Her şeyi kendi çapı kadar var zannetmek. Her ağırlığı kendi ağırlığıyla karşılaştırmak. Her mesafeyi gözünün görebildiği kadar var zannetmek. Çevresindekileri kulak duyumu kadar olduğunu zannetmek. Alemi düşünebildiklerinden var saymak. Gafletin tarifi işte tam budur. Dünyanın merkezi olduğunu ve her şeyin onun etrafında pervaneler gibi döndüğü gafletine ya da kibrine kapılmak.
Bunlar bir işe kalkıştıklarında ZARARI FAYDASINDAN çok olur. Bir sorun çözmeye kalkışsalar BİR SORUN ÇÖZEBİDİKLERİNDE dahi ON PROBLEM oluştururlar. Evrensellik,barış,demokrasi dillerinden düşmez. Ama ne hazindir ki, kendi ailelerinde yaşatamadıkları demokratlığı halka pazarlarlar. Çocukluklarında anne,baba ve büyüklerinden görmedikleri sosyal demokratlığı halka vaad ederler. Hele evrensellik kavramı ağızlarına hiç yakışmaz. Dünya ile ay arasındaki mesafeyi hayal edemeyenler, güneş sistemini hayal bile edemeyenler, Samanyolu galaksisini bile ömürleri boyunca üç kez düşünmeyenler EVRENSELLİKTEN bahsediyorlar, evrensel kavramlardan konuşuyorlar.
Okulunda tost ayran kantin kuyruklarında sıraya girme becerisini gösteremeyenler, ramazanda erzak kuyruklarında birbirlerini ezenler, düğünlerde magandalıklarıyla düğünü kana bulayanlar, oturduğu evin doğusunu batısını bilmeyenlar, üst kat komşusunu bilmeyenler EVRENSELLİKTEN ne bilebiliyorlar çözemedim gitti.
İşte toplumumuz da DEMOKRASİ o yüzden ANKA KUŞUNA döndü. Var olmayan sadece adı bilinen bir şey. Gerisi dedikodudan ibaret.Hayatı gördüklerinden duyduklarından ibaret zannedenlerin DEMOKRASİYİ yaşayabileceklerine ve yaşatabileceklerine inanmıyorum. Demokrasi gerektiğinde özür dilemesini bilenlerin, sosyal paylaşımlarda son lokmayı karşısındakine ikram edebilen ve asla son lokmaya saldırmayanların, kişinin ekmeğiyle aşıyla asla oynamayanların hatta gerektiğinde karşıt partili biri dahi olsa işe alırken asla siyasi düşünmeyenlerin yaşama bçimi olarak düşündüm ben.
Her iktidar değiştiğinde kıyılan insanlar, tayin olanlar, ailecek çoluk çocuk hayatı mahvolan insanlar zorla siyasi makamlara yalaka hale getirilmiyor mu ? Her belediye seçimlerinde parklara bahçıvan yapılan müdürler veya her genel seçimde en olmadık yerlere sürülen zavallı muhalif çalışanlar. Siyasetçiler kendi zanlarında kendilerini cennetlik düşünebilir fakat sistemi tedavi ettikleri ile hasta ettiklerini şöyle vicdanlarında bir karşılaştırsınlar. Tedavi ettikleri çoksa mesele yok. Ama hasta ettikleri çok çıkarsa ne olacak ?