülmekle birlikte, ileriye dönük olası müdahale miktarındaki artışlar dikkate alınarak daha fazla kapasiteli bir yatırım düşünülmelidir.
6-Müdahale aracı olarak süt tozunun yanı sıra ‘’ peynir ‘’ mutlaka olmalıdır.
7-Geçmişte Süt sanayicilerinin Rekabet Kanuna aykırı işlemleri sebebi ile yargılanıp para cezası aldıkları göz önünde bulundurularak Rekabet Kanunundaki sadece para cezası yerine para ve hapis cezası getirilmelidir.
8-Uygulanacak ise Okul Sütü projelerini Müdahale Kurumu Mutlaka Müdahale aracı olarak çiğ sütün fiyatının düştüğü bölgelerden çiğ süt piyasadan çekilerek kullanmalıdır.
9-İhracatta süt ve süt ürünlerine parasal teşvik tedbirleri düşünüyor ise bunu müdahale kurumu yapmalı ve ihracat projeleri olan firmalar hammaddeleri olan çiğ sütü çiğ süt fiyatının düşük olduğu bölgelerden temin etme zorunluluğu getirilmelidir.
10-Sonuçta Müdahale Kurumu belirlediği zamanda belirlenen miktarda sütün piyasadan çekilmesi için üretici örgütüne talimat vermeli, örgütte sanayicilerin fazlalık gerekçesi ile bıraktığı sütü piyasadan çekerek piyasayı rahatlatır, arzın az olduğu dönemlerde veya talep edilmesi durumunda da talimatla piyasaya sürülmesini sağlamalıdır.
11-Müdahale’nin mutlaka yasal dayanağı olmalıdır. Bu yasal dayanakta ‘’müdahale alan veya alanları ‘’, müdahaleye görevli firma ‘’ tanımları yapılmalıdır.
12-Rekabet Kanununa ek maddeler yapılarak rekabete aykırı iş ve işlemler ile müdahaleye sebebiyet veren firma veya firmaların müdahale masraflarının 2 katı parasal ceza hükümleri getirilmelidir.
13-Damızlık birliğine kayıtlı hayvan sahiplerinin çiğ süt satışlarında süt toplayıcıları veya süt sanayicileri arasında ahırda tutulan ve ahırda bulundurulan günlük süt alım-satım kartlarına işletme numarası yazılarak yasal hüviyet kazandırılmalıdır.
14- Ülkemizde 1-3 sayısına sahip işletme sayısının 800 bin (2007, TB açıklaması) olduğu dikkate alınarak 1 sayısına sahip süt ineği işletmelerinin de Damızlık Birliği Üyeliği kapsamına alınması elzemdir. Tarım Bakanlığına bağlı TEDGEM’in genel bütçe ve Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı kaynaklarıyla 2 süt ineği x 50 ahır veya yine Başbakanlık S.Y.V. kaynakları ile Kaymakamlıklarca, ahırsız sadece süt ineği (1 adet ) sahibi kılınanların damızlık birliğine üyelik kapsamında olmaması büyük eksikliktir.
(**) TDSYMB Teknik İşler Şube Müdürü Sayın Onur Şahin ve TDSYMB Genel Sekreteri Sayın Dr. Hüseyin Velioğlu tarafından kaleme alınan DSYMB internet sitesinde yayınlanan ve şu anda sitedeki yayından kaldırılan ‘’Süt Sektörü Raporu’’ nda ‘’teşvikle üretilen süt tozunun iç piyasada satıldığı ‘’ beyanları dehşet verici olup;
30 Nisan 2009 tarih ve 27215 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 2009/40 sayılı Uygulama Esasları Tebliği resmi gazetede yayınlanınca tebliğin teşvikli üretilen süt tozunun ihracatına yönelik maddelerinde açık kapılar olduğu eleştirilerimizi Çiğ Süt Üreticileri grubunda yapmış ve müstakbel 2010 tebliğinin maddelerindeki açık kapıların yer almaması gereken hususları tebliği hazırlayan TÜGEM Genel Müdürlüğü’ne elektronik posta ile göndermiştik. Bizim uyarılarımızı dikkate alan TüGEM Genel Müdürlüğü 2010 süt tozu teşvik tebliğinde üretilecek teşvikli süt tozunun ihracat şartında tebliğde istediğimiz değişiklikleri yaparak tüm açık kapılar kapatılmıştı.
Demek ki tebliğlerin, yazılı kuralların istenen amaca uygun olması yetmiyor. Uygulayıcıların, ödeme yapanların da ‘’ ihracat şartına ‘’ titizlik göstermesi gerekiyordu.
2009, 2010 ve 2011 tebliği itibari ile üretilen teşvikli süt tozu tebliğinin maddelerinde ihracat yapmadan ödeme yapılmasına tebliğ de izin veren bir madde olmadığı halde, hatta fiili ihracat yapmak kaydı ile ödeme yapılması şartı olduğu halde ‘’ ihracat yapılmadan ödeme yapılması bir suiistimaldir. 2009, 2010, 2011 tebliğlerinin ve teşvikli süt tozu ödeme tarihleri ile ihracat tarihlerinin karşılaştırılması ve ödeme tarihinden önce ihracat yapıp yapmadıklarının Gümrük Kontrolörlerince 2009, 2010, 2011 süt tozu destekleme ödeme evraklarının incelenmesi, ilgili gümrük kapılarınca da teyidi durumunda kamuoyunca bahsedilen suiistimal açığa çıkacaktır.
Süt tozu teşviğindeki ihracat yapmadan ödeme yapılması bir suiistimaldir. Süt Tozu teşviğinden yararlanmak için süt tozu fabrikalarının ‘’ Üretici Birlikleri ve/veya Koop ‘’lardan çiğ süt satın alması ‘’ şartından dolayı süt tozunun ihraç edilmemesi suistimalinin yanı sıra süt tozu fabrikalarının Koop’lardan elde ettiği faturaların sıhhati, bu faturaların dayandığı çiğ sütün ‘’hayali ‘’ olduğu konusunda yine kamuoyunda endişeler vardır. Bu endişelerin de giderilmesi için süt tozu teşviğinden yararlanmak için koop’lardan çiğ süt satın almış ‘’mış gibi ‘’ yapıp, koop’larında üreticiden çiğ süt satın almış gibi formaliteyi tamamlamak için fatura, müstahsil makbuzu düzenleyenler de açığa çıkarılmalıdır.
Tarım ve hayvancılık desteklerime kanunu; destekten yararlananların isimlerinin yayınlanmasını yasaklamaktadır. Bu yasaklama hayvan sahipleri ve çiftçiler için doğru bir yasaklama iken ‘’ Fiyat istikrarı için destekler’’ den yararlanan sanayiciler için ise doğru bir yasaklama değildir. Fiyat İstikrarı sağlama görevi-teşviği verilen firmaların bu görevleri sağlayabilip sağlayamadıkları kamuoyunun denetimine açık olmalıdır. Kaldı ki süt tozu firmalarına ödenen parasal teşvikler bir sosyal yardım amaçlı değil ‘’ kamu düzeni, çiğ sütte fiyat istikrarı ‘’ sağlanması içindir. Çiğ Sütte fiyat istikrarı sadece üreticileri değil Süt ve Süt ürünleri mamüllerinin tüketicilerini de ilgilendiren bir boyutu vardır. Bu bakımdan Fiyat İstikrarı sağlama maksadı ile sanayicilere verilen desteklerin yayınlanması serbesiyeti Destekleme Kanununda değişikliğe gidilerek düzeltilmelidir.
Çiğ Süt Üreticileri Grubu
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri