Gaziemir, Üçyol, Çankaya… Geziyorum öyle…
Bir ay öncesinden haberim vardı. Robot olimpiyatları yapılacaktı 28-30 Kasım tarihleri arasında. İzmir-Gaziemir Fuar‘da olacaktı olimpiyatlar. 90 ülkeden binlerce çocuk-genç yarışmacı katılacak ve ülkelerini temsil edeceklerdi…
Bu tür ve benzeri fuarlar İzmir‘i İzmir yapan şeyler. İzmir‘i İzmir yapan başka neler var diye, mümkün olduğunca farklı yerlere ve faaliyetlere gitmeye çalışıyorum. Uluslararası faaliyetler veya ulusal faaliyetler özellikler bilim ve teknik konusunda ise az da olsa zaman ayırırım ve giderim.
Yapay zeka ve robotik biribirinden ayrılmaz iki alan. Bir robot, yapay zekasız olmaz; yapay zeka belki robotsuz olabilir fakat döner dolanır yine bizimle bir şekilde iletişim halinda olan bir şeye dönüşür.
Olimpiyatlarda farklı kategorilerde yarışmalar oldu. Farklı ülkelere ödüller verildi. Mümkün olduğunca çok takımın çalışmalarını inceledim.
Robotik-eğitim alanında faaliyet gösteren şirketlerin stantları da vardı. Onların da ürünlerini inceledim.
Sonuçta; üç gün boyunca güzel ve verimli vakit geçirdim. Oralarda takılırken bir şeyi daha hatırladım… Böyle, global ortamları seviyordum; özellikle bilim ve teknik ortamlar olunca.
Gelecek, çoktan geldi aslında. Öyle bir “gelecek” ki; şaşırmaya zaman kalmayacak gibi görünüyor. Kendi alanım olduğu için(elektronik-bilgisayar) yıllardır, tam olarak ne zaman tam olarak hissedeceğiz bu gelecek’i diye gizli bir merak içindeyim.
Orada gördüğüm çocuklar, bu olacak olan şeyi hızlandıracaklar. İyi veya kötü değerlendirmelerinin dışında; hayatımızı hangi yönde değiştirecekleri konusunun yanı sıra bir de dünya dengelerini de nasıl değiştirecekleri konusu var. Bu yeni dünyanın baskın ülkeleri kimler olacak?..
Aslında mesele ülkeler meselesi değil; bir teknoloji şirketinin parasal olarak değeri, pek çok ülkenin GSMH‘sini geçtiği yerde, ülke kavramı da silik kalacak gibi. Fakat yine de bilinmesi gerek ki; hiçbir ülke veya hiçbir şirket tek başına yeni hegemonyanın diktatörü olamaz. Bu büyük devrimin paydaşları olacak. Kimi ülke-şirket tarımı, kimi ülke-şirket silahı, kimi ülke-şirket de robotik kısmı tutacak.
Rusya ve Ukrayna savaşı, aslında, yeni devrimin ardından kimlerin asıl söz sahipleri olacağının savaşı olarak kendini gösteriyor. Orta Doğu ve Asya savaşları biraz yoz-dinsel sebeplerden oluyor gibi görünse de yine bu yeni devrimin gölgeleri gibi kendini gösteriyor.
İnsan, yeni bir isim bulma eğilimine de giriyor. Ne diyebiliriz?.. Dijitalyalizm. Önceki tabirlerle ifade edilemeyecek bir şekli-şemaili var gelen şeyin.
Gelsinler bakalım robotlar!