Hicazda yaşanan, izdiham bacaklarının kırılmasına neden olmuştu. Ev ile hastane arasında mekik dokumuş ve “hastaneyi su yolu yaptım,” demişti.
Özürlü arabasını akülüye döndürdüğünde rahat etmişti. Akülüyle iki yıl, dile kolaydı. Başa gelen çekiliyordu. Çarşıya gidiyor ve mutlu oluyordu. Acı ve tatlı anılarına yeri geldiğinde yataklık yapıyordu. Yüreğinin şiştiği olaylar üzerine ise bir bardak su içiyordu.
“Sakat yaşayana Allah güç versin,” diye dua ediyordu.
Çocuklar çeşitli olumsuzluklar yaşıyordu. Bu konuda eğitim kurumlarına da önemli görevler düşüyordu. Patlama sonucu sakatlanan, öğrencinin durumu içler acısıydı. Hayatın kuralı, olanların önüne geçilemezdi. Doktorların tüm müdahalesine karşılık bir adım yol alınamamış ve aile perişandı.
Akülü adam, çocuklarına koşturuyordu. Bacaklarının kırılması şanssızlıktı. Yolun kenarına kendini atabilmiş olsaydı, bu kadar ağrı çekmeyecekti.
Kitaplardan öğrendikleriyle, yaşantısına renklilik katmaya çalışıyordu.
Akülü arabayı bırakmış ve bir çift bastonla idare ediyordu. Arabayı da bir başka yürüyemeyene vermişti. Her gün sahilde en az iki saat bastonla adımlıyordu. Yürümek ona çok iyi gelmişti Zaten doktoru “yürüyeceksin” demişti.
Bastonları simgesi olmuş, “bastonlu adam” diye çağrılıyordu.
Yürüyüşten sonra kahveye gelir ve herkese çay ısmarlardı. Toprak konusunda konuşur ve yapılan hataların nereye varacağını yorumlardı. Pazara gider torunuyla eve alınanları gönderirdi.
Sağlığının korunması için yürümeyi başardığına mutluydu. Bastonla da olsa, hareketlilik ona güç veriyordu.
Öğleye doğru arkadaşlarıyla, ağır usul parka geçiyorlar ve dertleşiyorlardı. Köylüsünü görünce durdu ve derdini sordu. Köylüsü, “geçmiş olsun, bastonları da bıraktın,” dedi. Elinde baston olmadığının farkına o zaman vardı. Sevindi, güldü, “özürlü yaşamak çok zor,” dedi.
Parkta simit ve çay ziyafeti vardı. Bastonsuz yürüyebilmeyi günlük antrenmana bağladı. Heyecanlıydı, “sevinç çığlığı atmak istiyorum,” dedi.
Bastonları evin yan duvarına asmıştı. İsteyen alsın, derdi. Çünkü bastonların da seyir defteri miadını doldurmuştu.
Hayat insanlara gereken dersi veriyordu.
Hasan TANRIVERDİ