Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Hayat akarken yeni bir güne, yeni bir hikâye ile ‘MERHABA’ diyelim dostlarım…
KİMSEYE ANLATMA
Çölde devesiyle birlikte yürümekte olan bir çöl insanı güçlükle hareket eden, susuzluktan ölmek üzere olan bir adama rastlamış.
Adam Allah rızası için su istemiş. Devesinden inip bir çare adama suyundan vermiş. Suyu içen adam birden çöl insanını ittiği gibi deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Çöl insanı arkasından bağırmış:
– Tamam deveyi çalıyorsun ama senden bir ricam var. Sakın bu olandan kimseye bahsetme.
Bu isteği anlamsız bulan hırsız şaşırmış ve neden diye sormuş…
– Eğer bu yaptığını anlatırsan, bu dilden dile yayılır ve insanlar bir daha çölde yardıma muhtaç birini görünce yardım etmezler…
İşte böyle dostlar bu gün ki bu hikâyemiz:
Bakalım ben bu Cumartesi günü bu hikâyeden kendime ne pay çıkartmışım sizler ne payda çıkaracaksınız?..
Hayat akarken yaptığınız iyiliklere, kötülükle bile cevap verseler, yardıma ihtiyaç duyacak bir sonraki için yardımseverliğe devam etmek gerekir. İyilik gibi kötülük de bulaşıcıdır.
İyiliği çoğaltmak mı istiyorsun; örnek ol ve teşvik et!
Kötülüğü yok etmek mi istiyorsun; ondan uzak dur ve engel olmaya çalış! Bunun için de iyilerle beraber, kötülere karşı ol! Unutma, iyilik de kötülük de bulaşıcıdır! İyiliği sal, kötülüğü karantina altına al ve yok et!..
İnsan, etkileyen ve etkilenen bir varlıktır. İnsan insandan etkilenir. İslâm o yüzden iyilikleri teşvik, kötülüklere engel olan bir düzen getirmiştir. En nihayetinde neyin iyi, neyin kötü olduğunu tespit etmede insan aklı acizdir. Bu hususta (iyi ve kötünün tespiti hususunda) âlemlerin Rabbinden gelene teslim olmaktan başka çıkar yol ve gerçek yoktur. İslâm, Müslümanlar üzerine “iyiliği teşvik kötülüğe mani olmak” demek olan “emri bil maruf nehyi anil münker” yapmayı farz kılmıştır.
Kişi, kendisi ile beslendiği sahih bir akide ve sağlam bir fikrî odaktan yoksunsa sürekli dışarıdan gelen girdilerin aynen çıktısını veren bir nevi makine hâline gelir. Bununla beraber genel olarak herkes bir fert olarak kendisinin “toplamından” ibaret değildir. Kişi bireysel ve toplumsal alakalardan etkilenir. İnsanın yaşadığı ortam ve sistem onun hayatı üzerinde doğrudan etkilidir. Ortam ve sistem, insanın iyi ve kötü eğilimlerini teşvik etme ve engelleme hususunda iki temel referanstır.
Çünkü teşvik edilmeyen iyilik “motivasyonunu”, engel olunmayan kötülük ise “anormalliğini” kaybeder.
Şimdi söyler misiniz; kötülük bulaşıcı mıdır değil midir?.. İşler insan aklına bırakıldığında en anormal adilikler bile gayet normal, en doğal normaller ve gerçekler korkunç birer öcü olarak görülüyor mu, görülmüyor mu? Yine söyler misiniz; bu kötülüklere birey salt kendi başına engel olabilir mi?
Atalarımızın da dediği gibi: “Tek bir taş duvar olmaz.”
Rabbimiz, Sahibimiz şöyle buyuruyor:
“İçinizden hayra/İslâm’a çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” [Âl-i İmran 104]
“Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.” [Muslim, İman 78; Tirmizi, Fiten 11]
Kötülerin güçlü olması haklı olduklarını göstermez; Hak katında “haklı” olan her zaman güçlüdür. İstikbal haklılarındır; ileriye atılmaktan korkma! Korkma ama sev… Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
Ben her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim. Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.
O nedenle dostlarım ben diyorum ki; Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Sizler için güzel geçmesini dilediğim Cumartesi gününüze, Gönül Soframdan, Gönül Sofranıza muhabbetler gönderdim… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, yeniden görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#