Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
18 MART ŞEHİTLERİ ANMA VE ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ
Çanakkale Zaferi… Zaferin Adı Çanakkale…
Yokluklar içinde kazanılan zaferin adıdır Çanakkale…
Binlerce şehidimizi barındıran aziz vatanın aziz toprağı Çanakkale… Güzel Çanakkale, ulu Çanakkale… 109. yıl önce, ezelden ebede var olan gücümüzü dünyaya duyurduğumuz Çanakkale…
Siz hiç Çanakkale’ye gittiniz mi? Denizin o kan kokan kırmızısına dalıp o maviliğe kırmızı hüznü salan şehitlerimizi düşündünüz mü?..
Nefes alırken havadaki barut kokusunu genziniz de hissettiniz mi?..
Allah Allah nidaları kulağınızda çınladı mı ya da gürleyen top sesleri…
Ya da gecenin bir yarısında karanlığın içinden gelen vatanı uğruna hayatını veren insanların sesini duydunuz mu? Kınalı Hasan’ı, Seyit Onbaşıyı siperde gördünüz mü?..
57. Alay komutanı Manastırlı Yarbay Hüseyin Avni’nin “haydi aslanlarım” diyen sesini duydunuz mu?..
Ben duydum. İçinizde öyle derin fırtınalar kopuyor ki; gözlerinize anlamını bilmediğiniz çiğ taneleri düşüyor. Belki ağlıyor belki kahroluyorsunuz ama o her adım atışında üstlerine bombalar kurşunlar şarapnel parçaları yağan şehitleri düşündüğünüzde yüreğiniz bir parça daha eriyor. Neden bu kadar acı sözler düşüyor dudağımdan kalemime?..
Yağmur gibi yağıyor gökten, gülleler mermiler, etraf kan kusuyor. Öyle bir zamandayım ki ben sanki
Mehmetçiklerin Allah Allah nidaları kulağımda çın çın, yüreğimi burkuyor…
Çanakkale denince tüyleri ürperiyor insanın. Fakat korkudan değil, bu onurlu direnişin gururundan.
O vakitten izleri sergileyen müzeleri herkes görmeli. Zira o savaşı her Türk hissetmeli, yaşamalı. Genç- yaşlı, büyük- küçük… Herkesin cepheye koştuğu, on beş yaşında şehit olduğu, o bağımsızlık mücadelesini her Türk bilmeli…
Aylardan Mart. Gelibolu’nun o muhteşem manzarasından bir hüzün doğuyor.
Karşıda binlerce düşman… Ecdadımızın emaneti topraklarımıza salyalarını akıtarak bakıyor…
Mehmet Akif Ersoy’un deyimiyle “Kimi yamyam, kimi Hindu, kimi bilmem ne bela” Çanakkale Boğazı vatanın kalbi, geçilmemesi gerekiyor. Bu yüzden bıyığı yeni terlemiş delikanlılar bile cepheye koşuyor. Damarlardaki o asil kan durmuyor. Vatan askı tutuşturuyor bedenlerini Öyle bir akın oluyor ki Çanakkale’ye o yıl tıp fakültesi hiç mezun vermiyor. Hepsi cephede şehadet şerbetinden içip şehit oluyorlar. Analar ağlıyor… Yavrusunu kınalayıp “Haydi oğul, haydi git!.. Ya gazi ol, ya şehit!..” diyerek gönderdiği yavrusu için gözyaşı döküyor…
Eğer o savaşta, o yiğitler, göğüs gerip o kurşunlara, yüreklerinden kocaman surlar örüp kazanamasalardı o savaşı, o zaman işte, o zaman bizde olmazdık.
Belki ayrı ayrı devletlerin himayeleri altına girip, bugünkü hürriyet özgürlüğü yakalayamazdık; çünkü Çanakkale Türkiye’nin geçiş noktası. Çanakkale’nin elimizden alındığını düşünsenize!
Tanımadığımız insanların Türk topraklarını kazanması ve özgürce ” burası benim ” dediğini…
Onlarca Türk’ün vatan dedelerimizin atalarımızın ve sırtında kurşun taşıyan eşlerine yavrularına ve en önemlisi vatanına bir parça yardımı bulunmasını isteyen o analarımızın kanlarıyla sulanmış topraklarımızın bir başkasına ait olmasını…
Düşünmesi bile korkunç!.. İnsanın içine en derinden kurşunlar yağıyor sanki. Yüreğim bir nebze daha parçalanıyor içimde.
