Yazımızın başlığını '' Ebru Gündeş' de Sektörümüze Soyunmuştu'' koymamızının sebebi magazinsel olmayıp gerçekten de 2008 yılında Ses Sanatçımız Ebru Gündeş' in de hayvancılık sektörüne girmiş olmasıdır.
Geçtiğimiz yıllarda bu haberi gazetelerin magazin değil ekonomi sayfalarında okumuştuk. Biz de konuyu magazin boyutunda değil hayvancılığımızın batırılmasında kim suçlu sorusunu sorgulayacağız.
'' İthalat ile Üreticiyi Terbiye Etme Politikası'' da sürdürülmektedir. Ama hangi üreticiyi? Besici Ebru Gündeş' i mi, spekülatörleri mi, biz çiğ süt üreticilerini mi? Kim, ne şekilde terbiye ediliyor? Et, canlı hayvan fiyatlarını kim yükseltti? Suçlu kim? Konularını ele alacağız:
Ülkede pirinç üretenin elinde ki pirinci tüccar ucuza kapatıp stoklayınca pirinçte ithalat kapılarını açıp pirinç speküatörlerini terbiye edebilirsiniz.
Ülkede üretilen her mal için aynı taktik geçerli olmaz. Konu hele de hayvancılık ise ve hayvancılıkta spekülatörler bulunsa bile ithalat ile spekülatörlerin canına okunmak maksadı ile canlı hayvan, et ithalat kapıları sonuna kadar açılır ise yaşın yanında kuru da yanar! Peki et fiyatlarını spekülatörler mi yükseltti? Hayır.
2010 Nisan ayında canlı hayvan spekülasyonu gerekçe gösterilerek canlı hayvan ithalat kapısı açıldı. İthalat kapısının açıldığı 2010 Nisan ayından beri yanan spekülatörler değil üretici oldu.
Büyükbaş hayvancılığımızda üç tip üretici var.
1-Çiğ Süt- Damızlık Sığır Üreticileri
Düveleri, süt ineklerini veteriner hekimle birlikte spermalarlar. Spermalar tutmaz ise kısırlık problemi ile boğuşur dururlar. Hamilelik süresini doldurmuş ineklerin doğum vakti geldiğinde veteriner hekimle birlikte buzağıyı anasının karnından çekip çıkarırlar. Doğan buzağıyı çiğ süt ile beslerler. Ülkeye 2008 yılında binlerce ton sokulan buzağı maması ile beslemezler. Buzağı maması buzağıları enfeksiyon hastalıklarına karşı dayanıksız yapar. Çiğ Süt ise buzağılar için gerçek besin maddesidir, anne sütüdür. Çiğ süt üreticisi dişi buzağılarını damızlık yapmak hayali ile besler. Erkek buzağıları ise 24 ay olan ekonomik besi ağırlığına ulaşıncaya kadar besleyip bir derdine melhem olsun, biriken yem borcunu sıfırlamak için beslemeyi hayal eder.
2-Küçük Besiciler
Bunlar 50 veya en fazla 1000 baş hayvanı satın alıp besleyecek finansal kapasiteye sahip işletme sahipleridir. Çiğ Süt- Damızlık Üreticilerinin çiğ süt fiyatlarının değil kendilerini hayvanlarını bile besleyemeyecekleri durumlarda satmak zorunda bırakıldıkları 1 yaş veya 1 yaşını geçmiş erkek danaları satın alıp ekonomik besi ağırlık ve yaşına kadar besleyenlerdir. Bu işletme sahiplerinden bazıları hayvanlarını kesif yem yedirirler bazan da yaşadıkları yerin coğrafi özelliklerine göre kırsal da yayla veya bayırda otlatarak beslerler.
