Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
GERÇEK SEVGİYİ YAŞAMAK…
Sevgi’ diyoruz da, yani neyi?.. Ne kadar?.. Niçin?.. Sevdiğimizi bilmek…
O güzel duyguyu nereye hangi noktaya ulaştıracağımızı bilmek… O yüce duygunun bize neler kazandıracağını bilmek ve sevgiler arasında tarafsızca gerçekçi bir yaklaşımla seçebilmek…
İnsanın yaradılış gayesi kulluk olduğu için. Kul olmak Allah’ı tanımayı, bilmeyi, sevmeyi gerektirir. Gerçek’ten inanan onu sever ve o noktada gerçek kulluk ve coşkulu bir itaat başlar.
Teslim ve tevekkül kadere rıza başlar ve herkesi kendi kadar sevmek hatta kendinden daha çok sevmek başlar… Sadece insanı değil Rabbim yarattı diye yaratılmış olan her şeyi sevme başlar. İşte bu sevgi insanı insan yapan, insanı kaliteli kılan, meleklerin secde ettiği üstün ve şerefli varlık yapan, kişiler için olduğu kadar toplumlar içinde ruhen ve bedenen sağlıklı ve onurlu bir hayata kapı açan, üstün bir güzelliği ve mükemmelliği beraberinde getiren bir sevgidir.
Onun için sevgiyi sağlıklı yaşamak ancak bu gerçek sevgiyle yani Allah sevgisini tüm boyutlarıyla yaşamakla mümkündür…
Hemen hemen tüm insanlar bizler bir şeyleri severiz ve sevdiğimizi zannettiğimizde seviyorum deriz gerçekten ne dereceye kadar sevdiğimizi biliyor muyuz?
Sevmek” iki dudağımızdan çıkan dört heceden oluşan “se-vi-yo-rum” kelimesinden ibaret mi yoksa ruhumuzla bütünleşen bir duygumu diye hiç düşündük mü?..
Veya gerçek sevgiyi yakalaya bildik mi?.. gerçekten sevdik mi?.. seviyor muyuz?.. Neyi?.. Kimi?.. Neden?.. Niçin?.. Seviyoruz diye düşünerek doğruyu bulabildik mi?..
Bazı kişiler duygularını ifade etmek için bir şiirin mısraları gibi cümleler kurabilmeyi isterler. Bu konuda da başarılı olmayınca suskun kalmayı tercih ederek güzel ifadeler oluşturamamanın üzüntüsüne düşerler. Diğer yandan herkesin ünlü sevgi ozanları gibi gizemli sözcükleri peş peşe sıralamasını beklemek de haksızlık olur. Sözler duygularla iç içe geçince kendiliğinden şiirsel bir havaya bürünürler. Önemli olan, hissettiğini söylemeyi istemektir. Duyguları ifade edebilmek için söz ustası olmak gerekmez. Gerçek sevgiyi anlatan sözcükler dudaklardan döküldüğünde, söyleyenin acemiliği duyguların gücüyle bir ustanın eserine dönüşür.
İnsan sevgiyle programlanmıştır. Sevgiye, sevmek ve sevilmeye havaya, suya muhtaç olduğu kadar muhtaçtır. Sevgi ölçüsüz bir dirençtir hayatta, müşkülleri çözen, huzursuzlukları giderendir sevgi. İnsanı hayata bağlayan, duyguları şekillendiren bir sır…
Güvene itici bir güç, fazilet, akıla gelen güzel olan her şey sevgi…
Sevmek ve sevilmek, sevgiye laik olmak…
İnsanların sadakat habercisi sevgi…
Hor görmemek, kalp kırmamak, incitmemek, yaraları deşmemek sarabilmektir sevgi…
Evet, bence sevgi öyle ölçüsüz bir kuvvete sahip ki, devletleri kuran ve yıkan güce sahip…
Sevgi öyle bir sır ki engin hoşgörünün dudağında en korkunç büyüleri çözen, taşlaşan kalpleri yumuşatıp fetheden, bulunduğu yerde huzursuzluğu barındırmayan…
Toplumlara gerçek, katıksız, lekesiz, berrak hürriyeti tattıran sevgi…
Kırık kalpleri düzelten, isyanları bastıran, kinleri şefkat iklimine çeken, sihirli gücüyle sevgi, hastalıkları yenen, mikropları zayıf düşüren…
İnsana insanca yaşamasını öğreten…
