“Siyah beyaz da olsa, enkazı deviririm.”
Enkazda oğlunun fotoğrafını arayan anneye aitti bu söz. Bebekliğinden bu yana her bir siyah beyaz fotoğrafı vardı. Molozu karıştıran parmakların parçalanışı, hayatın anlamını çağrıştırıyordu.
Enkazın başında olanlar, ananın göz yaşlarının farkındaydı. Enkazda elleri parçalanırken, ruh bahçesinde ümit başakları, kuruyordu. Enkazı didiklemek, sabır ve güç bir tevekkül. Sabırla istikbale aktaracağı bir siyah beyaz fotoğrafı parmakları arasına almak.
Enkazda tanımladığı hayatı, siyah beyaz fotoğrafa indirgemek. Acıların simgesini kaldırıp haykırmaktan teselli bulmak. Bir annenin kararlılığını göstermek. Dünyaya ana sevginin gücünü aktarırken, acıları az da bir nebze de olsa hafifletmek.
Beyaz sayfaya yaşananların mana ve önemini ortaya koyan şiirler yazmak. “Bir gün önce konuşmuştuk, geçen bayramı,” diye başlamak. “Belediyenin önündeki takın altından geçmiştik, ağzımız kulaklarımızda,” demek.
Yanımızdan geçmişti, canavar düdüklü, tren. Yıkımlar yüksekti, hızlıydı kayboluşlar, dünle bugün arasında. Enkaz sardı dilimize, bugün normal olsaydı, gidecektik sanat galerisine. Beş sanatkâr, halka eserlerini sunacaklardı. Oğlunun arkadaşlarıydı, sanatçılar. Eşelerken, onlardan da haber alamadık, belki de oğlum yanlarındaydı, diyordu.
Belki bir resim alırdık, çile çekmemiş, yaşamamış yıkımı, hissetmemiş acıları. Kader gülüyor, biz kuruyoruz. Dünkü konuşmamızı dinlemek istiyorum. Sesini kulağımın bir köşesine, görüntünü göz bebeğime, yerleştirmek istiyor ve böylece yavrumu içimde taşımalıyım.
Binanın enkazında anlattığın rüyayı yaşadım. Gerçek dünyaya döndüm ve rüyalar gerçek olsa, dedim. Caddelerde turladım, bir taraftan da parmaklarım enkazın yığını arasında. Ümitsizlik kıskacını bir türlü silemiyorum. Yüreğin sevgisi, acıların üstünü örtemez, dediler. Acıları bir kenara koydum, aradım siyah gözlerini, yıkıntılar arsında.
Fotoğrafın tozunu silip sevdiğini kaybedenlerin izlemesini arzu ediyorum. Buldum aradığımı molozların altında. Saniyeler hesabı yitip giden canlara ait hayalleri ortaya çıkartıp renkliliğe, sevgiyle bakmayı arzu ediyorum.
Yıllara sordum, siyah beyaz görüntüsünden, haberleri yoktu. Hatırlamıyordum geçen günleri, o günlere ait anıları. Bulmalıyım fotoğrafını ve aramalıyım yakınlarımı.
Parmakları parçalanırcasına, derinliklerde arıyordu, oğlunun fotoğrafını.
Sevdiğine kavuşmak istiyordu.
Hasan TANRIVERDİ