Günümüz modern toplumunda bireyler tek başlarına bir rol oynayamazlar, bu sebeple ortak amaçlarla bir araya gelerek örgütlü bir yapıyı oluştururlar, bu yapılar genellikle; siyasi partiler, dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları, odalardır. Siyasi partiler, siyasetin asli unsuru olarak halkın desteği ile ve seçimle gelen organizasyonlardır.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu seçime altı ay kala kurultaya blok liste ile girmiştir ki, kendisine, çalışmaktan kolaylık duyduğu bir yapı kurabilsin ve 2011 genel seçimlerine bu kişi ve kişilerle giderek zorlu bir seçim sürecini atlatabilsin.
Siyasi partiler seçimle meydana gelen organizasyonlar olduğuna göre seçilme hakkını da herkese tanımalıdır. Bu sebeple bu olağanüstü kurultaya Genel Başkan blok liste ile gitse bile, bundan sonraki olağan kurultaylar öyle gözüküyor ki çarşaf liste ile olacaktır. Hatta İzmir’e geldiğinde yaptığı temaslar sırasında açıklama yapan Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin de önseçim ile seçileceğini ifade etmiştir. Böylece CHP örgütünü hareketlendirmiştir.
Partiler toplumun farklı kesimlerinden gelen talepleri alıp, ülkeyi nasıl yöneteceklerini ve bu talepleri anlatacakları programları hazırlayıp, bunu halka sunarlar. Kişiler tek başına siyasal sisteme katılmakta isteksizdirler. Siyasal partiler de kişileri üye olmaya ve etkin olmaya kanalize ederler. Parti çatısına gelen üyeler önseçim mekanizmasını işleten bir sistemde, seçim ile var olduklarını gördükçe çoğalacak ve kendini bulacaktır.
Siyasi partilerin ülke siyasetinde meşru iktidar olabilmeleri seçimlerle olabilmektedir. Seçimler de demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından bir tanesidir. Ülke kaderinde söz sahibi olmak ve geleceğe yön vermek mecliste mutlak yasa yapıcı ehliyeti kazanmak ile oluşur. Seçim yöntemleri konuşulurken de partiler de genel anlamda nasıl daha demokratik olur, bunların yansımasını göreceğiz, gelecekteki CHP oluşumu bu amaç ve hedeflerle çok önemlidir.
Parti tarafından geliştirilecek politikalar delegeler tarafından siyasi kadrolara verilen yetkinin iyi işletilmesi sonucunun toplumda ve partinin tabanında sahiplenişe ve partide, tabandan bir yükselişe sebep olacaktır. Ama şunu da unutmamak gerekiyor ki J.J.Rousseau’nun dediği gibi, Demokrasilerde hiçbir şey çıkar gruplarının etkisinden daha tehlikeli değildir. Belli bir grubun, kişi veya kişilerin iki dudağı arasında oluşturulacak bir yapı, partide huzursuzluk ve tedirginliğe yol açar.