Elle tutulup yakalanmayan fakat adeta gözlerin görüp yakalayabildiği, insanın hisleriyle dokunabildiği, ruhları kirden, fitneden arındıran, mutlu kılan eşsiz bir sihir, temiz, katıksız bir duygudur gerçek sevgi…
Demek ki sevgi iki dudağımızdan çıkan dört heceden ibaret değil…
Ruhun gıdası bedenin hazzıdır… “SÖZLE SEVGİ YAKALANMAZ… “
Eğer insan sevginin doğru olan boyutlarını yakalayamazsa, sevgi insanı insanlaştırmaktan, üstün değerli kılmak yerine insana “insanlığı açısından” büyük tehlike oluşturabilir ve bu tehlikenin boyutları sadece fert olarak insanı ve onun psikolojik ve bedensel olarak hayatını ebedi hayatını kuşatmakta kalmaz, yaşmakta olduğu toplumu toplumla iletişimlerinizi de etkiler…
Bunun için yaşanacak, yaşanan tüm sevgileri doğru, gerçek, saygılı yaşamamız çok önemlidir…. Sevgi insanın ruh dünyasının oksijeni olsa da onu akıldan soyutlayamayız. Nasıl iman akılla mümkünse, Sevgi’de aklın temel düsturlarıyla birleştiği zaman doğru ve sağlıklı olabilir…
Sevgi akılla yoğrulup şekillenmeye başlarken, akıl da bilgi ve gerçek gibi iki önemli ilkeyle hareket etmedikçe aklın sevgiyi şekillendirişi asla sağlıklı olmaz. Hastalıklı erken biten saman alevi misali sevgiler akıl ve bilginin ortaklaşa oluşturmuş oldukları sevgiler değildir…
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
Kendinizi sevgiye bırakın, çünkü gerçek sevgi asla incitmez…
Birini sevmek hiçbir zaman hata değildir çünkü sevmek soylu, saf, hakiki ve içgüdüsel bir davranıştır. Buna rağmen, pişmanlık duymasanız bile, hak etmeyen, sizin beklentilerinize cevap vermeyen birini sevmek acı verir.
Gerçek sevgi her zaman daha fazla mutluluk vermeye odaklıdır, asla acı değil…
Gerçek sevgi, karşındakinin değişmesini talep etmez, sevmek için koşullar öne sürmez. Karşısındaki kişinin istediği gibi olmasını istemez. Gerçek sevgi zaten tanımı itibariyle, karşılıksız verilen, koşulsuz bir şeydir. Bu sevgiyi, hakkını vererek yaşamak, her kula nasip olmaz…
Yanlış kişiyi sevmek nadiren hasarsız kurtulabileceğiniz ciddi bir durumdur. Ama gücünüzü toplamalı ve öz saygınızın közlerini yeniden yakmalısınız ki tekrar alevlendirebilesiniz. Aşk acısı çekmeyi bırakmalı ve eğer kendiniz için biraz alan ayırmak ve iyileşmeye başlamak istiyorsanız yıkılmış bir aşkı sürdürmeye çalışmayı bırakmalısınız.
Sevmekten asla kaçınmayın, çünkü gerçek ve güzel sevginin doğasında aldatmak, incitmek veya üzmek barınamaz. Gerçek sevgi, kalp gözünden görebilmenizi, kalbinizi tutku ve heyecanın yanı sıra keyifle doldurmayı size sunar. Tekâmül içinde, bilinçli yaşanan bir sevgi, içinde doldurulmayan boşluklar veya bencil bir yalnızlık bulundurmaz.
Şöyle bir durup düşünün… Birçok insan acı çektiği ve zorlandığı ilişkiler yaşarken kendisi için rahatlatıcı cümleler arar. Çünkü bu, içinde bulundukları problemli ilişkilerden bir an bile olsa uzakta hissedebilme imkânını onlara sağlar. Örneğin, popüler kültürün bize yanlış öğrettiği bir söylem; “İnsanı en çok sevdiği incitir.” Bu çok yanlış bir düşüncedir; çünkü acı ve aşk, birbirlerine neredeyse taban tabana zıt iki duygudur. Derinden ve karşılıklı yaşanan sevginin, düşmanca veya zehirli bir tada sahip olması mümkün değildir.
Ruhunuzu ve zihninizi en güzel şekilde sevilmeye açık tutun, hak ettiğiniz sevginin size dönmesine açık olun. Gerçek sevgi keyif doludur, acı değil.
