Mektubunda Söylemişsin…

Eskiden kart yollardık sevdiklerimize,

Hal hatır sorardık geçmişlerimize.

Varsa dertleri paylaşalım derdik,

Bayram bahane aslında dertleşirdik.

* * * **

Bir de mektup vardı hani bayramlar dışında yazardık,

Uzun uzun ne var ne yok diye sorardık.

Aslında dertlerimizi en derinden yazıya döker,

Sözle söyleyemediğimizi mektupla anlatırdık.

* * * **

Yaşımız büyüdü, bakın şimdi biz de özgür olduk,

Bağımsızlık adına savunanlarımızı da görmez olduk.

Taşınmak isteyenler toslasın bir kere daha duvara,

Bir derdin mi var, hadi sende bana bir kart yolla.

* * * **

Geçim derdin mi var, ben özgürüm bana ne;

Sen geçinemiyorsan git derdini halkına söyle.

Ben sana mektup yazar, gerekçelerimi bildiririm,

Beğenmezsen kanun var, ben özgürüm, bana da bildir.

* * * **

Bayram değil seyran değil diyemem tabii,

Bak, her gördüğüm fırsatta öpüyorum ya seni.

Hatta derdimi sadece senle paylaşmıyorum bilesin,

Dert taşım değil, aslında sen benim kaçış yerimsin.

* * * * * *

Ben aslında ben değilim, beni sizler yarattınız;

Eskiden bağlı bir köle iken, hoyratça kullandınız.

Ne gerek vardı yanınızdan koparıp, aç kurtlara atmaya;

“Özgürüm” diyorum çaktırma, korkumu anlamayanlara.

* * * **

Yine yıllar geçecek ben sıkışacağım,

Hesap vakti gelince sana mektubumu yollayacağım.

Bakma özgürüm falan dediğime,

Dertlerimi mektubumda tek tek yazacağım.

* * * * * *

Merkez postanesinden yollandığı rivayet edilen bir mektup.

*İbrahim Kahveci’nin Yeni Şafak Gazetesi’ndeki 21 Aralık 2007 tarihli yazısından alıntıdır.

Bayramınız mübarek olsun.