Kendi kendimi diyorum ki:
”O savaşta mağlup olsaydık şimdi bu bağımsız topraklar bizim olur muydu?.. Kendi vatanımıza emanet toprakların üstünde yürümez miydik?..
Düşmanlarımız önce Çanakkale’yi sonra İstanbul’u ve sonra… O kadar ağır bir savaştan belki tüm Türkiye’ yi..
…Ama Türk Askeriydi onlar! Verir miydiler bu vatanı eloğluna?
‘Hayır’…
Allah Allah diye inleyen sesleriyle savundular bu toprakları…”
İşte böyle düşündükçe Çanakkale’yi; acaba kırmızıya çalmasaydı deniz bu kadar hüzünlü dans etmeseydi yapraklar rüzgârla ve kanla sulanmasaydı bu toprak değerini bilir miydik?
Titremezdik sanki sıradan bir yermiş gibi gelirdi. Aslında Türkiye’nin her yeri gurur kokan topraklarla örtülü değil mi? Dünden bu güne onlarca savaş olmadı mı?..
Vatan uğruna bu topraklar kanla sulanmadı mı?..
Doğudan batıya onca insan şehit olmadı mı?..
Onlar öyle onurlu ve gururluydular ki yüreklerinin tam ortasında demirden ateş topları saplansa bile yüzlerinde vatanı uğruna can vermenin sevincini taşıyorlardı.
Ey Türk Askeri! Sen ki cephenin ardında nasır tutan ellerinle savaşırken onlar neden savaştıklarını bile bilmiyorlardı. Çanakkale yakılıp yıkılırken ve üstümüze bombalar yağarken düşmana inat kadere inat ve gözlerini kaparken kırmızı yağmurlar altında ölüme inat yeni bir zafer kazanmanın sevinciyle dört elle sarıldın toprağına. Ama baş eğmedin…
İçine çekerken deniz kokusunu gözlerin doldu. Belki alın yazından belki yeni doğmuş bebeğinin hayalinden…
Ey Anadolu’nun her tarafından gelip bu topraklarda yatanlar gözünüz arkada kalmasın.
Biz bu aziz vatanı ister gecenin kör karanlığında ister alaca şafakta olsun kimselere bırakmayacağız. Çanakkale aslımızdır ve biz aslımızı unutmayacağız.
Mustafa Kemal ATATÜRK belki de kurduğu şu cümleler ile bizim nasıl bir millet olduğumuzu ve dünyaya nasıl ders verdiğimizi bir kez da göstermiş oldu.
Çanakkale’de ölen yabancı askerler işin Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN kurduğu cümleler şöyleydi;
”Şimdi dost bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyun. Bizim için Mehmetler ile Jonny’ler arasında bir fark yok” dediğini ve yabancı şehitlerin annelerine de;
“Oğullarını uzak ülkelerden buraya gönderen anneler siz de gözyaşlarınızı silin.
Oğullarınız şimdi bizim bağrımızda huzur içinde yatıyor. Canlarını bu ülkede kaybederek, onlar artık bizim de evlatlarımız oldu” demiştir.
İşte biz böyle bir neslin torunlarıyız. Bunu sakın unutmayın ve unutturmayın…
Tarihi şan ve haysiyetle dolu olan Türk milleti, Mehmetçik yeniden büyük bir zafer kazandı. Hem de yardım için insanlarla savaştığını unutacak kadar, düşmanını arkadaşı olarak görecek kadar büyük insanlık dersleriyle… Hâsılı Çanakkale, tarihi san ve haysiyetle dolu olan bir ulusun kazandığı son zaferlerden biridir. Bu zaferin isimi Çanakkale, mimarı Mehmetçik, temsilcisi de Tük milletidir.
Dillerinde tek kelime vardı. O da “Vatan’dı. Vatan diyerek bu aziz topraklara kanlarını döküp canlarını veren tüm şehitlerimize, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu vatanı bize armağan eden, bu toprakları vatan yapmamızı sağlayan o güzel, cesur ve kararlı insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum… ‘18 MART ŞEHİTLERİ ANMA VE ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİNİ’ kutluyor aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum… Çanakkale Şehitlerimizin ruhları şad olsun…
#öskurşun#