“Suçlu olduğu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur”. Hukukta bu duruma masumiyet karinesi denilir. AKP iktidarı döneminde her hukuk kuralı gibi masumiyet karinesi de değişti. Şimdi hukukumuzda “suçlu karinesi” var. Bu duruma göre de aksi ispat edilene kadar herkes suçludur. Özellikle bir konuda yargılanıyor olması onun kesinlikle suçlu olduğunun en açık göstergesidir.
Başbakan’ın 30.03.2011 tarihli bir konuşmasında “Ben yargının işine karışmam, yargı da benim işime karışmasın” diyerek ne kadar derin hukuk bilgisi sahibi olduğunu göstermişti. Anayasamızın “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” dediği 125. maddesi bir türlü başbakanımızın aklına sığmıyor. Sanırım bunun nedeni dillerden düşmeyen meşhur “ileri demokrasi” denilen garabet.
Seçim dönemine girildiği günlerde başbakan iyice kantarın topuzunu kaçırdı. Ne hak tanıyor ne hukuk. 19.04.2011 Tarihinde Ankara’da milletvekili adayları tanıtım programında yaptığı konuşmayı dinleyip de hukukun ne duruma getirildiğini görmemek için başbakanın deyimiyle zalimlerden olmak gerek.
Konuşmasına, MHP’nin balyoz davası sanıklarından emekli korgeneral Engin Alan’ın; CHP’nin Ergenekon sanıklarından Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın, Erzincan eski Cumhuriyet başsavcısı İlhan Cihaner’in, Gazeteci Mustafa Balbay’ın milletvekili adayı gösterilmesini dayanak etmiş ve kendince eleştirilerde bulunmuştu.
Diyor ki; “Ergenekon’un üye kayıt ofisini bulamayanlar, şimdi kendi parti çatıları altında, Ergenekon’un irtibat ofisini açmaya karar verdiler”. “Buradan, MHP’ye, CHP’ye soruyorum; siz milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, Silivri’nin iradesini mi? Siz, milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, yoksa çetelerin, mafyanın, cuntanın iradesini mi? Siz gücünüzü milletten mi alıyorsunuz, yoksa çetelerden, mafyadan, karanlık örgütlerden mi?”
Yani başbakan’a göre Silivri’de tutuklu bulunanlar zaten mahkûm olacak. Başbakan, 12.01.2009 tarihinde Ergenekon davasını kast ederek ben bu davanın savcısıyım demişti. Aslında yanlış söylemiş. Başbakan aslında o davanın yargıcıymış.
E hani yargılama aşamasında olan bir dava için fikir beyan edilemezdi? Davanın gidişatını değiştirebilecek beyanatlar veremezlerdi? Başbakan, gizli tanık, gizli delil derken davayı kafasında sonuçlandırmış ve herkesi de mahkûm etmiş.
Unutmamak gerek hukuk herkese lazım olacak bir gün, siz hukuk’un ırzına geçmeye çalışsanız bile…
