Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazartesi, Aralık 15, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Anma

Onlar Güneşi Görmediler

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
17 Ekim 2024
Anma, Ömer Sabri KURŞUN, Sosyoloji
0
Onlar Güneşi Görmediler
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

ONLAR GÜNEŞİ GÖREMEDİLER

Onlar ki: “Güneşi görmek için toprağı kazıyorlardı…”

Neleri yaşayacağımızı bilmediğimiz ama en azından neleri geride bıraktığımız bildiğimiz yeni bir gün. Acı mı acı. Tıpkı kömür kokusu, tıpkı kömür karası…

Öyle bir acı ki bu çocuklar yetim, eşler dul, analar babalar evlatsız kalıyor…
Sönerken onca ocak acılar oluyor katar katar, çek çekebilirsen can yakıyor… İhmaller silsilesi bunca zaman yüzlerce canı aldı ve o gencecik bedenler şimdi toprakta yatıyorlar, çıkamayanlar hala umutla bekleşiyorlar sevdiklerine kavuşmaya dar nefes aralığında, karanlıkta gözleri parıldarken…
Ekmek parası için canları pahasına yerin altında kömür karası ve kokusuyla saatlerce çalışan madencilerimize Allah kuvvet versin… Onlarınınki yüz karası değil, kömür karası onların kazandıkları ekmek parası. Üç kuruşa onları ölüme gönderenler bir aynaya bakınca asıl o zaman görecekler karayı…

Sürekli söylenir, yazılır, çırpınılır kalem erbabı kişiler, bazı duyarlı insanlar tarafından; yapmayın etmeyin, zaten vermezsiniz emeğini, birde göz göre göre eksiklerle, gediklerle göndermeyin onları ölüme, bu böyle olmaz, bir gün bir yerde yakanızı tutarlar, burada olmazsa öbür dünyada diye… Yerin yüzlerce metre altında oynanan oyun değil ölüm…

Madencilik: Karanlıkla aydınlık arasında bir meslek… Dünyanın en zor ve riskli mesleklerden biri olarak kabul edilen madencilik, elektronik sektöründen otomobil ve ilaç sektörüne kadar birçok alanda hayatımıza temas ediyor. Mesleğin tarihi boyunca alınan önlemlere, gelişen teknolojiye ve risk analizlerine rağmen, madencilik hâlâ günümüzde en riskli meslekler kolunun başında geliyor.

Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir… İmal edilen hava kanalları vasıtasıyla dışarı atılır. Ve hava kanallarında yangın kapakları olmalıdır… Buralarda kullanılacak elektrik akşam ve motorları ark önleyici özellikli olmalıdır…

Ülkelerin ekonomik hayatları için maden varlığı ve zenginliği ne kadar önemli ise, o madenlerin çıkarılıp işlenmesini sağlayan iş gücü de o denli önemlidir. Dolayısıyla bu kaynakların yeryüzüne çıkarılmasını ve işlenecek hale getirilmesini sağlayan işçilerin çalışma şartlarının olabildiğince iyi olması gerekmektedir…

Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.

Madenciliği genel hatları ile tanımlamamız gerekirse değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adı diyebiliriz. Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.

Madencilikte güvenli koşullar nasıl sağlanır?..

Madencilik faaliyetlerinde en önemli olan elbette ki işçinin güvenliği, eğitimi ve sağlığı…
Peki güvenlik önlemleri neye göre alınıyor?..
İşçinin sağlığı ve güvenliği için devamlı kontrol edilmesi gereken hususlar, maden gazlarının, havalandırmanın, termal konforun, gürültünün ve titreşimin kontrolüdür. Ayrıca grizu ve kömür tozu patlamaları, yangın, toz ve tozun neden olduğu hastalıkların önlenmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Eğitim programlarının yetersizliği, alınmayan önlemler, havalandırma sistemlerindeki sorunlar, teknolojik imkânların ve kaçış yollarının yetersizliği, maden kazalarının en büyük sebepleri. Ülkemizde bunlara ek olarak üretim yöntemlerinin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, plan ve proje aksaklıkları bu kazalara sebep olmuş ve olmaktadır.

Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişinin madenlerde çalıştığı düşünülmektedir. Bunların yaklaşık 1/3’ü kömür ocaklarında çalışmaktadır. Belki 30 milyon çok büyük bir rakam değildir, ancak her bir maden işçisinin farklı sektörlerde bir başka işçiye iş yarattığı düşünülür ve bir de bu işçilerin geçindirdikleri aile fertleri düşünülürse, madencilik yaklaşık 300 milyon insanı yakından ilgilendiren dev bir sektör olduğu görülmektedir.

