Dedikodu çamuruna batanlar ve yalakalık yapanlar ve İYGAD’dan beslenenler…
Yukarıdaki satırları kim mi yazmış? 40 gün öncesine kadar yol arkadaşları olanlar.Yine aynı kişiler devam etmişler: Çingeneyi padişah yapmışlar, kısa dönemde çok falso oldu, aile şirketi, hemşeri derneği, atıcılar kulübü, hemşeri derneği anlayışı, destek hatalı bir karar, Abdullahoğlu tarafından dile getirilen ‘dedikodular, dedikodu çamuruna batarak, basitleşmektir, makam ve ve mevki sevdası için dostlarına iftira atmaktan çekinmeyecek kadar sığ bir tavır sergiledi, zübük siyaset menfaatleri için yalakalık yapmak, İYGAD’dan beslenmek…
Evet İYGAD’ın başı ve yönetim kurulu üyeleri bu cümleleri nereye koyacaklar? Hadi biz muhalefetiz, yukarıdaki cümleleri yazanlar sizin ekip arkadaşlarınız ve 40 günde sizi yarı yolda bırakarak terk eden yol arkadaşlarınız. Biz muhalefet ya onlar? Şimdi onları da disiplin kuruluna gönderecek misiniz?
Uygur Erol köşesinde sormuş: Ali Tarakçı, Abdullahoğlu ve Çelik ile yaptığı görüşmeyi yazacak mı? diye. Yeni bir şey ifade etmedim yapılan görüşmede. Kongreden önce yönetimin başı ve yönetimde bulunan kimileri için ne demişsem, aynılarını bir kez daha yüzlerine söyledim. Altı aylık bir süreçte başarılı olamayacaklarını, İYGAD’ı temsil etmekte yetersiz olduğunu, haberlerini hatta ziyaret haberini bile yapmayacağımı ifade ettim.
Arkadan değil, yüzlerine karşı haber; gönderdikleri bültenlerin kötü olduğunu, haber yazmayı bile bilmediklerini, kongre öncesi söylediklerini, yalanlarına halen devam ettiklerini, bunun doğru olmadığını üzerine basa basa söyledim.
Bir kez daha ifade edeyim: İYGAD’ın yönetiminde bulunanlar, derneği Esenyurt dışına taşı(ya)mazlar. İlçenin sınırlarını içersine mahkum ederler. Olağan kongrede yaptıkları icraatlar olarakta, bol bol yaptıkları ziyaretleri ‘faaliyet’ diye anlatırlar. Kongre sürecine kadar, kim eleştiri yazısı yazarsa da disiplin kuruluna verirler, ancak kimseyi de ihraç edemezler.
En kötü senaryomu söyleyeyim. Böyle giderse, üyelerini kaybederler ve birgün derneği kapatmak zorunda kalırlar.
Olağan kongrede, şuanda yan yana duranların birkaçı aynen, onları terk edenler gibi farklı açıklamalar yaparak süreç kapanır.
Toplum nezdinde itibarlarının küçük düşürüldüğünü iddia ederek, bülten yayınlayan ve itibarlarını disiplin kuruluna üyelerine vererek, korumaya çalışanlara söylenecek olan şudur. Korkmayın var olan itibarlar birkaç yazı ile yerle bir olmaz.
İtibar mesleki dayanışmayı yükseltmekle sağlanır; yalanlarla, dedikodularla, söylenmeyen sözleri söylenilmiş gibi sağa sola yayarak, yetersizliği ve çapsızlığı besleyen bültenlerle değil.
Gazetecilerin mesleki örgütü olan bir yapı, üyesinin yazdığı yazıyı kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle ihraç edilmesini istediği gün, ülkede yaşanan gizli, açık sansürlere yönelik hiçbir sözü olamaz.
Son söz: Mesleki dayanışmayı sağlamak samimiyetten geçer. Ve bu samimiyetin ilk adımı, gazeteci olmayanların dernek üyeliklerinin askıya alınması ve düşürülmesi ile sağlanabilir. Gazeteciliği bilmeyenlerin ve dernek yönetimlerine gelerek, eski yol arkadaşlarının sözüyle söyleyelim. “İYGAD’dan beslenmeye çalışanların” mesleğimize katacakları hiçbir şey yoktur. Sadece mesleğimizi erozyona uğratmak öteye gidemezler. Bunun için 40 gün geçmesine gerek yoktu. Bu gerçeği 40 günde görebilenlerin, kervanına yanında 180 gün sonra yeni katılacak olanlar da olacak.
Ancak kaybedilen zamana ve kırılmalara yazık olacak.