Önceki gün basında çıkan üç çocukla ilgili haberler, duyarlı olmamız için bize bir uyarıydı. Üç çocuğa tecavüz edilip öldürülmesi haberini okuduktan, sonra ne yapılması gerektiğini düşünmek gerekir.
Suçlulara verilen cezalar yeterli midir? Suçun cezası o çocukların çektiği acı karşısında ne kadar orantılıdır? Tecavuz edilen ve hayatı sonlandırılan çocukların çoğalmaması için tedbir alan kurumsal çalışmalar var mı?
Tecavüzü yaşayan çocukların psikolojik tedavilerinin yeterli olmadığı, Mardin’de 26 kişi tarafından tecavuz edilen kız çocuğunun başına gelenlerden sonra anlaşılmıştı. Küçük büyük ayrımı yapılmadan, tecavuze uğrayan insanların mağduriyetlerini giderici çalışmaları yapan kurum var mı?
UZMAN KURUM OLUŞTURULMALI
Valiliğin ya da devlet kademesinde herhangi birinin, mağdurlara sahip çıkmasını beklemek yerine, bu konuda uzmanlaşmış kurumun oluşturulması gereklidir. Diğer yandan bu kurum, suçluların cezasını çektikten sonra salıverilmesi halinde, onları takip edecek ve tedavi sürecinden geçirecektir.
Kayseride 18 ay boyunca bulunamayan çocukların, bulunması için Cumhurbaşkanlığınca özel talimat verildiği bilinmektedir. Bu tür olaylarda, böyle bir talimat alınmadan özel çalışma yapabilecek bir kurumun varlığı artık şarttır. Son olayda, çocukların oturduğu bölgede özel çalışma yapılarak 400 kadar potansiyel suçlular tesbit edilmişti. Ekip çalışmaları bunlar üzerinde yoğunlaştırılmıştı. Böyle bir çalışma yapmak için bu tür olayların olmasını beklemeye gerek yoktur. Geçmişte bu tür eylemlerde bulunan, hapis cezasından sonra affedilen ya da şartlı salıverilen insanların takibini yapacak olan bu kurum, suçlu potansiyelini belirleyecek ve bunları önleyecek çalışmaları ortaya çıkaracağı için tedbirler alabilecektir.
CEZALAR AĞIRLAŞTIRILMALI VE İNSANLAR TEPKİ VERMELİ
Şubat ayında meclise sevkedilen yasa tasarısında, tecavüz suçlularının ilaçla testosteron tedavisi göreceği maddeleri bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca hapis cezaları da arttırılıyor. Kamuoyu bu önlemlerin dahi hastalıklı kişiler olan bu suçluları caydıracağını düşünmüyor. Diğer yandan bazı kesimler hadım diye tabir edilen bu tedavi sürecini doğru bulmuyor. Oysa insan haklarına saygılı olduğunu iddia eden bir çok ülke, bu tedaviye çok uzun süre önce başlamıştır. Fakat uygulamalarda eksiklikler bulunuyor. Ülkelerin çoğunda, suçlunun bu tedaviyi kabul etmesi şartı bulunuyor. Türkiye’deki yasa tasarısında ise ikinci suçlarında bu tedavinin uygulanacağı maddesi mevcut. Yani potansiyel suçlunun bir kez daha bu suçu işlemesi beklenecek. Bu ise olması gerekenden çok uzak bir uygulamadır.
YASA TASARISINDA ÖNGÖRÜLEN UYGULAMALAR YETERSİZ
Tecavüz suçlularına uygulanması hedeflenen cezaların caydırıcılıktan çok uzak olduğu anlaşılıyor. Kanun koyucu suçla ceza arasındaki orantıyı iyi yapmalıdır. Aksi halde ilkel toplumlarda görüldüğü gibi mağdur tarafın yakınlarında, suçluya kendi elleriyle ceza verme içgüdüleri belirecektir.
Tecavüz ederek öldüren suçluların aflardan yararlanarak dışarı çıktıklarında, mağdur ailelerle karşılaştığı anda neler olacağı tahmin edilmez. Diğer yandan bu suçlular tekrar insanlar arasında bulunacak ve suç işleme potansiyeli olduğu halde yeterli tedbirlerin alınmaması, vahşeti tekrar yaşatacaktır. Bu nedenle bir an önce kurum oluşturularak kurumsal çalışmalar yapılmalıdır.
YASA SEÇİMDEN ÖNCE ÇIKARILMALI
Seçim sürecine giren meclisin bu yasa tasarısısını çıkarması zor gibi görünüyor. Bu durumda yeni meclis bu tasarıdaki uygulamaları tekrar ele almalı ve tedbirler daha titizlikle belirlenmelidir. Duyarlı olmak için illa ki ateşin düştüğü yeri yakması şart değil. Bunun için gerek bireysel olarak bizler, gerekse sivil toplum kuruluşları bir an önce harekete geçmeli ve seçim proğramına bu tedbirler aldırmalıdır. İnsanlık vazifesi de bunu gerektirir.
PARTİLER SEÇİM PROĞAMINA ALMALI
1) Çocuklara, kadınlara karşı yapılan şiddeti ve tecavüzü önleyici çalışmalar yapan, onlara psikolojik destek sağlayan, zor durumda kalanların yaşamlarını devam ettirici mekanlar sunan, onları topluma kazandıran bir kurum oluşturulmalı. (Bu işlevi yapan bazı sosyal yardım kuruluşlarının çalışmaları yeterli olmayıp, bağımsız ve sadece bu işleri görev adledilen uzmanlaşmış kurum oluşturulması)
2) Oluşturulacak olan kurum gerek suçlu potansiyeli olanlara yönelik, gerekse hapisten çıkmış eski hükümlüleri tedavi ettirici çalışmalar yapmalı. Bununla ilgili yasa tasarısı çalışmaları yapılmalı. Böylelikle olması muhtemel olayları önleyebilme çalışmaları mümkün olacaktır.
http://firatayhan.com/index.php?option=com_content&view=article&id=489%3Aa&catid=69%3Adusunduren&Itemid=118