Araştırmalar göre; küçük ölçekli madenlerde çalışanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çoktur. Küçük ölçekli madenlerde yaklaşık 6 milyon insan çalışmaktadır. Genellikle bu madenlerde çalışanların çoğu, güvenlik önlemlerinden ve iş sağlığı kriterlerinden çok uzakta çalışmaktadır. Bunlar çok düşük ücretlerle kölelik koşullarında işlerini yapmakta olduğu gözlenmektedir…

Dünyada bugüne kadar kaydedilen en büyük madencilik kazası, 1942 yılında Çin’in Lianoning Bölgesi’nde bulunan Honkeiko kömür madeninde yaşandı. Gaz ve kömür tozunun patlaması sonucu oluşan alevler sebebiyle 1549 kişi hayatını kaybetti.

Ülkemizde ise yaşanan en büyük maden faciası 2014 yılında Soma’da kaydedildi. Türkiye tarihinin en yüksek sayıda kayıpla sonuçlanan iş ve maden kazası olarak kayda geçen facia, işçilerin vardiya değişimi sırasında yaşandı. 787 işçinin bulunduğu madenin giriş kısmının 400 metre altında elektrik panosundan kaynaklandığı düşünülen bir yangın çıktı. Çıkış kısmına yakın olan işçiler kurtulmayı başarabilmişken yerin 800 metre altında 301 maden emekçisi hayatını kaybetti, 486 işçi ise çalışmalar neticesinde çıkarılabildi…
2014 yılında 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan faciadan birkaç ay sonra, aynı maden ocağında çalışan 2 bin 831 işçi gerekçesiz bir şekilde ve tazminatları ödenmeden Soma Holding tarafından işten çıkarıldı.

Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Grup’a ait maden işletmesinde sendikalaşan 6 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan mücadele 36 günü geride bıraktı. ‘Hayati tehlike arz eden’ çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı bir aydır Fernas Madencilik genel merkezi önünde oturma eylemi yapan işçiler, taleplerinin karşılanması noktasında muhatap bulmak için Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı.

Ve diyorlar ki bu Soma’dan Ankara’ya yürüyüş yapan madenci kardeşlerimiz: ‘Sadece öldüğümüzde mi bizi duyacaklar?..’
Gerçekten de öyle mi olacak?.. Öldüğüzde mi duyacaklar?.. Neden insan canı yitip gitmeden kıymet bulmuyor bu ülkede. Oysa istedikler tek şey insanca bir yaşam talebi…
Bu yürüyüş patronlara karşı emeğin, ekmeğin ve alın terinin savunulduğu bir direnişdir…

Facialar olduktan sonra tedbir almak önemli değildir. Önemli olan insana yaşarken değer verilmesidir. Bizler bunu Soma’da da Ermenek’te de yaşadık.
Rabbim bu milleti bu türden acılarla sınamasın.
Biz tedbirlerimiz en üst düzeyden, en alt düzeye kadar alıp Allaha emanet olmalıyız…

Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Rabbim ’den niyazım, ebediyete irtihal eden işçilerimizi cennetiyle ve cemaliyle buluşturmasıdır. Madande İş kazası sonucunda malûl kalan emekcilerimize şifalar ve sabır diliyorum….

Sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…

Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Aydınlık yeni bir güne uyanmış olmanız dileğiyle yüreğinizin ışığı hiç sönmesin diyor, insanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, yaratılmış her şeye merhamet duyan, siz güzel insanlara şükranlarımı arz ederek sevgilerimi iletiyor, gönül derunundan en derin saygılarımı sunuyor, sağlıklar, engin mutluluklar diliyorum.
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz sağlıklı ömürler ve güzel bir Çarşamba günü diliyorum…
Hoş kalın, hoşça kalın ama hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…

#öskurşun#Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
ONLAR GÜNEŞİ GÖREMEDİLER

Onlar ki: “Güneşi görmek için toprağı kazıyorlardı…”

Neleri yaşayacağımızı bilmediğimiz ama en azından neleri geride bıraktığımız bildiğimiz yeni bir gün. Acı mı acı. Tıpkı kömür kokusu, tıpkı kömür karası…

