Yozgat Sorgun ilçemizin Şahmuratlı Köyünde bulunan Kerkenes Harabeleri, dünyanın antik kayıp şehirlerinden biri olarak biliniyor. Bu ilgi çekici arkeolojik sit alanı, M.Ö. 600 yıllarında Medler tarafından kurulmuş olabileceği düşünülüyordu, ancak daha sonraki keşifler şehrin bir Frig yerleşimi olabileceğini gösteriyor. Kerkenes antik kaynaklarda Pteria olarak geçen ve yaklaşık yedi kilometrelik sur duvarlarıyla çevrili büyük bir yerleşim alanıdır.
M.Ö. 547’de Persler tarafından ele geçirilen ve yakılan kamu binaları, sivil yapılar ve gelişmiş bir su toplama sistemi içeriyordu. Kazılar, 1993 yılında başladı ve halen Prof. Dr. Scott Branting ve ekibi tarafından devam ettiriliyor. Kazılar sırasında yapılan jeomanyetik yüzey araştırmaları ve GPS çalışmaları, şehrin tarihini aydınlatmaya çalışıyor. Bulunan fildişi süslemeler, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Kerkenes, ayrıca M.Ö. 3-2’nci yüzyıllara ait Galat mezarları ile tarihçiler için değerli bir kaynak konumunda. Ancak, şehir yangın ve yağma sonucu kültürel hazineler açısından sınırlı kalmış. Kerkenes Dağı Şehrinin kazıları, Orta Anadolu’nun zengin tarihine ışık tutarak tarihçilere büyüleyici bir pencere açıyor.
Antik şehir Peteria, tarihi boyunca önemli olaylara tanıklık etmiştir. M.Ö. 612’de Asur İmparatorluğu’na karşı Med ve Babillilerin ortak saldırısından sonra Persler tarafından ele geçirilmiş; Medler ve Lidyalılar arasındaki savaşın altıncı yılında meydana gelen bir güneş tutulması sonrası, savaşın sona erdiğini ve barışın imzalandığını görüyoruz. Tahminler ve elde edilen bazı verilere göre aynı yüzyıllara ait bazı Galat mezarları da Bizans döneminde soyulmuş ve değerli parçalar yağma edilmiş. Kentin önemli özelliklerinden biri de çabuk bozulabilen kumtaşı denilen bir çeşit taşın mimari, heykeltıraş ve yazıtlarda çok sık kullanılmış olmasıdır.
Herodot’a göre, Kerkenes, Orta Kapadokya’nın en güçlü savunma duvarlarına sahipti. Lidya Kralı Krezüs tarafından şehir yakıldığında ve duvarlar yıkıldığında, bu surlar ortadan kaybolmuş olup, ilk kez 1999 yılında yeniden keşfedilmiştir.
Krezüs, Delfi’deki bir kehanet merkezine danıştığında, Kızılırmak’ı geçtiğinde ne olacağını sormuş ve “Güçlü bir imparatorluğun yok olacağı” cevabını almış. Krezüs, Pteria’yı ele geçirince, ancak bu, Pers Kralı Kiros’un öfkesini çekmiş, olay M.Ö. 585’teki “Güneş Tutulması Muharebesi” ile sonuçlanmıştır. Bu olay, Krezüs’ün Lidya İmparatorluğu’nun da sonu olmuş.
Kerkenes Dağı Şehri’nin geçmişi, arkeoloji ve tarih alanında önemli bir keşif olarak kabul ediliyor ve bu antik kentin sırları, hala günümüzdeki çalışmalarla aydınlatılmaya çalışılıyor. Yedi kilometre uzunluğunda ve yedi metre genişliğinde sur ile çevrili antik kent kalıntıları arasında yer alan sülüklü gölün, tarih boyunca insanların şifa kaynağı olduğu da tahmin ediliyor.
Bütün bu bilgiler ışığında şunu söyleyebiliriz: Tarihi öneme haiz ilimizde henüz bir Arkeolojik Müzenin yapılamamış olması şehrimiz için önemli eksikliktir. Bölgemizden çıkan tarihi kalıntıların sergileneceği bir müzenin yapılması Yozgat turizminin geleceği için oldukça büyük bir öneme haizdir. Bu konudaki çalışmaların hızlandırılmasını ve Arkeoloji Müzesinin bir an önce yapılmasını bekliyoruz.