Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
BİR BAYRAMIN ARDINDAN
“Elini alnına dayamış, sessizce pencereden dışarısını izliyordu… ”Hava bulutlu mu ola” diye geçirirken içinden, elini yüzüne götürüp usul, usul ovaladı gözlerini, “yok yok hava bulutlu” dedi kendi kendine…
Ve ardından ”İşte bir Bayramda böylesine geldi de geçti bile” diyerek söylendi başını sağa sola sallarken… Sonra, sokaktaki koşuşturan çocuklara bakmaya başladı, hala daha geçmiş Bayramın izleri vardı yüzlerinde. Bayram sevincini nasılda yaşıyorlardı çocuklar, Bayramı yaşayan galiba çocuklardı, büyükler Bayramdan bir şey anlamıyor!.. diye düşündü.
Bir an kendini yıllar öncesine Bayram anılarının içinde buldu…
Ve derin bir nefes çekti; yarı görünür yarı görünmez karşı tepelerden kopup gelen çam ağaçlarının taze kokusu ciğerlerine derinlemesine saplandı ve tekrar bu güne döndü…
Can Dündar’ın dediği gibi; “Nefes almak Bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan… Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram…”
– Ahh ahhh ne günlerdi o günler! dedi ihtiyar… bir yaprak daha düşerken dallarından çınarın…
“Aaah nerede o eski günler eski bayramlar” demeye başlamışsanız bilin ki yaşlandığınızın resmidir.
Aynaya bakın, yıllarca acı tatlı anılarını içinde sakladığınız derin vadiler vardır yüzünüzde ve farkında değilsinizdir belki ama şakaklarınızda kar tanecikleri oluşmuştur…
Küçükken öptüğüm elleri, aldığım harçlıkları özlüyorum. O kadar çok şey özlüyoruz ki… Tıpkı eski Bayramlar gibi. Eski yaşanmışlıklar misali. Ne eskiyi yeniye ne de geçmişi günümüze taşıyamıyoruz… Yozlaşan bir sürecin günümüze taşıdıkları ile yetiniyoruz. Bayramı yaşatmanın özlemleri günümüze taşımanın temel direği olan Sıla-i Rahmi… Yeni adresler tatil beldeleri… Günümüz koşullarında söylem var eylem yok. Özleriz ama özlediklerimizi yapmayız. Özlüyoruz dediklerimize ulaşmayı denemeyin.
Gün be gün bir takım değerlerimizi globalleşme denen kültür bombardımanına kurban verdiğimiz de ayrı bir gerçek. İnsanlık, toplum okyanusundan hızla bireysel yaşamın ıssız sahillerine doğru sürükleniyor.
Bir bekleyiştir Bayramlar. O günden ziyade, o günün beklentileridir heyecan veren. Çoğu anlamını içinde hissetmez ama bir semboldür, adı konulmamış bir sembol… Ya da dillerden dillere uzanan yıllanmış deyimlerden öteye gitmez anlamı.
“Bekleyen ile bekleyemeyenin”, bekleme hakkını yitirmiş olanların hazin bir buluşmasıdır Bayramlar. Kimileri enva i çeşit baharatın, şekerin, kıyafetin satıldığı çarşılarda telaşla yetiştirmeye çalışır listesindekileri. Birileri içindeki mahşeri kalabalıktan kaçmaya çalışır. Geçmişin kokularından, tatlarından deli gibi kaçmaya çalışır…
Çok fazla sayıda anlam yüklenmesinden olsa gerek çoğu zaman gerçekleşmez arzulanan güzellik ve iyi niyetler. “Nerde o eski Bayramlar” hayıflanması bunun en tipik belirtisidir. Bu yıl da güzel bir hayatın en belirgin göstergeleri olarak kabul edilen neşe ve sevinçler yine gölgede kalmış görünüyordu bulutlu ve yağmurlu geçen bir bayramın ardından. Filizlenmesi yasaklanmış çiçekler gibi ya hiç görünmediler ya da fark edilmediler göründüklerinde. Hâlbuki onların varlığında günler özel anlamlar kazanıp bayrama dönüşüyordu. Çünkü tek başına ortaya çıkamıyordu bu kavramlar onların varlık sebebi olan mutluluk olmadan. Oysaki mutlulukların paylaşılması değimliydi Bayramlar?..
Mutluluk değimliydi gönülleri neşe ve sevinçle dolduran aydınlık Bayram günlerinde.
Bayramlar herkes için bir şeyler vadeder…
Yalnızlar, evsiz-barksızlar, terk edilmişler hariç… Bir Bayram sabahı en yakınlarını, canından bir parçalarını kaybedenler hariç. Hep bir yanı eksik olmasına rağmen, Bayramlarda o eksikliğin tüm çıplaklığıyla kendisini kuşattıkları hariç…
Unutmayalım, bir sonra ki Bayrama hatırlatayım istedim; şimdiden unutmaya yüz tutmuşlar için…
Ne demiştik dostlar…
Evet, Bayram; Rabbin, kullarının kalplerine estirdiği manevi atmosferdir demiştik…
Bayram, yüzü hiç gülmeyen mazlum, mustazaf yüzlerin gülmesidir demiştik
Bayram, hatırlamak ve hatırlanmaktır demiştik…
Bayram, ziyaret edip, ağırlanmaktır demiştik…
Bayram, kabristanları şenlendirmektir, onları Yasîn`lere, Elhamd`lara doyurmaktır demiştik…
Bayram, işte güzellik, sevilmek, gülümsemektir demiştik…
Bayram, dargınların barışması, barışanların sarılmasıdır demiştik…
Bayram, işte Bayramdır, var mı bundan ötesi!!
Vesselam…
Bir Bayramı bir farkındalıkla bitirdik elhamdülillah.
Bayram yaratanın sevgiyi yaşamamız için sunduğu bir bahaneymiş elhamdülillah.
Bir Bayram daha geçti, ağız tadıyla, gönül hoşluğuyla… Bir Bayram daha geçti hatırlanılmış acılarıyla, tatlılarıyla…
İyisiyle, kötüsüyle, doğrusuyla, yanlışıyla, bir Bayramı daha geride bıraktık…
Bir sonraki bayrama kadar kim öle, kim kala!.. Her şeyin hayırlısı!..
Her şey ne kadar hoş değil mi?.. Bayramlarda. Sureti haktan bilince bayram asıl bayram.
Ben Bayram denen olguyu da pek çok şey gibi insan sevgisine ve paylaşıma vesile eden Rabbime şükranlarımı sunuyorum.
Özde hayatın vazgeçilmez kaynağı olan, umutların yarınlara çekilen özlemini canlı tutmaya devam etmesi dileklerimle, geçmiş Bayramınızı tekrar kutluyor, daha nice huzurlu, sevinçli, tasasız ve mutluluk dolu nice bayramları sevdiklerinizle birlikte yaşamanızı diliyorum…
Hayattan tat almaya eldekilerin kıymetini bilmeye, An’ı yaşamaya bakın. Sevdiklerinizi güzel sözlerle mutlu edin, kalbinize hoşluklar katın… Gülün coşun, en önemlisi sevdiğinize koşun (diyemiyorum) hiç olmazsa telefonla görüşün… Şimdiki teknoloji bu işe de yarıyor…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Rabbimiz tarafından bizlere teslim edilen yeni günü, severek, sevilerek yaşamamız için hep taze kalsın, umutlu kalsın…
Yüzünüzü güldüren, güzel, sevgi, umut, huzur, sağlık, mutluluk dolu, bütün hayallerinizin gerçeğe dönüştüğü güzel bir Çarşamba gününüz olsun…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#