Gerçek sevgi, incitmeyi ve ağlatmayı bilmez…
Asıl acı veren şey aşk değildir, aşkın eksikliğidir. Sizi üzen şey kaybettiğiniz savaş ve kalbinizin yorgunluğudur. “Söz veriyorum, değişeceğim.” ya da “Eminim, bu defa farklı olacak.” cümlelerine sığınmanın doğru olmadığını anladığınız anın verdiği üzüntüden dolayı bu şekilde hissedersiniz.
Bakış açılarınızın benzeştiği, kelimelerin anlamlarını yitirmediği ve alçakgönüllü sevgilerin peşinde olun.
Sevginin, size gözyaşı döktürecek her türünden kaçının. Gerçek yaşam derslerinin yalnızca acılardan yeniden doğarak alınacağını ima eden her türlü sözü ise her daim yalanlayın.
Erich Fromm’un da söylediği gibi,’ aşk her şeyden önce bir inanç hareketidir. Âşık olmak havada sebepsizce zıplayıp durmak hissi gibidir. Öyle bir durumdur ki, her şeyin yoluna gireceğinin garantisi olmasa bile siz risk almaktan çekinmezsiniz. Ve öyle bir duygudur ki bu, karşınızdaki kişiye daha da iyisini verebilmek için, her zaman siz de daha iyi hissetmeye çalışırsınız…’
Deneyimlediğinizde anlayacaksınız ki, mutluluk en az acı çekmek kadar öğretici bir histir. Çünkü derin sevgiler, zarar verici ayrıntıları içinde taşımaz; korkular, egolar ve güvensizlikler tarafından kontrol edilmez. Gerçek ve güzel olan sevgi; incinmez ve incitmez. İçinde gerçek sevgi, aşk barındıran kişi karşındakinin yüzünde ışığını kaybetmiş bir gülümseme veya gözlerinde ufacık bir bulut görse, derhal sebebini bulup bunu doğuran durumu ortadan kaldırma çabasına girer.
Bu nedenle gerçek sevgiyi yakalamak ve yaşamak kulluğumuzu, insanlığımızı yaşamak… yaşamak doğru olduğu için yaşamak, yaşamak için gücümüzün son noktasına kadar caba göstermek.
Evet, doğru olduğu için yaşamak, kendi sevginiz olarak yaşamak… Bu uğurda inanarak, yan çizmeden çaba göstermek, gösterdiğiniz çaba kalbinizdeki “DOĞRU OLAN” sevgiyi güçlendirecektir. Böylece sevgi, ameli-aksiyonu, amel ise sevgiyi meydana getirecektir. Ancak bu sevgi doğru sevgi olmak şartıyla…
Yanlış sevgilerle doğru bir hayata erişmemiz mümkün değildir. Onun için doğru olan sevgiyi seçmeliyiz ve o sevgileri doğru olarak yaşamalıyız.
“Gerçek insan olabilmenin başka yolu yoktur” “İnsan olmanın yolu bu doğrudan geçer.”
“Gerçek sevgi iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde ise azalmayandır”.
Dileğim sudur ki dostlarım bu güzel Pazar günü, demokrasinin ve sevginin anahtarına sahip, Egenin incisi Türkiye’nin birincisi İzmir’den tüm insanlığa;
Allah herkesi gerçek seven ve sevilenlerden eylesin.
Sevgiler çok kutsaldır, bunu sen bilemezsin
Ölümsüz sevgileri, kalplerden silemezsin
Sevgi taciri isen kimseyi sevemezsin
Vermeden istemekle, sevgiyi bulamazsın
SEVMEYİ BİLMİYORSAN, HİÇ MUTLU OLAMAZSIN.
MUTLU OLMAZSAN, HİÇ SEVGİYİ BULAMAZSIN__
Ama öyle günlere geldik ki: Kimsenin kimseye gerçek sevgiyi göstermediği bu dünyada,dürüstçe yaşamak ve sevmek bir lütuf…
Dünyada yeteri kadar kötülük var. Zor zamanlardayız…
Ama sevgi var ya sevgi. Adeta karanlığın içinde bir ışık gibi. O ışığı yakalayın dostlarım…
Sevin hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi… Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim bu gün yine ve gecenizden doğan sabahınıza tüm kalbi duygularımla selam yolladım gününüz güzel olsun diye… Hoş kalın, hoşça kalın, hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#