05.11.2011 tarihli Bugün Gazetesi “Ucuz kaşarda hile üstüne hile” başlıklı haberde kaşara “nennet kazein” katıldığı haberini yapmış.
Biz buna yasadışı ya da hile değil, yasal düzenlemeden güç alan bir tercih diyoruz ve ekliyoruz “tüketicinin belini büken, onu kanser, enfeksiyon hastalıkları konusunda dirençsiz yapan işte bu tüketicinin hayrına olmayan yasal düzenlemelerdir.”
Gazete’nin haberine göre “Adını vermeyen Sektörün önemli bir temsilcisine göre; piyasadaki süt ürünlerinde etkin markaların yüzde 50’si bunu yapıyor.”
“Sektörün önemli temsilcisinin adını vermemesinin” sebebi: Ambalajlı Süt ve Süt ürünleri sektörünün temsilcisidir. “Ucuz Kaşarda Hile üstüne Hile” yapan da sektörün ta kendisidir. Bugün, bu haber karşısında çözüm de sunamazlar, zira Ulusal Gıda Kodeks Yönetmeliği’nin süt ve süt ürünlerine suni protein yani “nennet kazein” katılmasını öngören düzenlemenin 2009 yılında Komisyon’dan çıkmasına bizzat destek verdiler.
Tüketicilerin önüne konulan süt ve süt ürünlerinde hileyi “yasal“laştıran, “makul”leştiren düzenlemeler sanayiinin, yani ambalajlı süt sanayicilerinin, yani endüstriyelleşen gıda sektörünün lobi gücüyle yayınlanabilmektedir.
Tüketicinin lobisi yok.
Dolayısıyla biz, bari, tüketicilerimizin bilgisine bazı gerçekleri sunalım:
İneklerin verdiği çiğ sütteki protein % 2,5 ile 3 arasında değişmektedir.
Hiçbir ineğin sütündeki protein oranı % 4’e çıkarılamaz! İneklerin çiğ sütündeki protein oranının % 4’e çıkarılması için ineklerin sadece ve sadece protein içeren yiyecekler ile beslenmesi gerekir. Böyle bir beslenme şekli de inekler için düşünülemez. Çünkü süt ineğine fazla protein verildiği zaman ineğin hem süt verimi düşer hem de tek yönlü beslenmeden dolayı inek, sağlığını kaybeder.
Ne Dünya’da ne de ülkemiz ineklerinin çiğ sütlerinde % 4 protein elde edilemezken, Tarım Bakanlığı’na bağlı Ulusal Gıda Kodeks Komisyon üyeleri geçen yıl süt ve süt ürünlerinde protein oranını % 4 şartını içeren bir yönetmelik yayınladı. Bu yönetmelik yayınlanınca Milliyet Gazetesi’nden Güngör Uras, Mart 2009’da, “Bakanlık cevap ver, Yoğurdun standardı niye değişti?”, “Çocuklarımızı tehlikeye atmayın!” mesajı ile “Silivrim Kaymak – Türkiye’nin Yoğurtları” başlığı ile yazılar yazdı. Halbuki 2009 yılında sadece yoğurdun değil kaşar dahil tüm ambalajlı süt ve süt ürünlerinde protein oranı % 4 oranına çıkartılmıştı. Yani “yasal hile” nin önü ambalajlı süt sanayicileri tarafından desteklenen Ulusal Gıda Kodeks Komisyon üyeleri’nce açıldı.
İşin aslı, astarı budur!
O gün bugündür süt ineğinin verdiği çiğ sütteki % 1-,1,5 protein eksikliği (!) suni protein, kazein ve süt proteini konsantrasyonu ile tamamlanmaya başlandı. Bu % 1-1,5 eksik protein ithalat yolu ile karşılanmaktadır. Ülkemizde nannet protein veya süt proteini konsantrasyonu üreten bir fabrika yoktur!
Dış ülkelerde hangi canlı hayvanın sütünden nannet kazein ve süt proteini elde edildiğini de ülkemiz tüketicileri bilmiyor.
Kutu süte, yoğurda, kaşar peynirine katılan nannet kazein’in, süt proteinin hangi hayvanın sütünden elde edildiğini bu ülkenin tüketicilerinin bilmeye hakkı var!
Çiğ Süt tüketmeye, çiğ sütten yoğurdunuzu yapmaya, hatta peynirinizi de çiğ sütten yapmaya devam ediniz.
Çiğ Süte ulaşamayanlar, siz de ambalajlı süt ve süt ürünlerinde süt tozu kullanımının ambalaj üzerinde yazılması için http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/ linkindeki dilekçe örneğini Tarım Bakanlığı’na gönderiniz.
http://groups.google.com/group/cigsutureticileri
Sutteki protein ortalama 3.4’tur. 2.5 asla olamaz