Öyle bir acı ki bu çocuklar yetim, eşler dul, analar babalar evlatsız kalıyor…
Sönerken onca ocak acılar oluyor katar katar, çek çekebilirsen can yakıyor… İhmaller silsilesi bunca zaman yüzlerce canı aldı ve o gencecik bedenler şimdi toprakta yatıyorlar, çıkamayanlar hala umutla bekleşiyorlar sevdiklerine kavuşmaya dar nefes aralığında, karanlıkta gözleri parıldarken…
Ekmek parası için canları pahasına yerin altında kömür karası ve kokusuyla saatlerce çalışan madencilerimize Allah kuvvet versin… Onlarınınki yüz karası değil, kömür karası onların kazandıkları ekmek parası. Üç kuruşa onları ölüme gönderenler bir aynaya bakınca asıl o zaman görecekler karayı…

Sürekli söylenir, yazılır, çırpınılır kalem erbabı kişiler, bazı duyarlı insanlar tarafından; yapmayın etmeyin, zaten vermezsiniz emeğini, birde göz göre göre eksiklerle, gediklerle göndermeyin onları ölüme, bu böyle olmaz, bir gün bir yerde yakanızı tutarlar, burada olmazsa öbür dünyada diye… Yerin yüzlerce metre altında oynanan oyun değil ölüm…

Madencilik: Karanlıkla aydınlık arasında bir meslek… Dünyanın en zor ve riskli mesleklerden biri olarak kabul edilen madencilik, elektronik sektöründen otomobil ve ilaç sektörüne kadar birçok alanda hayatımıza temas ediyor. Mesleğin tarihi boyunca alınan önlemlere, gelişen teknolojiye ve risk analizlerine rağmen, madencilik hâlâ günümüzde en riskli meslekler kolunun başında geliyor.

Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir… İmal edilen hava kanalları vasıtasıyla dışarı atılır. Ve hava kanallarında yangın kapakları olmalıdır… Buralarda kullanılacak elektrik akşam ve motorları ark önleyici özellikli olmalıdır…

Ülkelerin ekonomik hayatları için maden varlığı ve zenginliği ne kadar önemli ise, o madenlerin çıkarılıp işlenmesini sağlayan iş gücü de o denli önemlidir. Dolayısıyla bu kaynakların yeryüzüne çıkarılmasını ve işlenecek hale getirilmesini sağlayan işçilerin çalışma şartlarının olabildiğince iyi olması gerekmektedir…

Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.

Madenciliği genel hatları ile tanımlamamız gerekirse değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adı diyebiliriz. Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.

Madencilikte güvenli koşullar nasıl sağlanır?..

Madencilik faaliyetlerinde en önemli olan elbette ki işçinin güvenliği, eğitimi ve sağlığı…
Peki güvenlik önlemleri neye göre alınıyor?..
İşçinin sağlığı ve güvenliği için devamlı kontrol edilmesi gereken hususlar, maden gazlarının, havalandırmanın, termal konforun, gürültünün ve titreşimin kontrolüdür. Ayrıca grizu ve kömür tozu patlamaları, yangın, toz ve tozun neden olduğu hastalıkların önlenmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Eğitim programlarının yetersizliği, alınmayan önlemler, havalandırma sistemlerindeki sorunlar, teknolojik imkânların ve kaçış yollarının yetersizliği, maden kazalarının en büyük sebepleri. Ülkemizde bunlara ek olarak üretim yöntemlerinin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, plan ve proje aksaklıkları bu kazalara sebep olmuş ve olmaktadır.

Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişinin madenlerde çalıştığı düşünülmektedir. Bunların yaklaşık 1/3’ü kömür ocaklarında çalışmaktadır. Belki 30 milyon çok büyük bir rakam değildir, ancak her bir maden işçisinin farklı sektörlerde bir başka işçiye iş yarattığı düşünülür ve bir de bu işçilerin geçindirdikleri aile fertleri düşünülürse, madencilik yaklaşık 300 milyon insanı yakından ilgilendiren dev bir sektör olduğu görülmektedir.

Araştırmalar göre; küçük ölçekli madenlerde çalışanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çoktur. Küçük ölçekli madenlerde yaklaşık 6 milyon insan çalışmaktadır. Genellikle bu madenlerde çalışanların çoğu, güvenlik önlemlerinden ve iş sağlığı kriterlerinden çok uzakta çalışmaktadır. Bunlar çok düşük ücretlerle kölelik koşullarında işlerini yapmakta olduğu gözlenmektedir…

Dünyada bugüne kadar kaydedilen en büyük madencilik kazası, 1942 yılında Çin’in Lianoning Bölgesi’nde bulunan Honkeiko kömür madeninde yaşandı. Gaz ve kömür tozunun patlaması sonucu oluşan alevler sebebiyle 1549 kişi hayatını kaybetti.