Et ithalatı 2010 Nisan ayında açıldığında ilk feryad eden kesim bu işletme sahipleriydi ve basınımızda '' Konya' lı besiciler'' olarak Tarım Bakanlığı önünde yaptıkları nümayişte '' Tüketici Türk Vatandaşı, Üretici Kimin Vatandaşı'' sloganını, feryadını kulaklarımızla televizyonlarda işittik.
Küçük besiciler olarak nitelendirdiğimiz işletmler yıllardır varlığını korumaktadır.
3-Büyük Besiciler
Bunların sayısının ülkemizde 11 (onbir ) dir.
Bu işletmeler son beş yılda türemiş olmalarına rağmen işletme büyüklüklerini 2008 yılında büyüttüler.
Niçin 2008 yılı? Çiğ Süt fiyatlarının süt sanayicilerince dibe vurdurulduğu yıldır. Yeni doğmuş buzağılarını çiğ süt üreticilerinin besleyemediği, bir aylık buzağıyı 300 TL' den satmak zorunda bırakıldıkları yıl 2008 yılıdır.
Hayvan celeplerine bu onbir firma 300 TL' den çiğ süt üreticilerinin buzağılarını toplattılar, kendilerine 450 TL' ye mal ettiler.
Bir büyük baş erkek buzağının kaç ayda ekonomik canlı ağırlığına geleceğinin hesabını yapabilen Tarım Ekonomistleri parmaklarıyla hesap etisinler; 2008 yılı yaz aylarından itibaren toplanan buzağılar ne zaman kesime gelir 2010 ekim kasım aylarında!
Küçük besiciler Nisan 2010' da Tarım Bakanlığı önünde feryad ettiler. Canları o zaman yanmıştı, ya büyük besiciler?2010 Ekim- Kasım ayında ise 300-450 TL' den buzağı satın alamayanların sokak nümayişlerini göremedik ama '' Gazate İlanları'' ile canlarının yandığını gördük.
'' Yandık, tutuştuk'' diye ilan verenler bir de iktidara akıl veriyor: '' Buzağı ithal edilmeli! ''
Kim bu ilan veren veya ilan verenler? Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker' in 2010 Nisan ayında '' canlı hayvan spekülasyonu'' ile suçladığı firma veya firmalar!
Buzağı para etmez ise niçin çiğ süt üreticisi o buzağıyı beslesin sorusu bunların umurunda değildir. Bunlar erkek buzağıyı yok fiyatına alıp büyük kazanç sağladılar. Bunlar buzağıyı işletmelerine koyduklarında 24 ay kıpırdatmadan önce buzağı maması ile beslediler sonra da ithal mısır ağırlıklı yemlerler ile beslediler.
Ses Sanatçcısı Ebru hanım sanırım küçük besici grubundan olmalı. Büyük besiciler grubundan olsa idi onun paralı ilan vermesine gerek kalmaz, bir magazin proğramında üç beş laf etmesi yeterdi.
Burada önemli olan bir konu da bu firmaların yaptıkları spekülatörlükle canlı hayvan fiyatlarını yükseltip yükseltmediklerini şimdi inceleyelim:
1- 2008 yılında Buzağı Fiyatlarını bahse konu Büyük Besi İşletmecileri yani spekülatörlükle suçlanan firmalar değil Süt Sanayicileri düşürdü.( Çiğ süt fiyatlarını düşürünce buzağıları çiğ süt üreticileri besleyemez hale geldiler!)
2- Bu spekülatörlükle suçlanan firmalar fırsatı ganimet bilip süt sanayicilerince fiyatı düşürülen buzağıları topladılar.
3- Bu spekülatörlükle suçlanan firmaların ellerindeki erkek danalar 2010 Nisan ayında ekonomik besi ağırlığına ve olması gereken yaşa henüz ulaşmamışlardı.
4- Bu spekülatörlükle suçlanan firmaların ellerindeki toplam erkek dana sayısı 200 bin civarında idi.
5- Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker' in Nisan 2010 tarihinde spekülasyondan bahsettiği günlerde yine Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker' in kendi beyanatına göre ülkedeki ekonomik ömrünü doldurmuş erkek dana sayısı 2 milyon 200 bin idi.
6- Spekülatörlükle suçlanan firmaların ellerindeki erkek dana sayısının Ülkedeki toplam erkek dana sayısına oranı hemen hemen % 10 dur
Yukarıdaki tesbitlerimizden sonra şunları da biz iddia ediyoruz:
Aralarında erkek dana kesimini satış veya satışı durdurma anlaşmaları bu ''spekülatör'' firmalarca yapılmış olsa bile ellerindeki mal miktarlarının piyasayı kontrol edecek, yükseltecek düzeyde olmadıklarıdır. Piyasayı kontrol edebilmeleri için ülkedeki toplam erkek dana sayısının en az % 20' sini ellerinde bulundurmaları gerekir.
Kaldıki, Tarım ve hayvancılığımızı yöneten Tarım Ekonomistlerine göre ekonomik besiye gelmiş hayvan uzun süre beslenemez, stokta tutulamaz. Yeni doğmuş erkek buzağı için bu süre 22-24 aydır.
Nitekim spekülatörlükle suçlanan firma veya firmalar ekonomik besleme canlı ağırlığına ulaşan erkek danalarını kesime gönderip stokları sıfırlanınca '' Gazete ilanı'' feryadını çıkarmaya başladılar.
Peki bu firmalar spekülasyon yaptılar mı sorusuna bizim cevabımız '' hayır '' dır. Ellerindeki büyük para ile 300 TL' den topladıkları buzağılar ile süper para kazandılar.
Ellerindeki ucuza mal ettikleri stok bitince ''Türkiye' de yeni doğmuş buzağı 1200 TL Avrupa' da 300 TL, buzağı ithalatı da açılmalı '' gibi abuk sabuk, kendilerini kurtaracak, çiğ süt damızlık- buzağı üreticilerini batıracak önermelerde bulunmaktadırlar.
Hayvancılık sektöründe gerçek üretici buzağıyı anasının karnından çıkaran çiğ süt üreticileridir.
Küçük besici de büyük besici de gerçek üretici değildir.
Gerçek üretici biziz.
Bizim önermelerimiz ülke hayvancılığını, ülke insanını kalkındırır.
Büyük besicinin sayısı 11 dir.
Küçük besicinin sayısı üç- beş bindir.
Bu ülkede çiğ süt üreticisinin sayısı 800 bin civarındadır.
Bu ülke nüfusunun % 28' olan kırsal kesimin büyük kısmının geçim kaynağı, gerçek gıdası çiğ süttür, hayvancılığımızdır.
Ülke hayvancılığımızı kurtarmanın yolu et, canlı hayvan ithalatını durdurmaktır. Çiğ Süt satın alım düzenini sanayicilerin insaf ve merhametinden çıkarıp adil bir düzene oturtmaktır.
Çiğ Süt satın alım fiyatları 1 TL olmalıdır.
Çiğ Süt fiyatları 1 TL kazançlı rakamına ulaştırıldığı takdirde ülkede ne büyük besici ne küçük besici kalır! Sadece çiğ süt üreticileri-damızlık sığır üreticileri kalır. Kendi doğurttuğu buzağısını adil çiğ süt fiyatı ile besleyecek duruma gelir. Çiğ süt-damızlık sığır üreticisilerinin üretecekleri buzağılar 11 adet büyük besicinin kucağına düşmez.
Velev ki et ve canlı hayvan ithalatı et ve canlı hayvan fiyatlarını düşürdü. Ancak ilelebet ithalat yapılırsa fiyat düşüklüğü korunabilir.
Kalıcı çözüm buzağı üretmektir. Kalıcı çözüm canlı hayvan üretmektir. Çiğ Süt üreticisininin kendi buzağısını besleyebilir hale getirmektir. Bunlar parasal desteklemlerle değil adil çiğ süt piyasa düzeninin oluşturulması ile sağlanabilir.
Mevcut politikalar sürdürüldüğü takdirde 2008 yılı çiğ süt krizine benzer kriz kapımıza dayandığında gördüğümüz hayvancılık filmlerini tekrar görmüş olacağız.
Hayvancılığımızın kaderi canlı hayvan büyük, küçük besicilerinde veya Ses Sanatçısı Ebru Gündeş' de değil Süt Sanayicilerinin insafsızlığındadır. Süt sanayicileri '' tekel'' alıcı konumundadırlar.
Süt sanayicilerinin Çiğ sütten , süt tozundan yüksek kazanç elde etme iradesi, hayvancılığımızın kalkınma iradesinin önündedir.
Tarım Bakanlığı'mızda '' Çiğ Süt Gerçek Piyasa Satın Alım Düzeni '' ni oluşturacak irade yoktur.
Çiğ süt krizi 2008 yılında yaşandığından beri Tarım Bakanlığı'mız da çiğ süt üreticilerinin değil süt sanayicilerinin çözüm önerilerini uygulamaya sokan irade vardır.
'' Çiğ Süt Serbest pisaya düzeni'' veya '' çiğ Sütte fiyat istikrar düzeni'' mevcut süt konseyi veya yeni kurulacak kurullarla değil tüketim ürünlerini üreten tesisleri çiğ süt üreticilerinin eline gerçek olarak vermekle sağlanabilinir. Göstermelik parasal destekli süt tozu üretim politikalarını düzenleyen tebliğler ile değil. Hayvancılık, çiğ süt destekleri ile de değil!
Et, canlı hayvan fiyatlarını yükselmesine sebeb olanlar, '' spekülatörlükle'' suçlanan fırsatçılar, büyük, küçük besiciler değil, Süt ve Süt ürünleri sanayicileridir.
Çiğ Süt satın alım düzeni süt sanayicilerinin insaf ve merhametinden kurtarılmadıkça hayvancılığımız kurtulmayacak, et ve canlı hayvan ithalatına devam olunacaktır.
'' Meralarımız gitti, kaba yem açığımız var '' ağıtları meralarımızı geri getirmez, kaba yem açığımızı kapatmaz. Çiğ Süt üretimi kazançlı hale getirilir ise çiğ süt üreticisi kendi merasını kendi yaratır, kendi kaba yem açığını kendi kapatır.
Sonuçlar ile değil sebebler ile uğraşmak çözüm sağlar.
Spekülatör denilenlerin elinde ucuz buzağılı hayvan stoku da kalmadi ki gazetelere ilan veriyorlar.
Ey Tarım Bakanlığımız; '' Spekülatörler'' dize geldiği halde niçin et ve canlı hayvan ithalatı durmuyor.
Cevap, hayvan sayımızın az olması ise hayvan sayımızı azaltan kim ise niçin onun üzerine gidilmiyor. O diye bahsettiğimiz süt ve süt ürünleri sanayicileridir!
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri
yeni zelandada 11bin çiğ süt üreticisinin ortaklaşa kooperatifleşip kurduğu fonterra gibi tükiyedeki 800 bin çiğ süt üreticisi de böyle bir yapı kurmalıdır.
http://fonterra.com/
bu yapıyı incelemenizi öneririm.
Çapar Bey,
Açıklamalarınıza tamamen katılıyorum.Umarım Tarım Bakanlığı ve Köyişleri Bakanlığı (Küresel Sermaye Gruplarının etkisinden kurtulabilirsa)en kısa za manda yaptığı yanlışının farkına varıp doğru karar lar alır,gerçek üreticinin güçlenmesi ve gerçek anlamda üretim artışının sağlanması için gerekli tedbirleri alır.
Adnan SERPEN
Veteriner Hekim
İZMİR