Her kötülük ve iyilik bir elma ısırığı ile mi başladı?
Bundan 977 yıl önce yaşamış bir deha, bir düşünür, bir matematikçi vardı. Adı Ömer Hayyam.
Onun yazmış olduğu rubailerini okurken de _ ilk sorunun yanıtını bulmak adına_ düşünüyorum, ister istemeden. Sonra yüzlerce soru üşüşüyor, karınca sürüleri gibi aklıma.
Sahi ya..!
Adem ile Havva yasak meyveyi neden iradelerini kullanarak yemediler?
İradenin gücünü Tanrı vermedi mi Adem’e?
Karışan aklıma çelme atıp duruyor, İran’lı düşünürün şiir tadında ki soruları:
Irmaklarından şaraplar akacak’ diyorsun
Cennet-i alâ meyhane midir?
‘Her mümin’e iki huri’ diyorsun
Cennet-i alâ kerhane midir?
Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza’nın
Peygamber de yasak etmiş arap’a şarabı
Kim senin ‘yasa’nı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle.
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer
Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle
.
Gerçekleri arıyorum dörtlüklerin arasında… Etkiliyor her sözcüğü. Mantık kabul ediyor, akıl itiraz ediyor. Yüreğimde ise binlerce ok saplı… Sızlatıyor sol yanımı…
“Tövbe…tövbe…tövbe…” Dilimin ucundan havaya asılıyor tövbeler. Ve yüzlerce aynı sözcüklerle üşüyorum, ta iliklerime kadar…
Sonra yüksek sesle düşünür bir halde buluyorum kendimi:
“Arzuların, tutkuların freni irade olamaz. İradenin de sabrı bir yere kadar…” Diye…
Hiçbir göksel iradenin emrine karşı çıkamıyor üşüyorum. İçsel dünyamda kendimle çatışıyor, başa çıkamıyor aklım yanıt vermeye.
Sonra bir bakıyorum ki, Soner Dikilitaş adlı bir şair, yazmış mini bir şiir…
Tüm dikkatimle okuyorum şiir dostumu:
“…Bir elma yüzünden
Kovduğun cennete
Geri gelmem için
Çok şey istiyorsun Tanrım!
Nasıl geçeyim?
Boynundan köprücük kemiğine,
Binlerce günah feda ettiğim,
Nazlı dilberim kokusundan?
Çok şey istiyorsun,
Kovulduğum yer için!..
Çok şey…”
.
Şu durmadan kan akıtan insanların dünyasında aklım karışıyor inanın. Hele bu dünyada cehennemi yaşayanları görünce…
Ben en iyisi sözü yine Hayyam’a vereyim:
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
.
İnşallah,
Yeni gelen 2025 yılımız; 365 gün 6 saatini, biz dünyalılara güzellikler yaşatır.
Kutlu olsun.
Emine Pişiren