Ülkemizde ise yaşanan en büyük maden faciası 2014 yılında Soma’da kaydedildi. Türkiye tarihinin en yüksek sayıda kayıpla sonuçlanan iş ve maden kazası olarak kayda geçen facia, işçilerin vardiya değişimi sırasında yaşandı. 787 işçinin bulunduğu madenin giriş kısmının 400 metre altında elektrik panosundan kaynaklandığı düşünülen bir yangın çıktı. Çıkış kısmına yakın olan işçiler kurtulmayı başarabilmişken yerin 800 metre altında 301 maden emekçisi hayatını kaybetti, 486 işçi ise çalışmalar neticesinde çıkarılabildi…
2014 yılında 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan faciadan birkaç ay sonra, aynı maden ocağında çalışan 2 bin 831 işçi gerekçesiz bir şekilde ve tazminatları ödenmeden Soma Holding tarafından işten çıkarıldı.

Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Grup’a ait maden işletmesinde sendikalaşan 6 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan mücadele 36 günü geride bıraktı. ‘Hayati tehlike arz eden’ çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı bir aydır Fernas Madencilik genel merkezi önünde oturma eylemi yapan işçiler, taleplerinin karşılanması noktasında muhatap bulmak için Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı.

Ve diyorlar ki bu Soma’dan Ankara’ya yürüyüş yapan madenci kardeşlerimiz: ‘Sadece öldüğümüzde mi bizi duyacaklar?..’
Gerçekten de öyle mi olacak?.. Öldüğüzde mi duyacaklar?.. Neden insan canı yitip gitmeden kıymet bulmuyor bu ülkede. Oysa istedikler tek şey insanca bir yaşam talebi…
Bu yürüyüş patronlara karşı emeğin, ekmeğin ve alın terinin savunulduğu bir direnişdir…

Facialar olduktan sonra tedbir almak önemli değildir. Önemli olan insana yaşarken değer verilmesidir. Bizler bunu Soma’da da Ermenek’te de yaşadık.
Rabbim bu milleti bu türden acılarla sınamasın.
Biz tedbirlerimiz en üst düzeyden, en alt düzeye kadar alıp Allaha emanet olmalıyız…

Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Rabbim ’den niyazım, ebediyete irtihal eden işçilerimizi cennetiyle ve cemaliyle buluşturmasıdır. Madande İş kazası sonucunda malûl kalan emekcilerimize şifalar ve sabır diliyorum….

Sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…

Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Aydınlık yeni bir güne uyanmış olmanız dileğiyle yüreğinizin ışığı hiç sönmesin diyor, insanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, yaratılmış her şeye merhamet duyan, siz güzel insanlara şükranlarımı arz ederek sevgilerimi iletiyor, gönül derunundan en derin saygılarımı sunuyor, sağlıklar, engin mutluluklar diliyorum.
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz sağlıklı ömürler ve güzel bir Çarşamba günü diliyorum…
Hoş kalın, hoşça kalın ama hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: acıkömür karasımadencilik
Önceki Yazı

Neye İnanıyoruz?

Sonraki Yazı

Kayalıktaki Heykeller

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Birlik Olalım
Edebiyat

Birlik Olalım

15 Aralık 2025
5k
Gençlik Nereye?
Genel Eğitim

Gençlik Nereye?

13 Aralık 2025
5k
İnsan Haklarının Neresindeyiz 
Gündem

İnsan Haklarının Neresindeyiz 

11 Aralık 2025
5k
Onlar Avrupa’daki Türklerin Sesi
Ahmet SARGIN

Dört Duvarlar Arasında Nice Gerçek Hikayeler Var

09 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Kayalıktaki Heykeller

Kayalıktaki Heykeller

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Aksekili Hayriye Ana

Aksekili Hayriye Ana

15 Aralık 2025
Milli Eğitimde Reform Hemen Şimdi

Eğitimi Ayağından Vurmak

15 Aralık 2025
Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

15 Aralık 2025
Mezarlıktaki Dilenci

Mezarlıktaki Dilenci

15 Aralık 2025
Birlik Olalım

Birlik Olalım

15 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lV)

15 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap