Süzülmüş dolunay
Atatürk Anıtı yakasında
Salona salmış sarı saçlarını
Altın sarısı yıldızlar
Işıl ışıl ta uzaklarda
Gökyüzü ne kadar da duru ve berrak
Gülümsüyor ruhuma
Kese Dağı, Küçükada uykuda
Gecenin koynuna sokulmuş beton duvarlar
Şükrediyorum içimi ısıtan aydınlığa
Gecenin karasına inat
Kuşadası’nı yarı aydınlık sarıp sarmalamış
Çıt yok Kuşadası’nda
Sessiz ve sakin sabahı bekliyor belli ki bedenler
Fotoğraf çekmelisin diyen alacakaranlık
Ve içimi dışımı aydınlatan dolunay
Gözlerim dingin, zihnim uyanık
Babamın gülümseyen fotoğrafı duvarda
Ah o bakış! Ah o masumiyet ve yıkılmaz limanım!
Biliyorum dualarındayım
Duvarlara okudum mazlum yanımı
Her birine birer çiçek kondurdum renk renk
Kimi gül, kimi ıtır her çeşidinden
Kâh güldüm, kâh ağladım
Saydım döktüm zirvedeki zalimlere
Göğe kaldırdım ellerimi, başımı
Ne varsa çıkardım aradan
Tek şahidim Yaradan
Şükran GÜNAY’dan Şükranca